Türkiye koronavirüse karşı ortak mücadele bilinciyle hareket ederken ev karantinasında sağlıklı beslenmenin önemi de giderek artıyor. Bu süreçte kilo almadan bağışıklık sistemini güçlendirmenin mümkün olduğunu söyleyen Diyetisyen Dr. Canel Önel formülü şöyle açıklıyor: "Günde 5 porsiyon meyve ve sebze tüketimi yani 3 porsiyon meyve ve 2 porsiyon sebze günlük rutinimiz olmalıdır. Bu besinler virüse karşı savaşan C vitaminin vücuda alınmasını sağlar. 1 porsiyon meyve; 1 portakal ya da elma olmalı. 1 porsiyon sebze ise 4 yemek kaşığı sebze yemeği olmalı.”
Yağsız et, balık, yumurta, kuru baklagiller ve kuru yemişler gibi iyi protein kaynaklarının tüketilmesinin önemine değinen Önel şunları söyledi: "Kızarmış yiyeceklerden kaçınarak ızgara, buharda veya fırında pişirme ve buğulama gibi daha sağlıklı pişirme yöntemlerini seçerek yağ alımını azaltabiliriz. Unutmamak gerekir ki, hareketsizlikle birlikte kilo alımı artar ve yağlı besinlerin kalorisi yüksektir. Evde olduğumuz için bu dönemde fast food'ları ve cips, şeker gibi besin değeri yetersiz olan atıştırmalıkları kısıtlamamız gerekiyor. Buzdolabı yanımızda ve ucu bucağı olmayan yeme ataklarıyla baş etmek, sürekli mutfağa gitmemek için kendimize bir uğraşı edinebiliriz. Bu zor günlerde hareketsiz yaşam sürdüğümüz için daha fazla lif elde edebilmeleri için beyaz ekmek, açma, simit gibi beyaz unlu ürünler yerine tam tahıllı ekmekleri, tahıllı bisküvi gibi atıştırmalıkları tercih etmeliyiz. Çünkü hareketsizlikle birlikte kabızlık gelişmekte ve çok yaygın görülmektedir.”
Önel, evdeyken şekerli içeceklerden uzak durulması gerektiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: "Meyveli sodalar, kolalar, gazozlar, hazır meyve suları gibi şekerli içecekleri sınırlayın, daha çok su için. Vücudumuzu toksinlerden arındıran en önemli öge sudur. Günlük en az 2 litre su tüketmek çok önemli. İçecek olarak sudan başka maden suyu tercih edilebilir. Tek besin grubunu tüketmeye yönlendiren ya da bazı besin gruplarını kısıtlayan, dengeli ve yeterli olmayan; popüler ya da şok diyetler bu dönemde yapılmamalı veya denenmemelidir. Bu tarz diyetlerde bağışıklığımız düşebilir. Bu tarz diyetler uyguluyorsanız bu dönemde bırakın. Bu dönemde diyet değil de sağlıklı beslenme alışkanlıklarını uygulamayı hedef haline getirelim. Beslenme düzeni, olabildiğince kişinin protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineraller ve su gibi besin ögelerini karşılamalıdır. Yeterli ve dengeli beslenme, hem hastalıklardan korunmaya hem de hastalıklarla savaşmaya yardımcı olur."
Virüslerle baş etmenin tek yolunun bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak olduğunu belirten Önel, bağışıklık sistemini güçlendirmek için tüketilmesi gereken besinleri şöyle sıraladı: "Yapısındaki bileşikler sayesinde bağışıklık sistemini kuvvetlendirici etkiye sahip soğan ve sarımsağın, yemek ve salata soslarına mutlaka katılması gerekir. Günlük 5-10 dal maydanoz ise kişinin günlük C vitamini gereksiniminin üçte birini karşılar. Omega 3 yağ asitleri ve zengin içeriği ile bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği bulunan balığın haftada 1-2 kez mutlaka tüketilmesi gerekir. E vitamini en kuvvetli antioksidan vitaminler olan fındık-ceviz-badem üçlüsünün düzenli tüketimi bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Zencefil de bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudun direncini arttırır. Narın içeriğinde bulunan polifenolik bileşikler ve nara kırmızı rengini veren antosiyaninler, antioksidan kapasitesiyle bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğe sahiptir. İçeriğindeki “antosiyanin” adlı bileşen sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Ancak narın suyunu sıkıp içmek yerine orta büyüklükte bir narı tüketmek bağırsak sağlığı açısından daha faydalıdır. Kivi ise tam bir vitamin ve mineral deposudur. C vitamini zengini portakal ve limon hastalıklara karşı vücuda direnç kazandırır. Doğal yoğurt, kefir gibi probiyotik kaynakları düzenli olarak tüketildiğinde bağırsak florasını zenginleştirerek bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.”