Özcan Deniz BeniMTV'me verdiği röportajında "Hayatımda şu an bir mutsuzluk yaşamıyorum, bir tıkanıklık yaşamıyorum. Genelde insanlar evlilik ve çocuğu bu tarz noktalarda arzu ederler. Alternatif bir mutluluğun peşinde değilim." diyerek evlenmeyi düşünmediğini ima etti.
Sevdazede çok arkası dolu bir isim. Öylesine yazılmış gibi değil..?
Aslında her insanın hayatında bir sevdazede pozisyonuna düştüğü durumlar mutlaka vardır. Sevdazedelik illa ki o anda düştüğün durumla ilgili birşey değildir. Bence herkeste vardır bu durum. Herkesin bir aşk kazası vardır.
Remixler daha çok kulüplerde çalınsın amaçlı mı?
Evet çünkü Gürsel Çelik çok iyi bir aranjör, soundu çok iyi, konsepti çok iyi çıkarttı ortaya. 3 ayrı versiyon... Bu şarkının enerjisi en çok nasıl çıkıyor diye üçünü de denedik, üçünü de koyduk.
Özellikle yeni nesile hem sitem hem mesaj var gibi?
Biraz kendimizi de eleştiriyoruz. Çok tüketen bir toplum olduk, sabırsız olduk, toleranssız olduk. Hepimiz böyle olduk. "Ben olmadım da sizi böyle görüyorum durumunuz kötü" diye ermiş bir durum değil ama bunu fark etmek önemli. Bunu fark edip dillendirdim sadece.
Sence neden hani şarkıda da soruyorsun ya "önceden bir ömür boyu sürermiş"..?
Bu tamamen dünyanın artık fena şekilde kullan, tüket, at, yenisini al formülü üzerine yeni bir ilişki formu oluştu. Bu forma artık yeni nesil ayak uyduramıyor. Ritmi çok yüksek bir şey çünkü. Bu sadece ilişkilerde değil herşeyde böyle. İster istemez insanlar ilişkileri de böyle hor kullanır hale geldi. Eskiden böyle deildi ki hayat. Eskiden yaya yaya yaşardık hayatı.
Peki sen bunun dışında kalmaya çalışıyor musun?
Elimden geldiği kadar... Ama tabi ki ne kadar durmaya çalışırsan çalış hayat öyle değil artık. Kendinde de o eleştirdiğin şeyleri bulabiliyorsun bazen.
Hala seni çok dinlememiş insanlar için sen hala sadece arabesk fantazi dalında icra gösteren bir isimsin. Buna katılıyor musun?
Hayır tabi ki... Bir kere fantazi denen tür bizim uydurduğumuz bir müzik türü. Arabesk dediğimiz şey ise aslında bir müzik türü değil. Oralara girersek saatlerce konuşuruz. Benim yaptığım şey benim müziğim.
Sen kendini batıya daha mı yakın görüyorsun?
Sound olarak evet. Albüm kapağında da albümün dünyalı oluşunu ifade ettim. Dünyadaki bir çok insanın ortak müzik kulağı vardır. Bizim kültürümüze ait olmayan, dilini bile bilmediğimiz bir şarkıyı burda bangır bangır dinleyebiliriz. Çünkü bizi bir yerinden ortak bir yerden yakalamıştır. Soundundan, ses kalitesinden, vokal kalitesinden, enerjisinden yakalamıştır. Bu albüm hatta son yaptığım 4 albüm ortak kulağa hitap ediyor. İçindeki lezzet, sos aslında yerel. Bu da onu daha çekici kılıyor. Ses rengi, kullanılan enstrümanlar, bazı kullanılan makamlar, onlar bizden. Batı müziğinin de aslında çok adım atacak yeri kalmadı. Onlar buraya yöneldi. Bizim ezgilerimizi, enstrümanlarımızı duyabilirsiniz.
Teklif çok samimi bir şarkı, evde kendi kendine söylemişsin gibi?
Zaten kendime yazdım bu şarkıyı. Evet bir teklif olabilir, bir bayana sanki ithafen yazıyormuşum gibi olabilir ama aslında kendime yazdım.
