12 Eylül 1980'den sonra açılan kurslara katılarak okuma- yazma öğrenen Hakkı Öztürk, "Asıl okuma merakım bundan sonra başladı. Başta tarihi eserler olmak üzere roman, şiir ve öykü kitapları alarak kendimi geliştirdim. Okuduğum kitap sayısı bin 500'ü geçti. Bu kitaplardan hem beldemizde bulunan ilköğretim okulunda okuyan öğrencilerin, hem de halkın yararlanması için evimde kütüphane açtım" dedi.
"Hakkı Öztürk Küflü Müze ve Kütüphanesi" tabelasını da yazdırarak evinin dışına asan Hakkı Dede, gençlerin kitap okumamasından şikayetçi. Hakkı Öztürk, "Ne yazık ki, gençlerimiz okumuyor. Belde sakinleri de öyle. Beldemizdeki kahvelerde gece geç saatlere kadar oyun oynayan gençlerimize kütüphanem her saat açık. İster kütüphanemde, isterlerse imza karşılığı evlerinde okumaları için her türden kitap verebilirim" diye konuştu.
Okumanın yaşının olmadığını söyleyen Hakkı Dede, beldesine açtığı kütüphaneyi daha da geliştirmek istediğini, bu nedenle kitapseverlerin kitap bağışında bulunmalarını da sözlerine ekledi.
Evinin bir bölümünde de demir ve bakırdan yapılmış, yıllar önce kullanılan çok sayıda araç ve gereci de sergileyen Hakkı Dede, "Tabelaya küflü müze yazdırmamdaki sebep ise sergilediğim araç ve gereçlerin artık günümüzde kullanılmaması. Ağlama tasından, kahve değirmenine, el değirmeninden, ayak leğenine kadar onlarca kullanılmayan araç ve gerecim var. Kullanılmadığı, bir köşeye atılıp çürümeye terk edildiği için bunlara 'küflü' adını verdim" diye konuştu.