Her karı koca sır saklar – şarkı söylerken sesiniz ne kadar azsa o kadar ufak da olabilir, çok derinlerde saklanmış bir pişmanlık gibi çok ciddi de olabilir.
Kocanıza bekâr günah çıkartma hücresi gibi davranmayı öğrenmiş olsanız da, bu sağlıklı bir evliliğin anahtarı değil.
“Tüm sırlar içinde bir sürpriz saklar ve eğer yanlış şekilde yanlış zamanda söylenirse acı verici ve yıkıcı olabilir” diyor boşanma avukatı Michelle Crosby.
Yani bazı şeyleri kendinize saklayıp saklamayacağınıza karar verirken, kendinize iki soru sormanızı öneriyor (ve evet, kendinize karşı dürüst olun):
Eğer yukarıdaki sorulardan birine cevabınız “evet” ise itiraf etmeyi düşünün. “İnsanlar sır saklar çünkü sonrasında ne olacağından korkarlar veya kendilerine birilerini koruduklarını söylerler fakat aslında kendilerini korurlar” diyor psikoterapist, ilişki uzmanı ve The Love Fix: Repair and Restore Your Relationship Right Now (Aşk Tamiri: İlişkinizi Şimdi Düzeltin ve Güzelleştirin) kitabının yazarı Dr. Tara Fields. “Fakat insanların anlamadığı tek şey, bazı konularda açık ve açık sözlü olduğunuzda eski yaraları iyileştirmek ve ilişkinizi güçlendirme şansınız olur.
Artı, küçük görünen bazı şeylerin arkasında derinlerde, köklü sorunlar yatıyor olabilir.
Evet, kendinize bu sırrın yardımcı mı olduğunu yoksa zarar mı verdiğini sorarsanız – veya gerçekten güvenebileceğiniz bir arkadaşınıza sorabilirsiniz, diye öneriyor Feilds – ve eğer uzun süreçte kalp kırıldıysa, süreci başlatmanın vaktidir. Böylece çift olarak bunu nasıl halledeceğinizi bulabilirsiniz.
Ancak kesinlikle açık sözlü olmanız gereken bir alan var: Mali durum. Tüm uzmanlar buna katılıyor: Parasal konularda sır saklamak evliliğiniz için yıkıcı olabilir. “Bir kişi para harcama konusunda yalan söylerse veya gelirini kasten saklarsa, bu seksüel aldatma kadar ciddi olarak evliliği sona erdirir” diyor Crosby. “Bir çiftin uzun süreçteki para problemleri ilişkilerine zarar verebilir. Bu tarz bir problem çözülemezse, genellikle boşanmaya sebep olur.”
Daha kötü haber: Sır saklamak aslında sağlığınız için de zararlı olabilir. “Sır sakladığımızda, beyin gerilir” diyor Crosby. “İnsanlar gerçeği söylemeye çekinir ve söylemediğinde ise beyin doğal şekliyle çalışmaz.” Çalışmalar bile bunu destekliyor: “Araştırmacılar, bir grup insana, bir haftada ne kadar yalan söylediklerini itiraf etmeleri için haftada bir yalan makinesine bağlanacaklarını söylediklerinde, daha az yalan söyleyenlerin daha iyi fiziksel ve ruh sağlıklarının olduğunu buldular.” Sadece ilişkilerindeki iyileşme değil bunun yanında daha az uyku sorunları, daha az gerginlikleri, daha az baş ağrıları ve boğaz ağrıları oluyor.
Fakat iyi haberler de var! Eğer sakladığınız ufak sırları dert ediyorsanız (kocanızın favori tişörtünün nereye gittiği gibi – öhhö, sizin spor çantanız), o kadar gerilmeyin. “Eşinize her şeyi söylemek zorunda değilsiniz” diyor ilişki uzmanı ve Kendin Ol, Dünyayı Değiştir kitabının yazarı Dain Heer. “Tatlı, aşk dolu bir ilişkide, sadece kendinize bir şeyler saklamanız normaldir.”
Crosby de bu düşünceyi destekliyor. “Wevorce ile ayrılan çiftlerin %46’sı, birbirlerinden yavaş yavaş kopmuş, konuşmayı ve birbirlerine dokunmayı bırakmış” diyor. “Aldatma harici – ki bunu hepimiz tüm sırlar arasında evliliği bitiren sır olarak değerlendiriyoruz - sadece %5’i yalan söylendiği için ayrıldığını söylüyor.”
Diğer bir deyişle, eğer saatler boyu pembe dizi izlemekten zevk aldığınızı itiraf etmediyseniz, üzülmeyin. Eğer sizi suçlu hissettirmiyorsa veya maddi durumunuzu ve evliliğinizi sıkıntıya sokmuyorsa, rahatlayabilirsiniz. İlişkiniz hakkında dürüst olmayı unutmayın. “Hepimiz, yaptığımız her şeyle mutlu olan ve bizi yargılamayan ve güvende hissettiren mükemmel eşlere sahip olmak isteriz fakat bu oldukça nadir gerçekleşir” diyor Heer. “Karşınızdaki insanla anlaşmalısınız, karşınızda olmasınız istediğiniz insanla değil. Bu sır saklarken ne yapacağınıza – ve yapmayacağınıza - karar vermenize yardımcı olur.”