Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz, ürettikleri "borlu" deterjanın sektördeki yeriyle ilgili olarak, "Deterjan konusu aslında önümüzdeki günlerde çok önemli bir gündem oluşturacak. Yüzde 10'unu alsanız dünyadan, 8,5 milyar dolar eder. Bunun yüzde 70-80'i kar olacak bir 8,5 milyar dolar" dedi. Yılmaz, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın düzenlediği "Haydi Geçmeden Bor'un Pazarı" konulu panelden önce gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin elindeki büyük miktardaki bor rezervinden yeteri kadar istifade edilemediği gibi bir algı oluştuğunu vurgulayan Yılmaz, üretilen miktardan çok tüketilen miktarın önemli olduğuna işaret etti. Son 10 yılda Eti Maden İşletmeleri'nin karını 26 kat arttırdıklarını kaydeden Yılmaz, şunları söyledi: "Dünyadaki bor rezervinin yüzde 70'inden fazlası şu anda bizde ama yüzde 7'si de bizde olsaydı hiçbir şey değişmeyecekti. Çünkü dünyada tüketilen miktar 4 milyon ton, rezerv 4 milyar ton. Biz, yeni kullanım alanları bulduk diye büyüdük. Yoksa elinizi öpüyorlar, malınızı alıyorlar, öyle bir şey yok. Bir kere sektör de üreten de bunların ne işe yaradığını bilmiyor. Siz gidiyorsunuz, sektördekilere tek tek diyorsunuz ki 'bak arkadaş, senin falanca problemini çözeceğim'. Söylüyorsunuz ve söylediğiniz doğruysa bir kredibiliteniz oluşuyor, onun üzerine pazar inşa ediliyor. Biz o kadar hızlı büyüdük ki üretim 6 kat. Bir kamu kuruluşu tuttu, son on yılda üretimini altı kat arttırdı, karını da 26 kat arttırdı. Başka bir yerde bundan bahsetseniz adama böyle bakarlar, hayalet gibi." Türkiye'de bor kimyasallarından yeteri kadar istifade edilip, edilmediği yerine, dünyada bor madeninden ne kadar istifade edildiğine bakılması gerektiğine işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu: "2000'li yılların başında biz Amerikalıların yarısı kadar markette söz sahibiyken şu an Amerikalılar bizim yarımız kadar bir paya sahip. Yani bu ne demek, Türkiye'deki bir kurum, pazardaki payını 10 senede 4 kat arttırmış, karını da 26 kat arttırmış. Rakama döküldüğünde 2004'te 17 milyon dolar olan kar, 2013'te 436 milyon dolara çıktı. Satılan malda kimyasal maddeden ötesi yok. Satın alan da bunu başka bir kimyasal maddeye dönüştürmüyor, bundan sonrası eşya. Mesela cam sanayisinde girdilerden bir tanesi de bor kimyasalları. Ama sadece bor kimyasalları kullanarak cam yapamazsınız. Bir sürü girdinin içinde bir tanesidir bor kimyasalı. Şimdi bordan yapılıyor denildiğinde, hani Türkçe'deki kestirme konuşma alışkanlığı, sanki sadece bor hammadde kabul edilerek yapılan birçok şey varmış gibi kullanılıyor. Öyle bir şey yok. Bor, hemen hemen her sektörde ara maldır. O başka bir sanayiye, tabiri caizse yardımcı roldedir. Mesela enerji ihtiyacını azaltır. Ergime noktasını düşürür. İlk defa biz eşyaya dönüştürdük onu." Bordan deterjan ürettiklerini sözlerine ekleyen Yılmaz, yeni temizlik aracının petrol türevi malzemeler içermediği için çevre ve insan sağlığına zararı bulunmadığını belirtti. Deterjan konusunun önemli gündem maddesi haline geleceğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: "Deterjan konusu aslında önümüzdeki günlerde çok önemli bir gündem oluşturacak. Yüzde 10'unu alsanız dünyadan, 8,5 milyar dolar eder. Bunun yüzde 70-80'i kar olacak bir 8,5 milyar dolar. Bu ne demektir, böyle bir sektör var mı? Türkiye'nin en büyük holdinginin karını bir araştırın, kaç