Facia 'geliyorum' diyor

İSTANBUL (İHA) - Mimar-Ekonomist Remzi Kozal, Türkiye genelinde harap, yıkılması planlanan, esaslı tamir ve tadilat gerektiren bina sayısının 700 bine ulaştığını belirterek, Konya'da çöken apartman ve bunun gibi belki binlerce binanın bu rakamın içerisinde bulunmadığını bildirdi. Kozal, "700 bin bina, herhangi bir depreme gerek kalmadan da normalde yağmur, kar gibi etkenlerle ya da kendiliğinden başımıza yıkılabilecek binalardır. Tek çıkış yolumuz, mevcut yapı stoğumuzu yenilemek ve şehirlerimizi, yerleşim yerlerimizi depreme, afetlere karşı dayanıklı, her şeyden önce kendiliğinden yıkılmayacak sağlam ve sağlıklı binalardan oluşturmaktır" dedi.

Reklam
Reklam

Mimar-Ekonomist Remzi Kozal, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Kurban Bayramı'nda bayram sevinci yerine, Konya'nın Selçuklu İlçesi'nde kendiliğinden çöken binanın altında kalan masum insanların acılarının yaşandığını vurgulayarak, "Gözlerimizin önüne serilen bu vahim olaydan acaba gereken dersi alabildik mi? Hiç zannetmiyorum. Geçmişte de benzer olayları yaşadık ama bu sonuç gösteriyor ki, hiç ders almamışız" diye konuştu.

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından gerçekleştirilen 2000 yılı bina sayımı sonuçlarına göre, ülkedeki toplam konut sayısının 16 milyon 235 bin 830 olarak belirlendiğini kaydeden Kozal, "Fiziki duruma ilişkin verilere göre, binaların 2 milyon 223 bin 512'si basit tamir ve tadilat gerektirirken, 129 bin 627'si harap ve yıkılması planlananlar, 570 bin 101'i ise esaslı tamir ve tadilat gerektirenler grubuna giriyor. Böylece harap, yıkılması planlanan, esaslı tamir ve tadilat gerektiren bina sayısı 700 bine ulaşıyor" dedi.

Mimar-Ekonomist Kozal, harap ve yıkılması planlanan binalardan 16 bin 535'inin Ankara, 9 bin 932'sinin İstanbul, 6 bin 485'inin İzmir, 4 bin 462'sinin Hatay, 3 bin 890'ının Konya, 3 bin 578'inin Kayseri, 3 bin 343'ünün Bursa, 3 bin 229'unun Manisa, 3 bin 103'ünün Antalya ve 3 bin 86'sının da Denizli'de bulunduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

'YAPI STOĞU SÜRATLE YENİLENMELİ' Yıkılmak üzere olan 700 bin binanın kimseyi aldatmaması gerektiğini ifade eden Kozal, "Diğer binaların sağlam olduğu görüşünü buradan çıkarmamalıyız. Konya'da çöken bina ve bunun gibi belki binlerce bina, daha bu rakamın içerisinde bulunmuyor. Buradan hareketle, Türkiye'deki mevcut yapı stoğunun süratle yenilenmesi gerekmektedir. Çünkü, büyük ölçüde herhangi bir proje ve teknik kontrolü olmadan, diğer bir deyişle kaçak olarak oluşturduğumuz mevcut yapı stoğu, depreme ve afetlere karşı sağlıklı ve güvenli şekilde korunmamızı önlüyor" diye konuştu.

700 bin binanın, herhangi bir depreme gerek kalmadan da normalde yağmur, kar gibi etkenlerle ya da kendiliğinden yıkılabilecek binalar olduğunu anlatan Mimar Kozal, "Her nasıl bakarsak bakalım ve her nasıl düşünürsek düşünelim, sonuçta deprem ve heyelan, yangın ve benzeri afetlerden zarar görmemek için süratle yurdumuzu yeni baştan inşa etmek zorundayız. Nüfus, şehirler, sanayi, yatırımlar, ekonomik sosyal ve stratejik faktörleri de dikkate alıp, teknik şartnamelere uygun olarak yurdumuzu yeni baştan inşa etmek zorundayız" dedi.

Reklam
Reklam

'DEPREM DEĞİL, ÇÜRÜK BİNA ÖLDÜRÜYOR' Kozal, çarpık yapılaşma ve şehirleşme sonucu Türkiye'nin depremlerden, diğer afetlerden ve kendiliğinden çöküşlerden dolayı çok büyük zararlar gördüğünü vurgulayarak, "İnsanları depremler, afetler değil, inşa ettiğimiz çürük binalar öldürmektedir. Kendimize güvenli meskenler yerine ucuz, katlı mezarlar inşa etmeye devam ettiğimiz sürece depremlerle, afetlerle ve kendiliğinden çökmelerle ölmeye hazır olmalıyız. Tek çıkış yolumuz var, o da mevcut yapı stoğumuzu yenilemek ve şehirlerimizi, yerleşim yerlerimizi depreme, afetlere karşı dayanıklı; her şeyden önce kendiliğinden yıkılmayacak sağlam ve sağlıklı binalardan oluşturmaktır" dedi.

Ekonominin yüzde 50'ye yakın kısmının konuşlandırıldığı İstanbul'un en büyük riski taşıdığını belirten Mimar-Ekonomist Remzi Kozal, "Ancak iş, yalnızca İstanbul'u kurtarmakla da bitmiyor. Yüzde 90'ın üzerindeki bölümü depreme karşı hassas olan Türkiyemizi bir bütün olarak ele almalıyız. Depremlerle, afetlerle ölmemek için, geleceğe güvenle bakmak için başka çaremiz yoktur" diye konuştu.

Reklam
Reklam