Bir önceki yazımızda neden her ilişkinin gitmesi gereken yolun evlilik olduğunu kendinize açıklamanızı sağlayacak bazı sorularımız olmuştu.
Onlara cevaplarınız evetse, ya da ben okumadım kardeşim eşim, dostum Facebook’um her yer düğün pastası kokuyor, evlenmek istiyorum ben diyorsanız buyrun:
1-Evlenme teklifi almak kolaydır, önemli olan sonunu getirmek!
Evlenme teklifinin kolay olduğunu bilmek nasıl rahatlatıyor insanı, aman yarabbi, ferahlıyor, tek taşı taktığını, karatının havasını attığını düşlüyor insan değil mi? Bu hisle devam ettiğiniz her ilişki size o yüzüğü getirir. Hiç merak etmeyin. Önemli olan kendini o değerde görüp öyle hissetmek.
Karma yasasında aynalar konusu vardır. Kişi kendini nasıl görüyorsa karşısındakini de öyle görür. Aynı mantık, siz karşınızdakiyle evlenebilmek için once kendinizi o yüzüğe layık görmeniz lazım. Eee tüm işin sırrı imgelemekten de geçtiği için, gözünün önüne getir ve yaşa kuralı burada çok geçerli. Napıyoruz? Evlenme teklifi alabilir bir kadın olduğumuza inanıyoruz.
2-Aileleri şöyle bir kenara alalım !
Bu işlerin kitabı kuralı yok dedik ama, aile konusunda biraz bu işlerin dışında kalıyor. Kural olmasa da belli formülleri var ve %90 Türk ailelerinde işliyor. Bir nevi garantili.
İlişkimizde çok tutturduk, evlenmesek öleceğiz dedik, kendimizden geçtik. Defalarca bu konuyu açtık kavgalar ettik, son care ailesine mi dadansam diye düşünenler için altın değerinde bir cümle geliyor:
‘Kendinizi en çok bu konuda ağırdan satın.’
-Ben her erkek arkadaşımın annesiyle tanışsaydım, Facebook profilim kolonya kokusundan geçilmezdi.
-Bence sen de her tuttuğunu bu kadar büyük bir değer ile tanıştırma!
-Anneler benim için kutsaldır anne demek istediğim gün tanışmak isterim…
Kullanın, telifleri size armağan olsun. O yüzüğü alana kadar annesinin bik biklerini de dinlesin, bir de kendine gelsin!
3-Evlilikle ilgili şaşırtıcı fikirlerimizi konuşalım mı tatlı çocuk?
Şaşırtın!
-Bence maddi konular benim konum değil sen nasıl istersen hayatım!
-Benim annem, senin annen diye bir şey olur mu? Bak Güzin’e boşu boşuna çocuğu yiyor çok kızıyorum. Anne bir kere, ben asla yapmam!
-Herkesin kendine ait zamanları olmalı. Bence haftada 2-3 Playstation oynanmalı, arkadaşlarla dışarı çıkılmalı!
-Ben her konuda desteğim, çeyiz alışverişi falan onlar neymiş yaaa!
-Düşünsene 7/24 beraberiz bu cafe’lere çaya, kahveye bu paraları vermiyoruz!
-Ayyy benim en sevdiğim şeydi zaten babama maç atıştırmalığı hazırlamak!
Hobileri neyse girin oradan, yapacaklarınızı değil, onun sizde yapmanızı hayal ettiklerini anlatın, bunu böyle bir akşam konuşmasında yapmayın tabii, yayın. Çin işkencesi gibi ara, ara boşluk zamanlarına denk gelsin.
Talepkar olmak yok, bol hoşgörü var!
Sonra tek taşınızın boyutuna beraber karar veririz.