para ediyor? Normal deterjandan farkımız şu, biz hiçbir şekilde petrol türevi içermeyen, fosfat içermeyen, sülfat içermeyen yeni bir temizlik aracı yaptık, yeni bir deterjan yapmadık. Yani yanlış olur yeni bir deterjan yaptık dersek. Halbuki biz bu bahsettiklerimin içinde bulunmadığı bir temizlik aracı yaptık. Bu saydıklarımın hepsi insan ve çevre sağlığı için zararlı şeyler. Paketin üzerinde de bunlar yazıyor, 'fosfat içermez, sülfat içermez, petrol türevleri içermez'. Bunu anlayan anlar, literatürde ne manaya geldiğini vatandaşımız anlar. Piyasaya sürdük, adı "Etimatik". Fiyat olarak oldukça ekonomik. Hedefimiz, başlangıçta Türkiye piyasası ancak asıl hedefimiz dünya. Dünyaya hitap ettiğimiz zaman bor, gerçekten stratejik, ikamesiz hale gelecek. Çünkü sadece çamaşır makinesiyle ilgili deterjan piyasası 85 milyar dolar. Toplamda tüm deterjan piyasası 150 milyar dolar. Bordan deterjan yaptık. Onu da ilan ettik, Sağlık Bakanlığı izinlerini aldık ve piyasaya da sürdük. Yani 11. aydan itibaren büyük ölçüde üretim yapmaya başladık. Geri dönüşler harika. Yani kurum içinde ve dışarıda yaptığımız istatistikler var. Borun tüm ticareti 2 milyar dolar, deterjanın bu sektördeki ticareti, 85 milyar dolar. Yani bunun yüzde 10'unu alsanız, uçtunuz. Öbür türlü borun tamamını alsanız 2 milyar dolar. İşte tüketim alanı bulursanız, büyürsünüz dediğime en somut örnek bu." - "Bordan kompozit gibi yeni kullanım araçları üretilmeli" Bordan yeni kullanım alanlarına yönelik 50'ye yakın araştırma projesi yürüttüklerini belirten Yılmaz, şu bilgileri verdi: "Bor kimyasalları da kullanılarak yapılan elyaf, kompozit malzemeye dönüşüyor. Kompozit malzeme de aklınıza ne kadar metal alternatifi varsa o yapılıyor. Mesela arabanın göğsü, tamponu dediğimiz, uçak parçaları dediğimiz birçok şey kompozit malzemeden, hatta köprüleri kompozit malzemeden yapıyorlar. Bu malzemeden inşaatlar yapılıyor. Yani yoğunlaşılması gereken şey budur. Şimdi kompozit malzeme yaparken mecburen kimyasal maddeler sanayisi de gelişmek zorunda. Çünkü elyafı, işin demiri kabul ederseniz, içerisindeki kimyasalı da çimento kabul etmeniz lazım. Bundan malzeme dünyası 150 milyar dolarlık bir çıktı oluşturuyor ama biz buralarda cüceyiz. Sırf bu alanla yoğunlaşan bir bilgi olsa, biz genelde malumat nevinden bilgiyle uğraşıyoruz. Yani paraya dönmeyen, sadece işte şu konuda bu kadar bilgimiz var şeklinde. Esas olan şudur, bizim iştigal alanımız paraya dönen bilgidir. 50'ye yakın araştırma projesi yürütüyoruz şu anda. Hem üretici kuruluşuz hem de araştırmalar yürütüyoruz ama bizim araştırmalarımızın tamamı paraya tahalluk eder, yani para getirmeyen hiçbir işle uğraşmayız." - "Borun insan sağlığına zararı olmadığını testlerle kanıtladık" Yılmaz, bor madeninin insan sağlığına zararlı olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını sözlerine ekleyerek, "İşçiler üzerinde yapılan deneylerde, kan, sperm ve idrar tahlilleri yapıldı. Hiçbir şekilde daha önce iddia edilenin aksine insan sağlığına zararlı hiçbir şey çıkmadı. Zaten bildiğimiz bir şey, malumun ilanı oldu. Zaten iddia da çok komikti, 'bora maruz kalan erkeklerde üreme sağlığı azalıyor'. Hayatın kendisi bir laboratuvar. Türkiye'nin batı bölgesi tamamen bor yatağı. Buradaki nüfus yoğunluğu ve doğurganlık oranına baktığınız zaman zaten başka bir şey söylemeye gerek yok" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz