ANKARA (İHA) - Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe, evlilik öncesi kadın ve erkeklerin mutlaka cinsel check-up yaptırması gerektiğini savunarak, "Cinsel check-up amacıyla yaptırılan tetkikler ve muayeneler de cinsel işlev bozukluklarının erken teşhisinde çok büyük rol oynuyor" dedi.
Dr. Keçe, birkaç saat süren kişiye özel bir cinsel check-up programıyla cinsel hastalıkların bir adım önüne geçilebileceğini kaydetti. Check-up'ın risk gruplarına ve hastalıklara göre genel sağlık kontrolü olarak bilindiğini hatırlatan Dr. Keçe, erken teşhisin hekimler tarafından tüm hastalıkların tanısında ısrarla üzerinde durulan bir konu olduğunu vurguladı.
Dr. Keçe, cinsel check-up amacıyla yaptırılan tetkikler ve muayenelerin cinsel işlev bozukluklarının erken teşhisinde çok büyük rol oynadığını ifade ederek, "Enstitü olarak başta üriner sistem ve genital sistem olmak üzere cinsel sağlığın korunmasında, değerli halkımıza, yılda en az bir kere cinsel check-up yaptırmalarını öneriyoruz.
Özellikle ergenlik ve evlilik öncesi yapılacak cinsel check-up'a enstitü olarak çok önem veriyoruz. Çünkü erken boşalmadan sertleşme bozukluklarına, vajinismustan ağrılı cinsel ilişkiye kadar pek çok konu bu sayede daha hastalık başlamadan erken teşhis edilebilir ve gerekli psikolojik destek ve cinsel bilgilendirmeler ile kişi cinsel sağlığı yerinde bir birey olarak topluma kazandırılabilir. Ergenlik döneminde gençleri doktora götürüp sorunları konusunda bilgilendirmek, cinsel sorunlarda önemli bir yer tutan utanma duygusunun ortadan kalkmasını da sağlıyor. Bu nedenle ergenlik ve evlilik öncesi cinsel check-up şarttır" diye konuştu.
Özellikle erkeklerde 40 yaşından sonra prostat sağlığının korunmasının önemine dikkat çeken ve yapılacak fizik muayene ve PSA ölçümleri ile prostat hastalıklarının tanımlanıp daha erken devrede tedavi edilebileceğini belirten Dr. Keçe, sözlerini söyle sürdürdü:
"Prostat hastalıkları ve cinsel fonksiyon bozuklukları, erkekleri yaşlanmayla birlikte bekleyen iki önemli tehlikedir. 40'lı yaşlardan itibaren erkeklik hormonu testosteron düzeyinde meydana gelen göreceli bir azalmaya paralel olarak fiziksel, sosyal, cinsel işlevler ve ruhsal dünyada değişiklikler ortaya çıkar. Buna yaşlanmakta olan erkeklerde kısmi endokrin bozukluk yani 'Pedam' diyoruz.
Çalışmalar bu hormon düzeyinin her yıl yüzde 1 oranında azalma gösterdiğini ortaya koyuyor. Pedam, erkeğin fiziksel yapısında ve buna bağlı olarak ruhsal dünyasında yaşananları tümüyle kapsayan ve andraopozdan daha geniş bir kavramdır. Pedam'da; cinsel istekte azalma veya cinsel istekte yalancı bir artma, yemeye içmeye düşme, evini, karısını, işini veya sosyal çevresini terk etme, kıskançlık, çapkınlık, içe kapanma, keyfine düşkünlük, tembellik, neşesizlik ve kararsızlık hali gibi davranışsal ve duygusal değişiklikler, kas yorgunluğu ve kas gücünde azalma, vücut kıllarında azalma, kemik mineral yoğunluğunda azalma vb. fizyolojik değişiklikler görülür.
Özellikle erken devrede bulgu vermeyen prostat kanseri için önemli olan cinsel check-up; cinsel yolla bulaşan hastalıklardan üreme ve idrar yolları enfeksiyonlarına, erken boşalmadan, cinsel isteksizliğe, cinsel kimlik bozukluklarından sertleşme sorunlarına kadar pek çok konuda erkeklerin önlem almasını sağlamakta ve erken teşhis ile pek çok hastalığın önüne geçilmesini sağlamaktadır. Ayrıca ailesinde prostat kanseri olan erkeklerin cinsel check-up'a 40 yaşından önce başlamaları gereği de akılda tutulmalıdır."
Dr. Keçe, kadınların ise cinsel yaşamlarında karşı karşıya kalabileceği risklerin büyük kısmının düzenli aralıklar ile yapılan kontrollerde alınan bilgiler, yapılan muayeneler ve istenen tetkikler sonucu önceden belirlenmesinin mümkün olabileceğini vurguladı.