Peki gazetelerde çıkan Özcan Deniz bu albümde bu şarkıyla evlenme teklifi ediyor haberleri?
Tabi ki bu şarkı içeriği gereği, zaten bir kız arkadaşım da var, çok da mutluyuz, ona yoruyorlar. Ondan ilham almış olabilirim ama kendime yazdığım bir şarkıdır. Zaten ben kız arkadaşıma evlilik teklifi edecek olsam bunu albüme koyup promosyon halinde yapmam. O benimle onun arasında bir şeydir.
*
Özcan Deniz'in kariyerinde televizyon özellikle diziler çok önemli bir yer tutuyor. En azından izleyici olarak ben öyle görüyorum. Sen ayırabiliyor musun müzikle televizyon işini?
Güzel ayırıyorum, bulaşmıyor. Birini diğerinin altında bırakmadan ilerlemeye çalıştım.
Asmalı Konak senin için nerde duruyor kariyerinde?
Önemli bir yerde duruyor. Herkesin kariyerinde dönüm noktasını yaşadığı bir yer vardır. O da benim hayatımda Asmalı Konak'tır.
Peki sonrasında reyting garantili bir isim olarak görülmek baskı kurdu mu üzerinde?
Çok. Bu baskı hem olumlu hem olumsuz. Olumsuz tarafı sadece sizin üzerinizde oluşan baskı değil, aynı zamanda seyircinin beklentisini karşılamak çok zor. Olumlu tarafı bu beklentiyi karşılama refleksiyle çok üretken bir insana dönüşmek. "Bana ne" rahatlığı olmuyor.
Gazetelerde yazıldığı kadar çok yüksek paralar alıyor musunuz?
İnsanlar bu ülkede kazanan sanatçıyı pek sevmezler, ben bunu anladım. Kendi sektörümüzde de böyle saçma sapan bir durum var. Hep biz para kazanmayı yurt dışında yaşayan sanatçılara yakıştırırız. Ben hakettiğimin dışında bir şey almıyorum. Hiç bir zaman bir sanatçı orada mesai saatinin ücretini almıyor. Alınan para o mesai saatinin ücreti değil. Onun karşılığında senin feda ettiğin şeylerin ücreti. Benimle beraber Prı yapılan bir projeyse benim hayatımdan çok şey alıyor.
Son dizin "Aşk Yakar" en basit tabiriyle reyting kurbanı mı oldu?
Hayır, senaryo kurbanı oldu. Senaryo biraz yıpratıldı. Kanal çok panik yaptı. Çok çok ileride olması gereken şeyleri çok çok öne çektiler. Karmaşa yaşandı ve hızlı tükendi.
Oyunculuğun sadece dizilerle sınırlı değil sinema da var. Sinemaya girdiğinde bir tedirginlik hissettin mi kendinde?
Hiç tedirgin hissetmedim. "Tam tersi işte bu yapmam lazım" diyerek heyecanla sarıldım. Asıl varlığımı koymak istediğim orası. Televizyon bir süre sonra hayatımdan tamamen kalkabilir. Yılda bir hoş, sağlam bir film yapmak, iki yılda bir de albüm yapmak, çok canım istediğinde konserlere çıkmak istiyorum.
Sadece oyuncu olarak mı yer almak istiyorsun?
Hayır her yerinde. Başkasının hikayesini çekemeyebilirim, ki Türkiye'de pek çok yönetmen bunu yapamıyor. Ama kendi hikayelerimi çekmekte asla zorlanmam.
Gelecekte var mı böyle bir şey?
Var evet. Bu benim 7-8 yıldır düşündüğüm bir şey. Hatta bundan 4-5 sene önce bir belgeselim yayınlandı bir kanalda. Orada kendi ağzımla söylediğim bir şeydi. Bir gün kendi hikayelerim kendi gözümden filme çekilecek.
Şöhretin getirdiği magazin yükünden rahatsız mısın?
