Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, bir kişinin evliliğe hazır olup olmadığını anlamasına yardımcı olacak 12 soruluk bir test hazırladı.
1. İçinizdeki ses ne diyor?
Tanışıp bir süre görüştüğünüzde, bütün kriterlerden, mantık yürütmelerinden bağımsız olarak içinizdeki sese kulak verin. Eğer içinizden gelen o çok iyi tanıdığınız ses “Evet, bu bana eş olabilir, yanımda gönül rahatlığıyla taşıyabilirim ve yanında yürürken dünya umurumda olmaz” diyorsa daha ileriye adım atabilirsiniz.
2. Birbirleriyle çok iyi arkadaş olan insanlar gibi biz de birbirimizi düşünüp, kolluyor muyuz?
Biriyle ilgili geleceğe yönelik ciddi planlar yapmaya başladığınızda, kendinize soracağınız soru "Birbirimize gerçekten aşık mıyız?" sorusu olmasın. Sormanız gereken ilk soru "İyi arkadaş olma yolunda ilerliyor muyuz?" sorusu olsun.
"Aşık olmak" genellikle çok yoğun duygular, romantizm ve yüksek elektrik demektir. Bunlar da bir süre sonra ilk başlardaki yoğunluğunu kaybedecektir. Evlenmek için bu tip bir "aşk ya da sevgi" den ziyade iyi arkadaşlık daha geçerli bir sebeptir. Aşık olmak gibi yoğun duygular özünde bencillik barındırır. Arkadaşlıkta bencillik yoktur. Gerçek sevgi bir başka kişinin hayatını önemsemek, ona değer vermekle ilgilidir. İyi arkadaşlar birbirlerinin mutluluklarını ve huzurunu önemserler, fedakarlık ön saflardadır ve evliliğin uzun ve sağlam temellere oturmasıyla doğrudan ilgilidir.
3. Birbirimize karşı duygusal olarak dürüst ve hassas mıyız?
Duygularımı açıkça ifade edemiyorsam, bu ilişkide daha başlangıçta sorun var demektir. Birbirlerine karşı duygusal olarak açık olamayan iki insanın gerçek manada birbirlerine aşık olmaları ve yakınlık kurmaları mümkün değildir. Duygularımızı başka biriyle açık bir şekilde paylaştığımızda, o kişiyle aramızda bir bağ oluşur ve kendimizi ona yakın hissederiz.
Genelde insanlara duygularımızdan bahsetmekten kaçınırız, çünkü bunu yaparsak kendimizi kırılgan hale getirmiş hissederiz, ki bu da tehlikelidir. O nedenle evlenmeyi düşündüğünüz kişiyle duygularınızı paylaştığınızda, kendinizi her zaman güvende hissedebilmeniz önemlidir.
Evlenmeyi düşündüğünüz kişiyle birbirinize karşı duygusal olarak dürüst ve açık olduğunuzu nasıl anlarsınız? Bir dahaki sefer partnerinizle sohbet ederken, ona şu soruyu sorun, "Şu anda benimle ilgili hislerin neler?" ya da "Şu anda sana bahsettiğim şeyler sana kendini nasıl hissettiriyor?" Birbirinizle sürekli olarak böyle bir iletişim kurabilirseniz, o zaman aranızda samimi ve sıcak bir ilişkinin gelişme ihtimali var demektir.
4. İstikrarlı biçimde problemlerimize kazan/kazan şeklinde çözümler bulabiliyor muyuz?
Bu başlık size pek romantik gelmeyecek belki ama hayat zaten romantizmden ibaret değildir. Gerçeğin ortasında her iki tarafın mutlu olduğu bir iletişim dili kurmak çok önemli... Çiftler genelde kimyaların uyuşmasıyla iyi iletişim kurabilme becerisini birbirine karıştırırlar. Telefonda saatler boyunca sevgilinizle muhabbet edebiliyor olmanız ve kendinizi ona çok bağlı hissetmeniz, aranızda çok iyi bir iletişim olduğu anlamına gelmez. Aranızda iyi bir iletişim olup olmadığını anlayabilmenin tek yolu problem yaşadığınız zamanlardaki davranışlarınıza bakmaktır. Diyelim aranızda bir anlaşmazlık oldu, bu küçük bir şey de olabilir büyük de, işte o zaman aranızda iyi bir iletişim olup olmadığını anlayabilirsiniz. İyi iletişimin özünde yaşadığınız problemler ve anlaşmazlıklarla ilgili her zaman kazan/kazan şeklinde, iki tarafı da memnun eden çözümler bulup bulamadığınız yatmaktadır. Bu şu anlama gelir, aranızdaki sorunla ilgili yaptığınız konuşmalar bittiğinde her iki taraf da vardığınız sonuçtan kendini tatmin olmuş ve mutlu hissediyordur. Her iki tarafta da herhangi bir olumsuz duygu oluşmaz.
