ADANA (İHA) - Adalet Bakanlığı, Adana F Tipi Cezaevi'ndeki infaz koruma memuru açığını, üniversite mezunu gençlerle kapatıyor. Adana F Tipi Cezaevi'nde görevlendirilecek 2'si bayan 32 üniversite mezunu, Adana Cumhuriyet Başsavcı ve Adalet Komisyonu Başkanlığı'nda tek tek kontrolden geçirildi. Başsavcı Cemal Sahir Gürçay, boy ve kiloları ölçülen adaylara, "Geçmişte yaşanan cezaevi olayları sizi korkutmasın" dedi.
6-7 Temmuz 2002 tarihinde gerçekleştirilen Kamu Personeli Sınavı'nı başarıyla geçen, çeşitli üniversitelerden mezun 32 kişi, Adana F Tipi Cezaevi'ndeki infaz koruma memuru olabilmek için müracaat etti.
"REHİN ALMALAR SİZE GÖZDAĞI VERMESİN" Başsavcı Cemal Sahir Gürçay, Adana F Tipi Cezaevi infaz koruma memuru olabilmek için Adana Adliyesi'nde boy ve kilo ölçümünden geçen 32 adayla tek tek görüşerek, adaylara nasihatlerde bulundu. Geçmişte cezaevlerinde yaşanan isyan ve rehin alma gibi olaylara kulak asmamalarını isteyen Adana Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay, "Sizler daha bilinçli ve kültürlü insanlarsınız. İsyanlar rehin almalar size göz dağı vermesin. Bu tür olaylar sizi ürkütmesin korkutmasın. Devlet her olaya hakimdir. Sizler dürüst, tarafsız davrandıkça size kimse kötülük yapamaz. İşledikleri çeşitli suçlardan dolayı cezaevine girenlerin insan olduğunu unutmayın. İşinizi hallettirmek için de kimse torpil aramasın onu bunu devreye sokmasın. Varsa bir sorunu benimle görüşün. Sizlere şimdiden yeni görevinizde başarılar diliyorum" dedi.
GARDİYANLAR; AVUKAT, MÜHENDİS VE KİMYAGER Aralarında Hukuk, Siyasal, İlahiyat mezunları, yüksek lisans öğrencileri, kimyager, mimar, mühendis ve iletişim mezunlarının da bulunduğu infaz koruma memuru adayları, yapılacak olan güvenlik soruşturmasının olumlu geçmesinin ardından önümüzdeki yıl işbaşı yapabilecek.
Üniversiteli infaz koruma memurları ayrıca, Ankara Eğitim Merkezi'nde iki ay meslek içi kurs görecekleri bildirildi. Göreve başlayacakları günü sabırsızlıkla beklediklerini söyleyen üniversiteli gençler, "Bu işi yapmaktan başka çaremiz kalmadı. Ailemizi geçindirmek zorundayız" dediler.