2016’da Almanya’da satışa çıkarılan Der goldene Handschuh (The Golden Glove) adlı kitaptan beyazperdeye uyarlanan filmiyle gündemde olan Fatih Akın’dan çarpıcı açıklamalar. Prömiyerini Venedikte’te yapan film Berlinale'de tepki çekti. Fatih Akın, kendisinin de yaşadığı Hamburg'un fuhuş bölgesini yöneten erkeklere filmi izlettiğini ve sarsıldıklarını gördüğünü söyledi. Ünlü yönetmen "Filmin hayatları üzerinde bir etki yarattığını umuyorum" dedi.
ÖZELLİKLE ERKEKLERİ SARSMAK İÇİN
Geçen yıl Diane Kruger'in başrolünü oynadığı 'Paramparça' adlı filmle Cannes Film Festivali ve Altın Küre'den ödülle dönmüş olan Akın ise son filminde özellikle kadın kurbanları istismar ettiğine dair eleştirileri reddetti.
"Cinsel şiddet konusundaki tartışmanın her yeri sardığı bir çağda yaşıyoruz ve bu içinde haklılık barındırıyor" diyerek ekledi: "Ama cinsel şiddet hakkında film yaptığınızda bunu göstermeniz gerekir."
Filmde kurbanların işkenceden geçirilip öldürülmesi ve parçalanması ayrıntılı şekilde gösterilirken, Akın bu sahnelerle kadınlara yönelik şiddeti yüceltmek gibi bir niyetinin olmadığını söyledi.
Bu sahnelerin setini oluşturan Hamburg'un fuhuş bölgesini çekip çevirenlere filmi izlettiğini ve sarsıldıklarına dair izlenim edindiğini aktararak şöyle konuştu:
"Onlara kadına şiddetin ne kadar yanlış olduğunu, #MeToo hareketini dilinizde tüy bitene dek anlatın, yine de bir kulaklarından girip diğerlerinden çıkar. Ama kadına şiddet uygulamış olanlar çıkıp 'Bu film benim için çok vahşi' derse, belki naif olacak, ama bu filmin onların hayatı üzerinde bir etki yapacağını umarım."
"Kendimi korunuyor hissettim"
Diğer yandan Akın film ekibinin bazı sahnelerin çekiminden olumsuz şekilde etkilenmemesi için sette kadın psikologlarla birlikte çalıştığını anlatırken, oyuncu Margarethe Tiesel "Çok zorlu sahnelerin çekimi sırasında beni çok onurlandıran şekilde muamele gördüm" diyerek ekledi:
"Kendimi kullanılmış ya da çaresiz hissetmedim. Kendimi korunuyor hissettim. Filmde de sadece gerçeği anlattığımızı düşündüm."
Eğlence sektöründe cinsel taciz konusunda hassasiyetin artmasının sanatsal özgürlüğü kısıtlamaması gerektiğini dile getiren Türkiye kökenli Alman yönetmen "Elbette #MeToo gibi şeyleri ben de destekliyorum, ama bu, sansür amaçlı kullanılmamalı" uyarısı yaptı.