İSTANBUL (İHA) - Kira sözleşmelerinde hangi artış oranı yazarsa yazsın, kiracının ilk seneden sonra herhangi bir artış yapmakla yükümlü olmadığı, fakat gayrimenkul sahibinin, mahkemeye başvurmak suretiyle, değişen hayat şartlarına göre kira bedelinin arttırılmasını talep etme hakkı bulunduğu belirtildi.
Kültür Üniversitesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Turgut Öz, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun'un, şehirlerde ve belediye sınırları içerisinde, sözleşmeler ne yazarsa yazsın veya yazılı bir sözleşme yapılmış olsun veya olmasın, kiracıyı tek yanlı olarak koruyan hükümler içerdiğini, ancak yine de boşluklar olduğunu bildirdi. Yapılan yazılı kontrata 'mükemmel' diye yazmanın, evin teslim alındığında mevcut olan eksiklerin kabul edildiği anlamına gelebildiğini söyleyen Prof. Öz, "Bu bakımdan sakıncalıdır. Daha sonra bunun, hangi baskılar altında veya ne gibi şartlarda yazmak zorunda olunduğunu ispatlamak sorunlarıyla uğraşmak yerine, böyle bir şey yapmaktan kaçınmak gerekir. Ama ne olursa olsun, kiracı olarak kabul edilebilmek için bunu yapma mecburiyetinin de doğduğu inkar edilemez. Böyle bir durumda, eve girdikten, sözleşmeyi yaptıktan hemen sonra bir tespit yapılmasını tavsiye ederim" dedi.
KİRA ARTIŞ ORANI Prof. Turgut Öz, 6570 Sayılı Kanun'a göre, kira sözleşmelerinde hangi artış oranı yazarsa yazsın, kiracının, ilk seneden sonra herhangi bir artış yapmakla yükümlü olmadığını vurgulayarak, "Fakat kanun, bunu dengelemek maksadıyla, kiraya verene, mahkemeye başvurmak suretiyle, değişen hayat şartlarına göre kira bedelinin arttırılması davası açma imkanı veriyor. Burada hakim, sözleşmede yazılan oranda kirayı arttırmak durumunda değil. 2001 yılının eylül ayından sonra mahkeme, TEFE (Toptan Eşya Fiyatları Endeksi) artış oranında kira artışını yapıyor" diye konuştu.
TAHLİYE TAAHHÜTLERİ 6570 Sayılı Kanuna göre, kira sözleşmesi yapıldıktan sonra verilen tahliye taahhütlerinin geçerli olduğunu ifade eden Prof. Öz, "Burada belirtilen tarihte kiracı çıkmak zorunda. Kiraya veren, o tarih geldiğinden itibaren bir ay içerisinde mahkemeye başvurursa, tahliyeye karar verilecektir. Onun için, böyle bir tahliye taahhüdü verilmemesi gerekir. Ayrıca, kira sözleşmesinin tarihinden daha eski tahliye taahhütleri geçersizdir. Bunlar, kiralayabilmek için baskı altında verilmiş sayılmakta ve kesin geçersiz sayılmaktadır. Tahliye taahhüdünün, kira sözleşmesinden sonraki tarihli olması gerekir" dedi.
KİRA NEREYE YATACAK?
Kültür Üniversitesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Turgut Öz, bankaya yatırılan kira borçlarıyla ilgili olarak da şunları kaydetti:
"Aksi kararlaştırılmadıkça, kiracı, borcu, alacaklının ikametgahında ödemek zorundadır. Niye banka hesap numarası vermiyorsun, bankaya yatırmıyorum, bu zamana kadar ödemiyorum diyemez? Ama parayı öderken makbuz isteme hakkına sahip. Vermezse sorumlu olur."
KONTRAT DOLMADAN EVDEN ÇIKMA Prof. Turgut Öz, 6570 Sayılı Kanun'a göre, kira döneminin bitmesinden en geç 15 gün önceye kadar kiracının, sözleşmenin yenilenmesini istemediğini bildirmesi gerektiğini ifade ederek, "Başta kararlaştırılan süre sona ermeden tek taraflı olarak çıkamaz. Ancak, karşı tarafın da erken bitmesini kabul etmesiyle çıkabilir. Çoğu kez karşı tarafın işine gelir. Çünkü daha yüksek kiraya verme imkanı olacaktır ama, işine gelmediği durumlarda bunu yapmak zorunda değil, çıksanız bile kiranızı öderseniz" diye konuştu.