Tamamıyla çözülemeyen problemlerin kırgınlığa dönüşmesi kaçınılmazdır. Kırgınlıklar biriktiğinde de aşk giderek kaybolur. Problem, problem olan şeyin kendisi değildir. Asıl problem, problemle ilgili karşı tarafla kurduğunuz iletişim şeklidir. Sorun olduğunda ortaya çıkan iletişimin kalitesi iletişiminizin aslında ne olduğuyla ilgili bilgi verir, uyumlu konulardaki iletişiminiz değil...
5. Birbirimizin ihtiyaçlarını önemsiyor muyuz?
Fedakarlığın kendisini gösterdiği bir kritere geldik. Evlilikteki en önemli ve temel prensiplerden biri şudur: Bu senin için önemliyse, o zaman benim için de önemlidir. Birbirinin ihtiyaçlarını önemsemek aslında kişinin karşısındakini memnun ve mutlu etmek istemesiyle ilgilidir. Fedakarlık ve verici olmak belki de evlenmek için bir kişide mutlaka olması gereken en önemli karakter özelliğidir. İnsanlar genelde almayı severler. Verici olmak çok ciddi bir çaba gerektirir. Karşılığında bir şey bekleyerek vermek ise alıcı olmakla aynı şeydir.
Kendinize sormanız gereken önemli bir soru da şu olmalıdır: "Bu kişi için bir fedakarlık yapmak, ona bir şey vermekten keyif mi alıyorum yoksa bu bana zahmetli mi geliyor? Peki ya karşımdaki, bana karşı fedakar ve verici mi? Sorun yoksa evliliğe doğru güçlü bir adım daha atılabilir.
6. Birbirimizi takdir ediyor ve birbirimize saygı duyuyor muyuz?
Evleneceğimiz kişiyi takdir etmemiz ve ona saygı duymamız şart. Mesela bir kişinin güzel ahlakına, kendisini adadığı anlamlı işlere ve hedeflere ve yaptığı güzel işlere saygı duyarız, onun dış görünüşünün nasıl olduğuna değil. Onun önemsediği bir işi ciddiye alıyor musunuz anlamasanız da yoksa kulak ardı mı ediyorsunuz?
Birbirinizi hep eleştiriyor ve partnerinizin bu eleştiriler yüzünden kendisini aptal gibi hissetmesine sebep oluyor musunuz? Birbirinize karşı sabırlı mısınız, değil misiniz? Başkalarının yanında birbirinizle ilgili kötü şakalar yapıp, sonra durumu telafi etmek için "şaka yapıyordum aslında" diyor musunuz? Evetse, eyvah!
7. Koca adayı için: Kendinizi bir eşe ve aileye bakmanın sorumluluğunu üstlenmeye hazır hissediyor musunuz?
Bazıları bir rüzgara kapılıp evlenseler de evlendikten hemen sonra bekar gibi yaşamaya devam eder. Arkadaşları hep en önemlidir, genelde dışarıdadır, hep işi vardır. Evde bir kadın olduğunu sanki de unutmuştur. Bekar gibi yaşar ve evi nerdeyse otel gibi kullanır. Bunlar Bir kadının sorumluluğunu üstlenecek kadar olgunlaşmamış, duyarsız ve çoğu zaman bencil tiplerdir. Umursamazlık, kadının ruhunun ışığını söndürür. Kocanızın sorumluluk sahibi, evlilikle beraber yaşama biçimini de değiştirdiğinin farkında olan bir olgunluğa sahip olmasına dikkat edin.
8. Kadın için: Müstakbel kocana gerçekten inanıyor musun?
Kocanızın, sizin tarafınızdan inanılmaya, sizden saygı ve destek görmeye ihtiyacı var. Eşiniz, sizin ona güvenmenize ihtiyaç duyuyor.
Günümüzde erkekler o kadar fazla baskı altındalar ve onlardan o kadar çok şey bekleniyor ki... Sürekli kuşkucu yaklaşımlar, sorgulamalar, dedektiflik davranışları ve sizden başka hiçbir şey yokmuş gibi ona baskı uygulamanız bir süre sonra erkeği sıkar, bunaltır. Ev onların baskı görmek istedikleri en son yer. Eşiniz sizin ve ailenizin ihtiyaçlarını karşılamak için gerçekten çok çalışıyor ve sizden buna inanmanızı bekliyor. Bir kadının kocasına yapabileceği en gaddarca şey sürekli bir şeyler yüzünden onun kafasının etini yemek.
