NEW YORK (ANKA) – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Wall Street Journal ile yaptığı mülakatta anayasa değişiklikleri konusunda referandumuna ilişkin olarak “Burada iki şey oylanacak. Darbe ürünü anayasa veya darbe anayasasını değiştirmeye çalışan milli irade. Evet diyen halk, bu milli iradedir, darbe anayasasını destekleyenler ise, hayır diyor” şeklinde konuştu.
WSJ Türkiye muhabiri Marc Champion ile bir mülakat yapan Başbakan Erdoğan, çocukluk ve gençliğinde meydana gelen, dikkat çekici bazı olayları ayrıntılarıyla anlatırken 12 Eylül döneminde İETT başındaki albay tarafından getirilen bıyık ve sakal yasağına ilişkin “Bu dayatmaya protesto olarak istifa ettim” dedi.
Gençlik sırasında Beyoğlu’nun gece hayatının bir parçası olmadığını ancak parçası olan arkadaşlarının olduğunu da ifade eden Erdoğan, “O zaman da muhafazakar bir aile yaşantımız vardı” dedi. Buna karşın Erdoğan, gece hayatı olan arkadaşları için “Onları biliyordum ve onlar beni biliyorlardı. Ancak, en az, birbirimize saygı göstermek hususunda bir sorunumuz yoktur” şeklinde konuştu.
-“MÜHALİFLERİN YAKLAŞIMINI KABUL ETMİYORUM”-
Başbakan Erdoğan, Champion’un “Eskiden sizi destekleyen ancak artık desteklemeyen insanlarla konuştum. Kötü bir sistemin yerine demokrasiyi getirdiğinize inanmadıklarını söylüyorlar. Bana öyle geliyor ki referandum sonucu yakın ise, bu güvensizlikten kaynaklanıyor” sözlerine şu yanıtı verdi:
“İlk olarak böyle bir yaklaşımı kabul etmem imkansız. Daha önce bizimleydi ve şimdi diğer tarafa geçtiklerini kabul etmiyorum. Muhtemelen o zaman da muhaliflerdi. Çünkü bu argüman, karşı taraftakilerin argümanıdır.
-“PARTİMİZİN OY ORANI ARTIYOR”-
Partimizin oy oranına baktığınızda bunun arttığı ortaya çıkıyor. En az oylarını koruduğu bellidir. Burada sadece iki başlık oylanacak: evet-hayır/ beyaz-kahverengi. Galip de 50+1. Evet veya hayır olabilir. Bir güven oyu değil ve ayrıca bu bir AK Parti projesi değil.
Burada iki şey oylanacak. Darbe ürünü anayasa veya darbe anayasasını değiştirmeye çalışan milli irade. Evet diyen halk, bu milli iradedir, darbe anayasasını destekleyenler ise hayır diyor.”
-“DİNDAR BİR MÜSLÜMAN OLARAK LAİK CUMHURİYETİNİN BAŞBAKANI VE SAVUNCUSUYUM”-
Champion’un, 1990 yıllarında Türkiye’nin AB ve NATO üyeliklerine karşı çıktığını, “Hem Müslüman hem de laik olunmaz dediğini anımsatması üzerine, Erdoğan, şu karşılığını verdi:
“Bizim ‘Bir insan hem Müslüman hem de laik olamaz ’yaklaşımız aynen devam ediyor ve bir şey değişmedi. Çünkü İslam bir dindir ama laiklik bir din değildir. Birey laik olamaz. Devlet laik olabilir. Birey dindar veya Müslüman olabilir. Bu iki şeyi karıştırmamalıyız. Şu anda dindar bir Müslüman olarak laik Türk Cumhuriyeti Başbakanıyım ve onun savunucusuyum.”
-"DEMİREL VE ÖZAL DA AYNI AÇIKLAMALAR YAPTILAR"-
Başbakan Erdoğan, kendisinden önce başka liderlerin de aynı şeyler söylediklerini belirterek “Eski cumhurbaşkanları olan Demirel ve Özal’a baktığınızda bu tür açıklamaları görürsünüz. Ben söyleyince ise, tartışma konusu oldu” dedi. Erdoğan şöyle devam etti:
“1970 yıllarında AB’ye karşı çıktım. Niye? Çünkü o zaman, biz birlik için sadece pazar oluruz, AB’nin ise hep ortak olur tezi vardı. Daha sonra koşullar, bizi çok farklı bir noktaya getirdi. Eğer, siz sadece bir pazar olmaktan çıkarak pozisyonunuzu değiştirmeye başarırsanız, eğer bu gücünüz varsa, o zaman AB sizi daha güçlü kılabilir.”
-“AB BİZİ ALMAMAK İÇİN MÜCADELE EDİYOR”-
O dönemde AB’nin sadece bir ekonomik birlik olduğunu, zamanla ekonomik, sosyal ve siyasi yönleri olan bir birlik haline geldiğini kaydeden Erdoğan, “Şimdi pozisyonu, farklıdır, koşulları da farklıdır. Bu nedenle partimizin kuruluşundan bu yana bu konuyu çok farklı görüyoruz. Ama AB’nin bizim mutabık olmadığımız yönleri yok mu? Maalesef var. Maalesef, Türkiye’ye uygulanan bazı yaptırımlar ve yaklaşım türleri, bizim AB’ye yönelik iyi niyetimizi azaltıyor” uyarısını da yaptı.
WSJ’nın ısrarlı soruları üzerine “Elbette değiştim” diyen Erdoğan, buna karşın “AB’nin Türkiye’ye tutumunu iyi bulmuyorum. AB’ye katılmak için mücadele veriyoruz ancak onlar bizi almamak için mücadele ediyorlar” eleştirisini getirdi.
-“HEDEFİ HALKIN MUTLULUĞU OLAN DEMOKRASİNİN ARAÇ OLDUĞUNU HALA DÜŞÜNÜYORUM”-
Başbakan Erdoğan, “1990 yıllarında demokrasi bir hedef değil, araç olduğunu söylediniz. Hala buna inanıyor musunuz?” sorusunun karşısında da “Hala böyle düşünüyorum ve Wall Streeet Journal da böyle düşünmeli. Hedef halkın mutluluğu. Demokrasi, tüm diğer sistemler ve tüm dinler, halkın mutluluğu ve barışı için araçlardır. Sadece demokrasi demiyorum, tüm sistemlerden bahsediyorum, tüm hükümet sistemleri, dinler, hepsi. Tümü araçtır. Hedef, insan ve insanlığın mutluluğudur” diye konuştu.(ANKA)