Her şey evli ve bir çocuk annesi kadının evine cam balkon yaptırmak istemesiyle başladı. Kadın, inşaat mühendisi olan bir kişiyle bu konuda iletişime geçti. İkili zaman zaman telefon görüşmeleri yaptı.
Akşam saatlerinde evine gelen diş teknisyeni koca, kapıyı açmaya çalıştığında şoke oldu.
Kapının zincir sürgüyle kilitlendiğini gören koca, eşine neden kapının kilitli olduğunu sorsa da yanıt alamadı.
Kapı açılıp içeri girdiğinde evdeki inşaat mühendisini görünce öfkelenen koca, "Benim evimde ne işin var" dedi.
Cam balkon ustası olan inşaat mühendisi öfkeli kocayı sakinleştirmeye çalışsa da koca, polisi arayacağını söyledi.
Usta, "çoluğum çocuğum var, polisi ararsan biterim, kafama sıkarım, buradan kendimi atarım" diye öfkeli kocaya yalvardı.
Polise haber veren koca, hem eşinden hem de evinde bulunan tanımadığı kişiden şikayetçi oldu. Olay mahkemeye taşındı. Yerel mahkeme, konut dokunulmazlığı ihlal unsurlarının oluşmadığına dikkat çekerek sanığın beraatine karar verdi.
Karar, Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edildi.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesi, gece vakti sayılan bir zaman diliminde kocasının evde ve haberi olmadığı bir sırada kadının sanıkla kahve içmelerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirtti.
Daire, sanığın konuta girmesinin kadının göstermiş olduğu rızanın meşru amaca yönelik olmadığını, dolayısıyla geçerli veya varsayılan bir rızası bulunmadığından konut dokunulmazlığını ihlal ettiğine karar verdi. (SABAH)