Öne çıkan türleri arasında mevduat ve kredi faizi bulunan faiz temel olarak bir sermayenin kullanılması durumunda alınan bedel şeklinde tanımlanır. Farklı faiz türlerinin oranı belirlenirken küresel ekonomik koşullardan istihdam ve para arzı gibi hususlara varan pek çok unsur öne çıkar. Yine enflasyon oranının faiz oranlarının belirlenmesinde önemli rol oynayan temel etkenlerden olduğu hatırlatılmalıdır. Bu bağlamda politika, gösterge ve mevduat faizi gibi faiz türlerinin birbiriyle olan ilişkisi ve nasıl belirlendiği üzerine detaylı bilgiler sunulması gerekir.
Birçok çeşidi bulunan faiz temelde bir sermayenin kullanılmasına karşılık olarak alınan bedeldir. Yüzdelik oranlarla ifade edilen faize mevduat hesabı, kredi ya da para gönderme / çekme gibi pek çok finansal işlemde rastlanır. Basit, sabit, değişken, reel, üst, etkili faiz ve prim faizi gibi çeşitleri mevcut olan bu bedelin neye göre belirlendiği ise merak konusudur.
Ekonomik işleyişin can damarı şeklinde nitelendirilen faiz arz / talep dengesiyle de yakından ilişkilidir. Bu bağlamda politika, gösterge, mevduat, kredi faizi gibi faiz türlerine detaylı olarak değinmeden önce bahsedilen bedelin oranının hangi faktörler çerçevesinde belirlendiğinin açıklanmasında yarar vardır. En yaygın olarak kullanılan türleri mevduat ve kredi faizi olan bedelin oranını belirleyen temel faktörler şu şekilde açıklanabilir:
Bir ülkenin enflasyon oranı bankaya sağlanan risk ve avantaj primini etkileyen temel unsurlardandır. Dolayısıyla mevcut enflasyon oranının faiz oranını belirleyen önemli faktörlerden olduğu söylenebilir.
Faiz oranlarının düşük veya yüksek olmasını etkilediği bilinen unsurlar arasında yurt dışından ülkeye giren sıcak para miktarı da yer alır. Sıcak para girişinin artmasına bağlı olarak faizlerin yükselmesi ve bu durumun da kura yansıması olur.
Yaygın olarak kullanılan faiz türleri arasında sıralanan kredi ve mevduat faizinin de karşılıklı bir etkileşim içerisinde olduğu söylenebilir. Örneğin mevduat faizi yükselirse tasarrufa meyilli olan kişiler paralarını mevduat hesaplarında değerlendirmeyi tercih eder. Bu da mevduat hacminin artmasıyla birlikte kredi faizlerinin düşüşe geçmesini tetikleyebilir.
Bankalar tarafından açıklanan faiz oranları genelde nominal faizi temsil eder. Nominal faiz oranı ise enflasyon ve reel faiz oranının dikkate alınması sonucunda net olarak hesaplanabilir. Örneğin enflasyon oranı %10 iken reel faiz oranı da %7 ise mevduat faizi oranı %17 civarında olur.
Banka faizlerinin belirlenmesinde önemli rol oynadığı görülen reel faiz oranını etkileyen temel unsurlar arasında risk primi vardır.
Yine banka faizlerinin belirlenmesinde etkili olan enflasyon ve reel faiz oranı gibi faktörler dikkate alındığı zaman nominal faizin açıklanmasında Merkez Bankası verilerinin kaynak alındığı hatırlatılmalıdır.
Bir ülkenin ekonomik gidişatının nasıl şekilleneceği konusunda önemli rol oynayan faizin pek çok türü vardır. Politika faizi de ekonomik dalgalanmaları etkileyen ve Merkez Bankası tarafından belirlenen bir faiz oranıdır. Bu bağlamda politika faizinin ülke ekonomisi üzerinde etkisinin olduğu açıklanmalıdır. Söz edilen faiz türünün oranı ekonomiyi yönlendirmek amacıyla kullanılırken para arzını doğrudan etkileyen unsurlardandır. Buna ek olarak enflasyonla mücadele edilmesinde önemli rol oynadığı belirtilen politika faizi harcamaları kontrol etmesiyle öne çıkar.
Merkez Bankası’nın piyasalarda bankalardan ödünç para alabildiği veya yine bankalara ödünç para verebildiği bilinir. Buna bağlı olarak Merkez Bankası’nın piyasaları etkilemek amacıyla faiz oranlarını belirlediği söylenmelidir. Para Politikası Kurulu bünyesinde alınan faiz kararlarının halka arz edilmesi ise belirli bir takvim çerçevesinde gerçekleştirilir. Genelde ilgili kurulun son toplantısında alınan faiz oranları kararlarının aynı gün içerisinde öğleden sonra Merkez Bankası Genel Ağ sayfası üzerinden açıklandığı görülür. Politika faizine yönelik olan diğer önemli detaylar ise aşağıdaki gibi açıklanabilir:
Hazinenin geçmiş dönemlerden kalan anapara ve faiz borçlarını ödemek veya kamu açıklarını kapatmak gibi hedeflere bağlı olarak iç / dış borçlanmaya yönelmesi mümkündür. İç borçlanma söz konusu olduğunda ise vadesi 1 seneden daha kısa olan hazine bonosu ve vadesi 1 yıldan daha uzun olan devlet tahvili gibi kıymetler ortaya çıkar. Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) adı verilen bu kağıtların dahil olduğu ihalelerde belirlenen faize ise DİBS faizi denir. İhaleler sayesinde bankalar tarafından satın alınması mümkün olan borçlanma senetleri ardından piyasada satılır. Buna bağlı olarak piyasada ikinci el fiyatı ile faizi belirlenebilir.
Genelde politika faizi ile karıştırılan gösterge faizi temel olarak piyasada en çok işlem gören ve likiditesi yüksek olan vadesine 2 sene kalmış devlet tahvilinin ikincil piyasa kapsamındaki faiz oranını temsil eder. Söz edilen faizin 3 ya da 6 ayda bir kupon ödemesi yapılır. Finansal piyasalardaki önemli göstergelerden biri olarak nitelendirilen gösterge faizi yatırımcılar tarafından yakından takip edilmesiyle bilinir. Bununla birlikte söz konusu faiz oranının serbest piyasadaki diğer faizleri de etkileyebildiği aktarılır. Öyle ki gösterge faizinin adını finansal piyasalardaki çeşitli işlemler için referans olarak görülmesinden aldığı söylenir.
Mevduat faizi üzerine açıklama yapılırken ilk olarak mevduat kavramına kısa ve net bir şekilde değinilmelidir. Yatırım olarak tanımlanan mevduat kavramının güncel anlamı TDK kapsamında “belirli bir süre sonunda veya istenildiği zaman çekilmek üzere bankalara faizle yatırılan para, tevdiat şeklindedir. Bu bağlamda kişilerin vadeli veya vadesiz mevduat hesabına yatırım yapmaları mümkündür. Mevduat faizi de bankaların müşterilerinden topladıkları paraları öderken dikkate aldığı faiz oranına verilen addır. Gerçek veya tüzel kişilerin hesaplarında bulunan yatırımları için alacakları getiri bu faiz oranı ile hesaplanır. Günlük, aylık, yıllık gibi vadeler çerçevesinde hesaplanan mevduat faizinin belirlenmesinde rol oynayan pek çok etken varken bunlar aşağıdaki gibi sıralanmalıdır: