İSTANBUL (İHA) - Yeşil pasaportunun Alaattin Çakıcı'da ele geçirilmesi üzerine gözaltına alınan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen eski MİT mensubu Faik Meral, "yattığı süre, suçun vasfı ve mahiyeti" göz önüne alınarak tahliye edildi.
Eski MİT mensubu Faik Meral ile tutuksuz sanık Aytuğ Gençağa Çakıcı'nın katıldığı duruşmaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan yazının Kandıra F Tipi Cezaevi'ne ulaşmaması üzerine, diğer 4 tutuksuz sanık getirilmedi.
Meral, "Pasaportumu bilerek ve isteyerek kesinlikle vermedim. Çakıcı'yı ziyarete gittiğim zaman aranan bir kişi değildi. Pasaportu yanıma almaktaki gayem, oğlum Romanya'daydı ve YÖK ile ilgili problemleri vardı. Ziyarete gittiğim sırada cebimde pasaportum, içinde de kimliğim vardı. Çakıcı birçok operasyonlara katıldığı için içi rahat olsun diye ceketimi çıkarıp astım" dedi.
Meral ayrıca, "Yurt dışındaki yıkıcı hedeflere yönelik özel bir görev sırasında Çakıcı ile tanıştık. 1987-1988 yıllarında birlikte çalışma yaptık. 15 Temmuz 2004 tarihinde, radyoda haber dinlerken adımın geçtiğini duydum ve evime gidip pasaportumu aramaya gittim; ama yoktu" şeklinde konuştu.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına eski MİT mensubu Faik Meral ile tutuksuz sanık Aytuğ Gençağa Çakıcı katıldı. Diğer tutuklu sanıklar Murat Şakir, Cem Aksu, Ozan Güngören ve Adem Çakıcı duruşmaya getirilmedi. Duruşmada konuşan Meral, "Pasaportumu bilerek ve isteyerek kesinlikle vermedim. Kurumumda özel bir görevim vardı. Görevim nedeniyle Çakıcı ile tanışmıştık. Bu özel görev yurt dışındaki yıkıcı hedeflere yönelikti. 1987-1988 yıllarında birlikte çalışma yaptık. O çalışmadan sonra kendisini bir daha görmedim. Çakıcı Fransa'dan döndüğünde orada işkence gördüğünü gazetelerden öğrendik. Ben de kendine vefa örneği olarak ziyarete gittim. Ziyarete gittiğim sırada cebimde pasaportum, içinde de kimliğim vardı. Çakıcı birçok operasyonlara katıldığı için içi rahat olsun diye ceketimi çıkarıp astım. Balkonda ve bahçede dolaştık. Bana başından geçen sıkıntıları anlattı. Eski bir dost ve üst düzey bir bürokrat olarak, artık iş adamı olup eski yaşantısını bırakması için tavsiyede bulundum" dedi.
15 Temmuz 2004 tarihinde, radyoda haber dinlerken adının geçtiğini söyleyen Meral, "Evime pasaportumu aramaya gittim; ama yoktu. Cumhuriyet Başsavcılığı'na gittim. Müracaat Savcısına durumu bildirdim. Kendisi kayıt altına aldı ve dilekçemi İstanbul'a APS ile postalamamı istedi. Postaladıktan sonra Savcılığa döndüm. Savcı evime gitmemi söyledi. Ertesi gün de çalıştığım kurumdan arkadaşlar geldi. Emniyete götürüldüm. Kesinlikte bilerek ve isteyerek pasaportumu vermedim. Çakıcı ziyarete gittiğim zaman aranan bir kişi değildi. Pasaportu yanıma almaktaki gayem ise oğlum Romanya'daydı ve YÖK ile ilgili problemleri vardı" şeklinde konuştu.
Murat Şakir, Cem Aksu, Ozan Güngören ve Adem Çakıcı adlı diğer 4 tutuklu sanığa silah verdiği gerekçesiyle tutuksuz olarak yargılanan Aytuğ Gençağa Çakıcı da, "Çocukluğumdan beri konuşma zorluğu çekiyorum. Üniversite mezunuyum. Ben kimseye tabanca vermedim. Talimat da vermedim. Üniversiteden sonra master yapmak istiyordum. Konuşma bozukluğum olduğu için yurt dışına tedavi maksatlı gittim" açıklamasında bulundu.
Duruşmada söz alan Faik Meral'in avukatları, müvekkillerinin 116 gündür tutuklu bulunduğunu belirterek tahliye talebinde bulundu. Savcı da Meral'in yattığı süreyi göz önüne alarak sanığın tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti, Faik Meral'in cezaevinde yattığı süreyi, suçun vasfı ve mahiyetini göz önüne alarak sanığın tahliyesine karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan yazının Kandıra F Tipi Cezaevi'ne ulaşmaması üzerine duruşmaya getirilmeyen diğer 4 sanığın ise, tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Faik Meral, çıkışta bir açıklama yapmadı.