''Eylemcileri ormana bırakıyorlardı''

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 28 Şubat soruşturması kapsamında dün 49 kişi ‘mağdur’ sıfatıyla ifadeye çağrıldı.

Ankara savcılığı, Merve Kavakçı, Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu , Prof. Dr. Servet Armağan, Sultanbeyli eski belediye başkanı Ali Nabi Koçak’ın da aralarında bulunduğu 49 kişinin ifadesini alınması için Çağlayan’daki Adalet Sarayı’na talimat gönderdi.

Talimat çerçevesinde dün 49 isim adliyeye davet edildi. Bekaroğlu’nun da aralarında bulunduğu yaklaşık 40 kişilik grup sabah saatlerinde adliyeye geldi. Bu isimler ifadelerinin alınacağı savcılık katına çıkarıldı.
Prof. Bekaroğlu verdiği ifadeye ilişkin şunları anlattı: “Geçtiğimiz Şubat ayında suç duyurusunda bulunmuştuk ve 28 Şubat’tan zarar gördüğümüz için müdahillik talebimiz vardı. Suç duyurusu dilekçesi çerçevesinde Cumhuriyet Savcısı Ümit Zafer Çolak’a ifade verdim. 28 Şubat’ın İstanbul ayağı, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, yardımcısı Nur Serter ve Vali Erol Çakır ile dönemin 1. Ordu Komutanı ile ilgili mağduriyetlerimiz vardı.
**‘Gürüz beni mahkemeye verdi’**
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesiyken bana yapılan haksızlıklar vardı. Soruşturmalar açıldı. Profesörlük başvurumu reddetmişlerdi. İrancı ve Atatürk düşmanı diye belgelerle YÖK Başkanı Kemal Gürüz marifetiyle mahkemeye verildim. Yargılanıp beraat ettim. Profesörlüğümü de 1 yıl sonra mahkeme kararıyla alabildim. 1999’da milletvekili olduktan sonra İnsan Hakları Komisyonu’nda görevliydim. Orada tanıklık ettiğim hak ihlallerini anlattım. Marmara İlahiyat Fakültesi’ndeki başörtüsü yasağı, başörtülü öğrencileri imam hatiplere almamaları... Eylem yapanları polis otolarına bindirip ormanda bırakıyorlardı. Parasız, biletsiz... Defalarca onları aradık. Tanık olduğum insan hakları ihlallerini anlattım. Bana daha çok YÖK ile ilgili sorular soruldu. O zamanki rektör atamalarıyla ilgili uygulamalar soruldu. Bana bizzat yapılan haksızlıklarla ilgili sorular soruldu. Şikayetimi tekrarladım. Mahkeme safhasında tekrar çağrırılar mı bilmiyorum tabii.”
**Keleş: 28 Şubat’ta şimdi hesap zamanı**
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na giderek talimatla ifade verenlerin arasında bulunan Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Sekreteri Necmettin Keleş, 28 Şubat sürecinde ”darbeye zemin hazırlayanlar tarafından mağdur edilenlerin” mağdur ve tanık sıfatıyla ifade verdiğini belirterek şöyle konuştu:
“Her ne kadar birtakım marjinal gruplar, ’darbe yoktur, Ergenekon yoktur’ deseler de o yıllarda neler olduğunu, neler yaşandığını çok iyi bilmekteyiz. Darbenin yapılabilmesi için öncelikle kurumsal hiyerarşinin ele geçirilmesi gerekir. TSK’nın kurumsal yapısının ele geçirilmesinde, kurum içindeki darbe karşıtı unsurları bastırmak ve pasifize etmek için 10 bine yakın TSK personeli örgüt tarafından tasfiye edildi. Şimdi hesap zamanıdır. Bağımsız ve tarafsız yargı önünde yargılanma zamanıdır.” 28 Şubat Soruşturması kapsamında müdahillik talebinde bulunan 80 kişinin talimatla ifadesi alınacak.
**Anadol’dan komisyona: Yetkinizi aşıyorsunuz**
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun davetini eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dan sonra eski CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da reddetti. Anadol, mektubunda, ”siyasetçiler, siyasi bilimciler ve yorumcularda geniş bir mutabakat haline gelmiş görüşe göre, Türkiye’de ABD ve CIA’in haberi ve oluru olmadan darbe yapılamayacağını” iddia etti. Anadol, bu nedenle, 12 Eylül öncesi ortamın hazırlanmasında MİT, ”derin devlet” ile CIA ve diğer yabancı istihbarat örgütleri arasındaki ilişkiler ortaya çıkarılmadan sonuca varmanın mümkün olmadığını belirterek, “Yetkisini kullanarak 12 Eylül darbesinin şifrelerini çözmek yerine TBMM İçtüzüğü’nün 105. maddesinin dışına çıkan komisyonun çalışmasına katılmam mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Anahtar Kelimeler: