Fas seçimlerini İslamcı parti kazandı

Fas'ta dün yapılan parlamento seçimlerinden, ılımlı islamcı Adalet ve Kalkınma Partisi birinci parti çıktı.

Fas'ta yapılan ilk genel seçimi ılımlı İslamcı partinin kazandığı ilan edildi.

Seçim, "Arap Baharı" adıyla bilinen Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde yaşanan toplumsal isyanlar ardından, Fas Kralı 6. Muhammed tarafından gündeme getirilen reformlar kapsamında önem taşıyor.

İçişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamada, ılımlı İslamcı olarak nitelenen Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 395 sandalyeli parlamentoda 80 sandalye kazandığı belirtildi.

Başbakan, mecliste çoğunluğu kazanan parti içinden kral tarafından atanacak.

Reklam
Reklam

33 milyon nüfuslu Fas'ta dün yaklaşık 13,6 milyon seçmen, 395 milletvekilini belirlemek için sandık başına gitmişti.

Bu sandalyelerden 60'ı kadın milletvekilleri, 30'u ise 40 yaş altındaki gençler için ayrıldı.

Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri bu koltukların 90-100'ünü kazanacaklarını düşünüyordu.

Fas'ın başkenti Rabat'tan bildiren BBC muhabiri Nora Fakim, meclis seçimlerinin halk tarafından Kral'ın "Arap Baharı"na yanıtı ve sahip olduğu iktidarı seçilmişlere paylaşma sınavı olarak görüldüğünü belirtiyor.

Fas Kralı 6. Muhammed, Fas'ta bu yılın ilk yarısında demokrasi talepleriyle başlayan gösterilerin ardından anayasayı değiştirerek seçim yapma kararı almış, yetkilerinin bir kısmını hükümete devretmişti.

Seçimlere katılan diğer büyük parti, liderliğini Maliye Bakanı Selahaddin Mezuar'ın yaptığı, saray yanlısı 7 partinin birleşimiyle oluşturulan Bağımsızların Yeniden Yükselişi partisi olmuştu.

Fas'taki seçimler, ülkedeki monarşinin demokrasi konusunda gerçek bir değişiklik yapmak arzusunda olmadığını söyleyen demokrasi yanlılarınca boykot edildi.

Reklam
Reklam

İçişleri Bakanlığı seçime katılım oranının yüzde 45 olduğu açıkladı.

2007 seçimlerinde bu oran yüzde 37 olmuştu.

Krallıkla yönetilen Fas'ta yeni anayasaya göre meclis ve başbakan önemli güce sahip olacak.

Ülkedeki reform yanlıları ise Kral'ın savunma, güvenlik ve din gibi konularda son sözü söyleme hakkının saklı tutulmuş olmasına dikkat çekiyorlar.

Reformlara yol açan protesto eylemlerini düzenlemiş olan 20 Şubat Hareketi ise seçimleri boykot çağrısında bulunmuştu.