#EURO2016 blogu: Lille'de Fransız kalınca

BBC Türkçe'den Emre Temel, Fransa - İsviçre maçı öncesi ve sonrasında Lille kentinden izlenimlerini aktarıyor. 0 - 0 berabere biten maçtan her iki takım da mutlu ayrıldı ve son 16 rakiplerini beklemeye başladı.

Emre Temel

BBC Türkçe, Lille

Geçen yıl Avrupa Basketbol Şampiyonası için Lille'e gelmeyi çok istemiş ancak gelememiştim. Yaklaşık 27 bin kişinin izlediği o unutulmaz yarı final maçını (Fransa-İspanya) seyrettiğimde kızmıştım kendime. Kısmette bu şirin kente EURO 2016 için gelmek varmış.

İspanya maçı sonrası bazı gazetelere yansıyan "prim kavgası", "takım içi gruplaşmalar", "Terim-Arda tartışması" haberleri zaten canımı fazlasıyla sıkmış durumda. Turnuvadaki diğer 23 takımın hiçbirinin kampından buna benzer haberler gelmiş değil.

Reklam
Reklam

Bu şartlar altında Lille'in tadını çıkarmaya çalışıyorum. Belçika sınırına sadece 10 kilometre uzakta, Fransa'nın da en büyük 10. kenti Lille.

#EURO2016 blog: Şimdilik tek sorun holiganlar#EURO2016 blogu: Uzadıkça uzayan bir yolculuk: Paris-Nice#EURO2016 blogu: Nice'de Les Bleus coşkusu#EURO2016 blogu: Avrupa Futbol Şampiyonası tarihinde yolculuk#EURO2016 blogu: Nice'e hüzünlü veda#EURO2016 blogu: Hesap kitap vaktiNüfusunun üçte birden fazlası 25 yaşın altında olduğu için fazlasıyla dinamik bir şehir. İngiltere ile Fransa ve Belçika arasındaki Eurostar trenlerinin durduğu noktalardan olduğu için de çok fazla turist çeken bir kent.

Ben ise Lille'e muhtemelen İngilizcenin en az duyulduğu günlerden birinde geldim. Zira kent bugün Fransa ile İsviçre arasında bir nevi "mini derbiye" ev sahipliği yapıyor.

Reklam
Reklam

Lille ile örneğin Cenevre arası 650 kilometre olduğu için binlerce İsviçreli taraftar var şehirde. Zaten tren istasyonu Gare de Lille Flanders çıkışında karşıma ilk çıkanlar da, daha öğlen saatlerinde içmeye başlayıp kenti tezahüratlarıyla inleten İsviçreli taraftarlar oluyor.

Saatler ilerledikçe coşkulu Fransız taraftarların sayısı da artıyor. Kentin kalbi General de Gaulle Meydanı'nda saatlerce yan yana tezahürat yapan ve birbirlerine takılan iki takım taraftarlarını ibretle izliyorum. Fransızca bilmediğimden sohbetlerine Fransız kalsam da!

Geçen yıl bir basketbol salonuna dönüştürülen Pierre Mauroy Stadyumu'na giderken metroda ateşli Fransız taraftarların arasında buluyorum kendimi. Fransa milli marşı La Marseillaise coşkuyla söyleniyor.

Fransa-İsviçre maçı için çok yoğun güvenlik önlemleri alınmış olması da kimseyi şaşırtmıyor. Taraftarlar ise güvenlik sorununun farkında olduklarından bu durumu fazlasıyla anlayışla karşılıyor.

0-0'lık skor esasında her iki takım için de tatmin edici. Fransa grup birincisi, İsviçre grup ikincisi olarak tur atlıyor. Ancak geride kalan üç maça karşın şampiyonluk adaylarından ev sahibi Fransa'nın hala ideal 11'ini bulamamış olması dikkat çekici.

Reklam
Reklam

Daha sonra Türkiye'nin tur şansı açısından berabere bitmesini umduğum maçta, Arnavutluk'un Romanya'yı 1-0 mağlup ettiği haberi geliyor. Arnavutluk grubu 3 puanla üçüncü bitiriyor, diğer maçların sonuçlarını beklemeye başlıyor.

Merak ettim, Arnavut futbolcuların EURO 2016 öncesi ve sonrası ne kadar prim aldıklarını ve alacaklarını araştıracağım.