Yok hayır. Magazin hayatımda bazen oldu. Bundan 8-9 sene önce magazinin beni çok üzdüğü, ailemi çok yıprattığı bir dönem yaşadım. Ondan sonra sağlam bir karar aldım. Artık daha kontrollü bir hayat yaşamak ve magazinin istediği zaman hayatıma elini sokup, benim hayatımdan bir şeyleri almasına izin vermemek, tam tersine magazinle aramdaki ilişkiyi sadece işle bağlantılı olması kararını aldım.
Güzel bir ilişkin var. İkinizin de tanınır olması insanların ilgisini daha çok çekiyor. İlişki içinde bir zorluğu var mı bunun? Ego çarpışıyor mu?
Yok canım. Ne Fahriye öyle biri, ne ben öyle biriyim.
Peki sıkılıyor musunuz? Ya da gizlenme ihtiyacı hissediyor musunuz?
Yoo... Kimseden kaçmıyoruz, kimseyi gözümüze sokmuyoruz.
Bir internet sitesi 4-5 hafta farklı başlıklarla senin albüm çıkartmak için çektirdiğin ilk fotoğrafı tekrar tekrar yayınladı. Dikkatini çekti mi?
12-13 yaşlarındaydım. O zamanlar Aydın'da yaşıyordum ve ne artist poz verebilirdim ne de gittiğim fotoğrafçı bana artist poz verdirecek kapasiteye sahip bir fotoğrafçıydı. Ben o sıralar bir albüm hazırlamıştım, onu İstanbul'daki müzik firmalarına yollamak istiyordum. Bir resim gerekiyordu. Artistik resim çekeceğiz. Ne adam anlar ne ben anlarım, çocuğum zaten... Kendi takılarını taktı ve fotoğraf çekti. O fotoğraf benim aslında artistliğe ilk adımımdır. Aradan yıllar geçti. Nereden çıktıysa, ben bile bulamıyordum o resmi. Birisi "Alın zarar verin bu çocuğa" düşüncesiyle vermiş. Ve bir dalga geçme süresi başladı. Ben sanki bundan rahatsızmışım, bu resimleri yakmak, yok etmek istiyormuşum gibi davranıldı. Rahatsız olmadım, tam tersi ben bu fotoğrafı çok sahiplendiğimi, çok sevdiğimi, benim için çok önemli bir fotoğraf olduğunu anlatabilmek için bundan bir kaç sene önce Açıkhava Konserime bu resimle çıktım sahneye. "Yürü be koçum" dedim. Aynı adamız. Oradan başlayıp buralara geldim. Takdir görmesi gereken birşey. Millet işin eğlencesinde çok da umurumda değil.
Başarmış, "yırtmış" birisi olarak seni idol olarak görenlere ne demek istersin?
Yılmamalarını, inat etmelerini söyleyeceğim. Sadece istemekle, arzu etmekle, beklemekle olmuyor. Kovalayacaksınız, uğraşacaksınız, çabalayacaksınız, kafaya takacaksınız, çok öğreneceksiniz, bu öğrenmenin hiç bir zaman sonunun olmadığını bileceksiniz...
Senin daha yapmak istediğin ne var? Kimlerle çalışmak istersin?
Neredeyse tüm istediklerimle çalıştım müzikal anlamda. Ama sinemada çok küçük hikayeleri çok etkili şekilde anlattığını düşündüğüm Zeki Demirkumbuz ile çalışmak isterim.
Özcan Deniz için evlenip baba olmak çok uzak şeyler midir?
Önce kariyer... Hayatımda şu an bir mutsuzluk yaşamıyorum, bir tıkanıklık yaşamıyorum. Genelde insanlar evlilik ve çocuğu bu tarz noktalarda arzu ederler. Alternatif bir mutluluğun peşinde değilim. Her şey yolunda.
Çocuk için evlenmek gerek düşüncesine katılıyor musun? Ya da bekar ebeveynliğe?
Eğer o çocuğa haksızlık yapmak istemiyorsanız evlenmek gerek tabi ki. O çocuk annesini, babasını, ninesini, teyzesini, dayısını, aile denen şeyi bilsin.