Türkiye’nin en sık korunan, en yüksek güvenlikli cezaevleri arasında gösterilen, küçük yaştaki kız çocuklarının dahi etekleri çıkarılarak üstleri aranan Silivri Cezaevi’ne cep telefonu sokulduğu ortaya çıktı. 2 adet cep telefonu ve uçlarında kablo bulunan 4 adet pil, Susurluk hükümlüsü, çete davasından tutuklu Sami Hoştan’ın koğuşunda bulundu. Olay bir ihbar sonrası ortaya çıktı. 10 gardiyan hakkında soruşturma başlatıldı. Gardiyanlardan biri müdürleri sorumlu tutarken; Sami Hoştan da başka bir cezaevine gönderildi.Balyoz, Ergenekon, KCK gibi çok sanıklı büyük dava ve tutukluları ile gündemde olan Silivri Cezaevi’nde 24 Ocak günü hareketli saatler yaşandı. Yapılan bir ihbar sonrası koğuşlarda arama yapıldı. Ergenekon davasında tutuksuz, ‘kumar çetesi’ davasında tutuklu yargılanan Sami Hoştan ile Tamer Karaman’ın bulunduğu 5 Nolu Cezaevi F1 Blok F–1 koğuşu da aranan yerler arasındaydı. Burada yapılan kısmi aramada 2 adet cep telefonu, kulaklık, uçları sarı renkli kablolara bağlı 4 adet pil ve 100 TL para bulundu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı sonrası Silivri Cezaevi İdaresi olay ile ilgili soruşturma başlattı. Öncelikle, 2 Ekim–24 Kasım 2012 tarihlerini kapsayan kamera görüntüleri izlendi. Mercek altına alınan noktaların başında “Arnavut Sami” lakaplı Sami Hoştan’ın tutulduğu koğuş yer aldı.
‘BAŞEFENDİ ÇIK, GİZLİ GÖRÜŞÜYORUZ’
Suçlanan memurlardan biri 11 Nisan günü verdiği yazılı savunmasında suçlu olmadığını söyleyerek asıl sorumluluğun müdürlerde olduğunu iddia etti. Adının yazılmasını istemeyen memur, savunmasında özetle şunları anlattı: “Zaman zaman çeşitli koğuşlara ziyaret amaçlı ya da moral olsun diye gittim. Bunda idarenin de haberi vardı. Sami Hoştan’ın şeker, tansiyon ve kalp rahatsızlığı var, ayrıca kemoterapi görüyor. Sık sık revire çıkarıldı. Bunda herhangi bir çıkar ilişkisi yok. Yasak maddelerin (cep telefonu) bulunduğunu mahkûmlardan öğrendim. Vardiyanın sorumlu baş memuru olmama rağmen, hiçbir amirim çağırıp da olay ile ilgili bilgi vermedi. Bütün görüşmeler, müdür beyler ile Sami Hoştan ve Tamer Karaman’ın gizli görüşmelerinden ibaret. 2. müdürler, cezaevi sorumlu baş memuru ve hazır kuvvet baş memuru tarafından sorgulanırken ben odaya girdiğimde Cezaevi 2’nci Müdürü D.A. bana yönelik ‘Başefendi biz gizli görüşme yapıyoruz’ diyerek odadan çıkmamı istedi.”
2002’DE DE YAKALANMIŞTI
10 gardiyan hakkında başlatılan idari soruşturma kapsamında bir bölümünün görev yerleri değiştirilirken, bazıları da açığa alındı. Gardiyanlar geçtiğimiz Cuma günü de Silivri Savcılığı’na ifade verdi. Soruşturmada, cep telefonlarının çıkar amaçlı cezaevine sokulduğu iddiası üzerinde duruluyor. Cep telefonlarının bulunması sonrası Sami Hoştan da Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’ne sevk edildi. Hoştan, Ergenekon duruşmaları nedeniyle tekrar Silivri’de 4 Nolu Cezaevi’ne konuldu. Sami Hoştan’ın 18 Aralık 2002’de tutuklu bulunduğu Eskişehir Özel Tip Cezaevi’ndeki koğuşunda yapılan aramada da 2 adet cep telefonu bulunmuştu.
Koğuşta akşam sofrası keyfi kamerada
İzlenen kamera görüntülerinde, suçlanan memurlardan birinin 8 kez, Sami Hoştan’ın koğuşuna girip çıktığı belirlendi. Görüntülerde, acil bir durum olmamasına karşın Hoştan ve Karaman’ın revire çıkarıldığı, sayım sırasında koğuşa girilmediği, revire gidileceği sırada üst aramasının kapsamlı yapılmadığı görüldü.
Kayıtlardan biri de 12 Ekim günü saat 20:49–21:23 aralığına ait. Bu zaman diliminde İnfaz Koruma Memurları M.E.K., M.E. ve Ü.Y.’nin, Sami Hoştan ve Tamer Karaman’ın koğuşuna gittikleri, masalarına oturdukları, burada sohbet edip bir şeyler yedikleri görüldü.
‘SİZİ UNUTMAM’ tehdidi
11 Nisan’da yazılı savunma veren memur, Sami Hoştan ve Tamer Karaman’ın cep telefonlarını kendilerine kimlerin getirdiğini açıkladıklarını iddia ederek savunmasında şunları yazdı: “Hoştan ve Karaman, bahsi geçen yasak maddeleri cezaevine kimin getirdiğini üstüne basa basa söylemesine rağmen, hiç suçu olmayan memurların sorgulanması düşündürücüdür. Hatta Sami Hoştan sevke gönderilirken orada bulunan müdürlere ve bazı görevlilere ‘Memurunuzu korumak adına beni harcıyorsunuz. Ben hiçbir zaman sizi unutmayacağım. Ne alacağımı unuturum ne vereceğimi.’ diyerek tehdit ve hakaretler savurdu. Buna rağmen hakkında hiçbir işlem yapılmadı.”
İlkokul öğrencisi kızı didik didik aranmıştı
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un yanı sıra CHP milletvekilleri Mustafa Balbay, Prof. Dr. Mehmet Haberal ve MHP Milletvekili Engin Alan, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan isimler arasında yer alıyor. Zaman zaman ‘çıplak arama’ haberleri ile de gündeme gelen Silivri’de en dikkat çekici uygulamalardan biri Odatv davasından yargılanan Gazeteci Nedim Şener’in ilkokul öğrencisi kızına yapılmıştı. Babasının görmeye gelen küçük kızın eteği çıkarılarak kapıdan geçirilmişti. Benzer bir durumu, yine aynı davadan yargılanan Gazeteci ve Yazar Doğan Yurdakul’un kızı yaşamıştı. Nedim Şener, Yurdakul’un kızının yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Doğan Yurdakul’un kızı geliyor. Herkesten özür dileyerek söylüyorum. Aramalar sırasında sutyenini çıkarttırıyorlar. Sutyenim yok diye kaldırıyor bluzunu. Silivri kahraman olma yeri değil, çürüme yeri.”