Euro krizine çözüm Almanları iknada yatıyor

2011'i euro krizi haberleri yapmakla geçiren BBC muhabiri Chris Morris, siyasetçiler Alman seçmene krizde olası senaryoları dürüstçe anlatmalı diyor.

Kriz mi? Ne krizi? Frankfurt'taki Noel pazarında euro bölgesinin içinde bulunduğu krizi hissetmeniz pek mümkün değil.

Parke taşlı sokaklarda elma şarabı, şampanya ve sıcak çikolata içen insanlar.

Şekerlemeler, kuruyemiş, tahta oyuncaklar ve hayatımda gördüğüm en büyük sosis tezgâhı.

Gerçek bir domuz sucuğu bolluğu!

Stantlar dağ evleri gibi süslenmiş, dekorasyona ve ışıklara bakınca her yerden refah fışkırıyormuş gibi görünüyor.

Yatırım bankacılığı sektöründe çalışan Bernd, "İnsanlar burada krizi hissetmiyor" diyor. Sosisli sandviç almak için sırada bekliyor.

Reklam
Reklam

Noel pazarları ve kriz

İşsizliğin son birkaç on yılın en düşük düzeyinde olduğunu söylüyor: "Zengin hissediyoruz. Öyle ki, her yerde kriz var ama Almanya'da yok gibi."

Sonra da bunun gerçeğin tam ifadesi olmayabileceğini hissediyor ama "yine de böyle hissediyoruz" diye tamamlıyor.

Pazarın odağında, İsa Peygamber'in doğumunu resmeden devasa bir resmin yanında olağanüstü bir eski atlıkarınca var. Atlıkarıncaya binen çiftler çocuklar gibi kıkırdıyorlar.

Yaşlıca bir kadın, oldukça şık bir paltosuyla binmiş ve küçük oturağa oturan bir adam çantasına sıkı sıkı sarılmış kendi kendisine gülüyor.

Hepsi de dünya umurlarında değilmiş gibi davranıyor.

Birkaç stant Yunanistan'a yetmeyecek

Birkaç gün sonra bir başka Noel pazarında, bu kez Brüksel'deyim. Yağmur yağıyor. Balık restoranlarıyla ünlü Place Catherine de, yapı iskelesiyle kaplı bir kilisenin yanındaki bölge, şeref konuğu için ayrılmış.

Konuk, euro bölgesi krizi sırasında bayram desteği için seçilmiş izlenimi verircesine, Yunanistan.

Beyaz-mavi Yunan bayrakları sokak lambalarının arasında yerleştirilmiş.

Reklam
Reklam

Tek başına bir kebapçı var ve reklâm panolarında sıcak kumlar ve mavi sularıyla Yunan sahilleri turist çağırıyor.

Yalnızca birkaç yiyecek standı var ve buradaki atlıkarınca hareket etmiyor. Yunan Noel pazarı, ülkenin borç krizi kadar kasvetli bir havaya sahip.

Emmanuel, "Aslında şeref konuğu Çin olacaktı" diyor. "Fakat Brüksel belediye başkanı Yunanistan için üzüldüğünden değişiklik yaptı.

Emmanuel'in bardaklara koyduğu rakomelodan (ballı rakı) içiyoruz. "Her şey son dakikada yapıldı ama küçük de olsa bir şeyler ihraç etmemiz iyi olacaktı." diyor.

Almanya görmezden gelerek devam edebilir mi?

2012 Yunanistan ve ağır kemer sıkma önlemleri alan ülkeler için zorlu bir yıl oldu.

Peki, Almanya çevresindeki bu sorunları es geçerek daha ne kadar yol kat edebilir?

Son bir yıldır kriz haberleri hazırlarken tekrar ve tekrar vardığım sonuç, çözümün Almanya'nın elinde olduğu oldu.

Fakat kimse Alman seçmenler karşısında tam olarak dürüst davranmış değil.

Berlin'de sık sık dile getirilen, "Sahip olduklarının ötesinde harcama yapan ülkeler şimdi bunun bedelini ödemeliler" argümanına yakın hissetmek mümkün.

Reklam
Reklam

Madalyonun öteki yüzü

Ancak bu hikâyenin başka bir boyutu daha var. Almanya'nın ticaretteki başarısını besleyen Yunanistan, İtalya gibi ülkelerdeki ağır borç yükünden başkası değil.

Avrupa'nın Akdeniz kıyılarındaki ülkeleri daha fazla ihracat yapmak zorunda. Noel pazarlarına gönderdikleri birkaç stanttan daha fazlasına ihtiyaçları var.

2000'lerden önce olsa, paralarının değerini düşürerek krizden çıkışın yolunu arayabilirlerdi. Şimdi ise böyle bir şansları yok.

Dolayısıyla maaşları düşürmeye yöneliyorlar. Fakat bu siyasi olarak sürdürülebilir bir çözüm değil.

Nihayetinde, kim kendisini daha da yoksul yapacak partiye oy verir?

Üçüncü seçenek

Bunların dışında üçüncü bir seçenek daha var. Güney ülkeleri kemer sıkma ve katı bütçe disiplinleri getirirken, Almanya da ekonomisinde bazı değişikliklere gitmek zorunda olduğunu kabul etmeli.

Ya bu ülkelerin borçlarına daha büyük garantiler sağlamalı ya da onların ürettiklerini daha çok tüketmeye yönelmeli.

Bunun sonucunda fiyatlar biraz yükselebilir. Aslında -kısık sesle söylersek- biraz yüksek enflasyon çözüm için gerekli bile olabilir.

Reklam
Reklam

Bu seçeneğin karşısında ise euro bölgesinin dağılması, bazı ülkelerin ayrılmak zorunda kalması ve tahmin etmesi zor gelişmeler var.