Eleştiri, iletişimsizlik, duygusal kopukluk, aşağılama... Evliliği boşanmaya sürükleyen pek çok hatalı davranış var. Çiftlerin tartışmalarda birbirlerine duvar örmeleri bu sebeplerin en başında geliyor. İşte evliliklerin sonlanmasına neden olan 10 davranış...
Tartışmalara sert başlamak
Boşanma habercilerinden ilki tartışmalara sert bir şekilde başlamak. Tartışmaya eşlerden birinin çok sert, saldırgan bir şekilde, yüksek sesle veya karşı tarafı aşağılayan bir cümle ile başlaması tartışmaların giderek alevlenmesini ve büyük kavgalara dönüşmesini sağlıyor. Bu durumun sıklıkla olması ise çifti boşanmaya götürüyor.
Eleştiri ve aşağılama
Çiftlerin birbirleriyle iletişim halindeyken kullandıkları "eleştiri ve aşağılama" ilişkinin %90 oranında boşanma ile sonuçlanacağını gösteriyor. Örneğin, eşin yaptığı davranışı değil de kişiliği eleştirmek "benimle bunu paylaşmanı isterim" yerine "sen çok bencilsin demek"; eşle konuşurken daha üst bir seviyedeymiş gibi onu aşağılayıcı şekilde konuşmak örneğin, dalga geçmek, isim takmak, gözlerini devirmek vb. Bu davranışları yaptığınızda ona giden mesaj ona hiç değer vermediğiniz yönünde oluyor.
Savunma
Pek çok kişi eşinden herhangi bir eleştiri aldığında hemen savunmaya geçer. Bu davranış esasen eşini suçlamanın bir diğer yöntemidir. Savunmaya geçerek eşinize bu benim değil senin problemin demiş oluyorsunuz. Örneğin; "bu benim suçum değil, senin şu davranışından kaynaklanıyor" gibi. Eşten gelen eleştirilerden hiçbir zaman sorumluluk almayıp sürekli savunmaya geçildiğinde ilişkinin sonlanma ihtimali artıyor.
Duvar Örme
Eşlerden birinin tartışma sırasında "hı hı", "evet" "hayır" gibi aktif bir dinleme halinden sessizliğe bürünmesi ve göz kontağını keserek iletişimden tamamen kopması kısaca bir duvara dönüşmesi. Tartışmalarda duvar ören eşler genellikle o sırada bedenlerinde hissettikleri yoğun stresi azaltmak için bunu yapıyorlar. Duvar ören bir eşin karşısındaki eş ise bu durumu bir tepki olarak algılıyor ve tartışmayı daha fazla alevlendiriyor.
Dolma-taşma
Tartışma sırasında bedende oluşan fizyolojik değişimler örneğin kalp atışının hızlanması, adrenalinin ve kan basıncının artması eşlerin tartışmayı sürdüremeyecek bir noktaya gelmesini sağlıyor. Beynin bilgi işlemleme becerisi azalıyor. Yani eşler tabiri caizse dolup taşıyorlar. Eşlerden biri böyle hissettiğinde kendini korumak için genelde eşiyle iletişimi kesip duvar örüyor. Bu durumun sıkça yaşanması da evliliği sonlandıran nedenlerden biri.
Başarısız telafi girişimleri
Bir tartışma sırasında ya da sonrasında bunu telafi edebilecek herhangi bir özür veya af dilemenin olmaması boşanmanın diğer belirtilerinden biri. Evliliğinden mutlu olduğunu ifade eden çiftlerin ilişkileri incelendiğinde tartışma esnasındaki en önemli farklarından biri eşlerine "özür dilerim" "seni kırmak istemedim" gibi cümleler kurmaları.
Kötü hatıralar
Boşanmayı sağlayan nedenlerden biri de çiftin geçmişle ilgili olumsuz şeyleri hatırlamaları ve sürekli gündeme getirmeleri. Bu durum yaygın olarak tartışmalarda ortaya çıkıyor ve 'Sen şöyle yapmıştın böyle yapmıştın' gibi cümlelerle başlıyor. Geçmişle ilgili bu olumsuzluklar ilişkinin bugününü ve geleceğini de olumsuz etkileyerek boşanmaya götürebiliyor.
Sonraya saklama veya biriktirme
Çiftler birbirleri ile ilgili bir olumsuzluk yaşadıklarında bunu sonraya saklamaya veya birkaç olay üst üste geldiğinde eşi ile paylaşmaya çalışabiliyor. Böyle olduğunda bekleyen konular başta küçük olsalar bile sonradan büyük meselelere ve kavgalara dönüşebiliyorlar. Bu durumun sık olması ise boşanmaya neden olabiliyor.
Duygusal kopukluk
Duygusal kopukluk eşlerin eskisi gibi birbirleri ile hiçbir şeyi paylaşmamaları, beraber vakit geçirmemeleri kısacası "biz" olmaktan çıkarak sadece birer birey olarak hareket etmeleri anlamına geliyor. Aldatmanın da bir numaralı belirtisi olan duygusal kopukluk kaçınılmaz olarak boşanmanın da en önemli göstergelerinden biri.