"KADINLARIN DAHA ÇOK CİNSEL SORUNU VAR"
Kadınlarda cinsel işlev bozukluğuna rastlanma oranının erkeklerden daha yüksek olduğuna dikkat çeken Cinsel Tıp Enstitüsü Genel Sekreteri Psikolog Mustafa Tuncer, şunları kaydetti:
"3 bin kişi üzerinde yaptığımız anket çalışmamıza göre ülkemizdeki kadınların yaklaşık yüzde 70'i cinsel sorun yaşıyor. Yani kadınlar arasında mutlu bir azınlık var. Yüzde 42 ile cinsel isteksizlik başta gelirken, yüzde 34 ile vajinismus ikinci sırada yer alıyor. Bunu sırasıyla orgazm olamama ve disparoni takip ediyor. Kadın cinselliği erkeğe oranla daha karmaşıktır. Bu nedenle kadında cinsel işlev bozukluğuna daha sık rastlanır.
Kadınlarda isteksizlik, uyarılma ve orgazm bozuklukları genellikle birlikte görülür. Çünkü bu üç konu birbirine çok bağlıdır. Daha iyi bir ön sevişme ve daha çok orgazm yaşamak isteyen kadınların sorunlarını cinsel check-up'la belirleyebiliyor ve yol gösterebiliyoruz Cinsellikte doyum her iki tarafın eşit hakkı, bunu asla unutmamalıyız ve ihmal etmemeliyiz."
Cinsel Tıp Enstitüsü Başkan Yardımcısı Jinekolog Op. Dr. Bülent Uran ise yıllarca kadınların cinsel sorunlarının sadece psikolojik kaynaklı olduğuna inanıldığını ifade ederek, "Kadınların cinsel sorunları daha çok psikolojik kaynaklıdır. Bu doğru. Ancak son yıllarda üreme organları ve meme gibi diğer cinsel uyarılma bölgelerinin kadınların cinsel sorunlarına katkısı konusunda bilimsel çalışmalarda artış var. Çünkü erkek ereksiyonunun benzerini kadın, klitoris ve meme ereksiyonuyla yaşamaktadır.
Meme başının ve klitorisin sertleşme mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte; erkeklik hormonu testosteron tarafından sağlanan cinsel istek ve uyarılma sonrası gelen kan miktarında artış ve giden kan miktarında azalmayla bir miktar kanın hapsedildiği tahmin ediliyor. Fakat klitorisin ve meme başının sürekli ereksiyon halinde kalabilmesi için devamlı cinsel uyarı alması gerekiyor. Orgazm sonrası gevşeme aşamasında ise beyinden salgılanan serotonin kadının kendini mutlu hissetmesini sağlıyor.
Dolayısıyla tanı ve tedavide yalnızca psikolojik yapı yerine vajinaya yeteri kadar kan gidememesi, klitoris ereksiyonu, vajinal kuruluk, şeker hastalığı, erken menopoz, alkol ve sigara kullanımı gibi bedensel yapıya zarar veren nedenler de önem kazandı. Ve bu sayede psikolojik eksenli cinsel terapi yaklaşımlarına hormon desteği vb. ilaç tedavileri de eklendi. Bu bağlamda cinsel check-up her geçen gün yaygınlaşan yeni bir yaklaşım olarak karşımıza çıkacaktır" şeklinde konuştu.
Cinsellik 'istek', 'uyarılma' ve 'orgazm' olmak üzere üç ayrı aşamada inceleniyor. Cinsel check-up'ta; Cinsel Fonksiyon Değerlendirme Formu, anksiyete ve depresyon ölçekleri dolduruluyor ve cinsel doyum testi yapılarak öncelikle sorunun hangi aşamada yaşandığı belirleniyor. Erkekler NPT-Uyku testi, psikogram testleri, sertleşme ve erken boşalma ölçekleri ile değerlendiriliyor. Geçirilen ameliyatlar, kronik hastalıklar, ilk ilişki yaşı, sigara, uyuşturucu, alkol ve ilaçlar kullanıp kullanmadığı gibi kişisel özellikler inceleniyor.
Partnerin cinsel fonksiyonlarını da sorguladıktan sonra şeker hastalığı, Parkinson, MS, hormon hastalıkları, enfeksiyonlar, dolaşım bozukluğu, tiroid ya da kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara, frengi, bel soğukluğu, hepatit B, AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklara ve hormonal dengeye yönelik kan, idrar, ultrasonografi, doppler ultrasonografi gibi rutin tetkikler yapılıyor. Kişi daha sonra cinsel terapist tarafından muayene ediliyor. Bu muayeneler arasında dahiliye, kardiyoloji, enfeksiyon hastalıkları, endokrinoloji, nöroloji, psikiyatri, cildiye, üroloji ve jinekoloji yer alıyor.