Bu sebeple hayatınızı onunla birleştirmeden önce, gizli bir ajandanız ya da dile getirmediğiniz beklentileriniz var mı bir gözden geçirin. Açık sözlü ve dürüst olun. Ve onun karısı olmaya karar verdiyseniz, aynı zamanda onun arkadaşı olun ve ona asla sırtınızı dönmeyin, açık ve net olun.
9. Bu insana gerçekten güveniyor muyum?
Aşkın ve ilişkinin duygusal temelini güven duygusu oluşturur. Güven olmadan, ilişkinin gelişip, büyümesi mümkün olamaz. Güven konusu temel olarak şu soruda gizlidir: ''Ne zaman ihtiyaç duysam bana destek olmaya ve yardıma hazır mısın?'' Sağlam bir evlilik sağlam bir güven ilişkisi üzerine inşa edilir. İhtiyaçlarımı karşılamak, duygularımı ifade etmek için bana güvenli bir sığınak olacak mısın, bu konuda sana güvenebilir miyim? Sana içimi istediğim gibi açabilir miyim? Beni terk edeceğinden ya da beni reddedeceğinden veya beni ayıplayacağından korkuyor muyum?
Eşler arasında güven inşa etmenin altın kuralı eşlerin birbirlerine saygı duyması ve birbirlerinin duygularını onaylamasıdır. Duygularınızı açma konusunda birbirinize güvenemiyorsanız, o zaman evlenme konusunu iki kere düşünün.
10. Hayattan beklentilerimiz aynı mı?
Evliliklerde şu iki şeyden biri olur: İnsanlar ya hayat yolculuğunda beraber yürürler ya da ayrılırlar. Ruhsal yönden uyumlu olmanız hayatta beraber yürüyeceğinizin en önemli göstergelerinden biridir. Bunun anlamı şudur, partneriniz ve siz değerleriniz, hayattaki öncelikleriniz ve hedefleriniz açısından benzer şeyleri düşünmektesiniz. Hayatta olmanızın anlamı ve bu hayatın sizin için anlamı nedir?
Kişinin ruh ikizi ya da ruh arkadaşı aynı zamanda hedef arkadaşı demektir. Evlilik riskli bir şeydir. Ne için yaşadıklarını bilmeyen iki insan uzun vadede hayat yolunu birlikte yürümede ve beraberliklerini devam ettirmede zorlanabilirler. Hayattan ve gelecekten beklentileriniz tamamen aynı olmayabilir fakat evrensel değerler bağlamında en azından benzerlik ya da paralellik olmalı...
11. Beklentileriniz çok mu yüksek?
Evlilikle ilgili beklentilerinizi ne kadar yüksek tutarsanız, hayal kırıklığı yaşama riskiniz o kadar artar. Hem maddi hem manevi anlamda beklentilerinizin gerçekçi olması gerekiyor. Yatlar katlar, lüks yaşam, saf mutluluk ya da tam bir aşk hikayesinden ibaret evlilik tasavvur ederseniz en kısa zamanda oluşturduğunuz bu yüksek çıtadan düşeceksiniz demektir. Hem partnerinizin hem sizin, beklentilerinizin dengeli olması çok önemli. Beklentilerinizi gözden geçirin ve evlenmeye karar verdiğiniz kişiyi tanımaya başlayın, birlikte hayatı paylaşmaya doğru adım attığınızın bilincinde olun.
12. Verdiğim kararla ilgili kafam rahat mı?
Evlilik kararı verdikten sonra içiniz rahat mı? Verdiğiniz kararla ilgili kafanızın rahat olması için, evlilikle ya da evlenmeyi düşündüğünüz kişiyle ilgili sizi rahatsız eden, düşündüren meseleler neyse onları tespit etmeli ve çözüme kavuşturmalısınız. Sizi rahatsız eden konuları tespit edebilmeniz içinse kendinize acımasız derecede dürüst olmalı ve duygularınızı dinlemelisiniz. Bu kişiyle evlenme konusunda kafanız rahat değilse, bunun sebebini bulmaya çalışın. Dikkatli bir şekilde düşünürseniz, bu kişiyle evlenme konusunda neden ayak sürüdüğünüzü keşfedeceksiniz. Kendi çabanızla bu sebebin ne olduğunu bulamıyorsanız, o zaman güvenilir aile büyüğünden ya da uzman bir terapistten yardım alın.