Eviniz otoban yanındaysa bu tehlikeye dikkat!

Hava kirliliği ve inme arasında ilişki olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk, vatandaşların temiz hava hakkının korunması gerektiğini belirterek özellikle otoyol kenarlarında yapılan evlerde oturanların kirli hava soluması nedeniyle risk altında olduğuna dikkat çekti.

Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk hava kirliliği ve inme arasında ilişki olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Öztürk, vatandaşların temiz hava hakkının korunması gerektiğini belirtti ve özellikle otoyol kenarlarında yapılan evlerde oturanların kirli hava soluması nedeniyle risk altında olduğuna dikkat çekti.

"YOL KENARLARINDA YAŞAYANLAR RİSK ALTINDA

Uluslararası katılımlı İnme Tromboliz ve Nörorevaskülarizasyon Akademisi basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Öztürk hava kirliliğinin havada bulunan damar partikül yüzeyinde hasar verici etkileri olduğunu belirtti. Prof. Dr. Öztürk, "Bu artık kesin olarak kanıtlanmış bir gerçek. Özellikle kurşun bağımlı hava kirliliği çok daha önemli ve etkin. Aslında bunu değiştirilebilir risk faktörleri içinde saymak lazım çünkü çevreyi kirletmek de kirletmemek de biraz bizim elimizde. Bunun için elbette ki resmi organlarla birlikte çalışmak gerekiyor. Herkesin bu işe farkındalık düzeyinde el koyması gerekiyor. Temiz hava hakkı diye bir kavram da var biliyorsunuz. İnme üzerindeki etkileri de gösterildikten sonra herhalde çok da temel haklarımızdan biri olmuş olacak" dedi.

Reklam
Reklam

Ana yolların kenarlarında son yıllarda inşa edilen büyük sitelere de dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk burada yaşayanlarda da riskin arttığını belirterek, "Özellikle büyük şehirlerde trafik yoğunluğunun artmasıyla mutlaka hava kirliliği ve risk artıyor. Yol kenarlarında yaşayan canlılarda bile negatif etkiler var. Damarlar içindeki hasarları artık çalışmalar gösteriyor ve bu konuda ciddi bir farkındalık geliştirmek ve bu hakkı da korumak zorundayız" diye konuştu.

"İNME YÜZDE 90 ORANINDA ÖNLENEBİLİR"

Dünyada bir yılda 17 milyon kişinin inme geçirdiğini ve 6 milyon kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, İnmenin hipertansiyon, obezite, kan yağlarının yüksekliği, aşırı tuz kullanımı, diyabet, hareketsizlik gibi faktörlere bağlı olduğunu ancak bu etkenler değiştirildiğinde yüzde 90 oranında önlenebilir olduğunu açıkladı ve "İnme beyin damar hastalıkları dünyada en fazla fonksiyon kaybına neden olan, yaşam kalitesini en fazla etkileyen ve ölüm nedeni olarak da ikinci sırada yer alan hastalık grubudur. Son açıklanan TUİK raporlarına göre Türkiye’de beyin damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin sayısı 2016 yılında yaklaşık 40.000’e ulaşmıştır" dedi.

Reklam
Reklam

"KAYBEDİLEN HER DAKİKA BEYİNDE MİLYONLARCA HÜCRENİN ÖLÜMÜ DEMEKTİR"

Türkiye'de inmenin en doğru şekilde tedavi edilebilmesi için 20-25 kadar inme merkezi açıldığını belirten Prof. Dr. Öztürk, tedavide hızlı müdahalenin çok önem taşıdığını açıkladı ve sözlerine şöyle devam etti:

"İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir ki biz bunu “Zaman Beyindir” şeklinde ifade ederiz. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. İnme belirtilerinin toplum tarafından tanınması, hastaların tedavi olanaklarına vakit kaybetmeden ulaşmasında en önemli faktördür. Günümüzde İnme tedavisini etkin olarak uygulayabilmek için asgari şartlar mevcut olduğu halde, inmenin kanıtlanmış, en etkili tedavisi olan trombolitik tedavi yani damar içindeki pıhtıyı giderici tedavi ne yazık ki çok düşük oranlarda uygulanabilmektedir, vasküler girişimsel tedavi oranları ise çok daha düşüktür."

"EN GEÇ 4,5 SAAT İÇİNDE TEDAVİYE BAŞLANILMALI"

Reklam
Reklam

Türk Nöroloji Derneği Yoğun Bakım Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Ethem Murat Arsava ise inmede en etkin ve en önemli tedavilerden biri olan intravenöz trombolitik adı verilen pıhtı eritici tedaviye felç başlangıcından sonra en geç 4,5 saat içinde başlanması gerektiğini belirtti. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa elde edilen faydanın da o kadar fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Arsava bunun için hastaların inme merkezlerine yönlendirilmesi gerektiğini açıkladı. Prof. Dr. Arsava, ayrıca bu tedavinin her hastanede yapılamadığını ve 4,5 saatlik sürenin aşılmaması için personel organizasyonu ve altyapı sağlanması gerektiğini de belirtti.

Türk Nöroloji Derneği İnme Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu ve Türk Nöroloji Derneği Girişimsel Nöroloji Moderatörü Prof. Dr. Özcan Özdemir'in de katıldığı toplantıda dünyada bir yılda 17 milyon kişinin inme geçirdiği ve 6 milyon kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çekildi.

Reklam
Reklam

DHA