Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi eski savcı Zekeriya Öz'ün gizli tanığı, uyuşturucu Baronu Naci Şerif Zindaşti ve 3 adamı 19 Ekim'de tahliye edildi. Cinayetler ve uyuşturucu kaçakçılığı suçlamalarıyla soruşturulan ve ABD konsolosluk görevlisi Metin Topuz'la irtibatlı olan Zindaşti'nin serbest kalmasına savcı itiraz etti, yeniden yakalama kararı çıkarıldı ancak baron ve 3 adamının firar ettiği ortaya çıkmıştı. Emniyet yetkilileri Zindaşti ve 3 adamının resmi kayıtlarda yurt dışına çıktığına dair bir ize ulaşamadıklarını ancak yasa dışı yollardan yurt dışına firar ettiğini belirtti.
Dünkü yazısında firar olayının ardından HSK'nın hemen soruşturma açtığını belirten Altaylı, hakimin ifadesinde "İktidar partisinden eski milletvekili beni sürekli arayarak bu şahsın mutlaka tahliye edilmesi gerektiği yönünde telkinde ve baskıda bulundu. Devletin bu konuda bir duyarlılığı olduğunu belirtti.” dediğini aktararak Ankara'nın bu olayla çalkalandığını belirtti. Altaylı, yazısında "Peki hakime baskı kuran milletvekili kim" diyeceksiniz. Oldukça bilindik bir isim. Hani her kabine değişikliği öncesi “Bu kez bakan olur” denilip de bir türlü olamayan bir milletvekili var ya… O işte. Anayasa işlerinden, bu işlere geçmiş olmalı…" ifadesini kullanarak AK Partili Burhan Kuzu'yu işaret etmişti.
"YENİ BİR FETÖ KUMPASI OLABİLİR"
Fatih Altaylı, bugünkü "Kuzu’dan mesaj: FETÖ kumpası olabilir" başlıklı yazısında, Burhan Kuzu'nun iddialara yanıt verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"İlgilisinden hemen yanıt geldi. Dünkü yazımda İranlı uyuşturucu kaçakçısı ve seri cinayetlerin azmettiricisi olarak 4 yıl arandıktan sonra yakalanan Zindaşti’nin yakalandıktan hemen sonra skandal bir hakim kararı ile serbest bırakıldığını ve yeniden tutuklanması için karar alındığı sırada çoktan sırra kadem bastığını hatırlatarak bir iddiayı dile getirdim.
Zindaşti’nin serbest bırakılması kararını alan İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimi Cevdet Özcan hakkında HSK soruşturma açmıştı. Hakimin adliye çevrelerine verdiği ilk bilgi şöyleydi:
“Eski bir milletvekilli beni sürekli aradı ve bu şahsın mutlaka tahliye edilmesi gerektiği yönünde telkinde, baskıda bulundu ve devletin bu konuda böyle bir duyarlılığı olduğunu belirtti.”
Bu yazım üzerine eski milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı da yapmış bir isim olan Burhan Kuzu bir mesaj yolladı. Kuzu’nun mesajını aynen aktarıyorum:
"Fatih Bey bugünkü yazınızda ismimi vermeseniz de vermiş gibi oldunuz. Ben ne o İranlıyı tanırım ne de o hakimle görüşmem oldu. Hele hele duygusallık dediğin para işleri benim asla yapmayacağım işler. Bu bilgiyi kim verdi size bilmem. Ancak uzaktan yakından alakam yok. Yeni bir FETÖ kumpası olabilir. 15 Temmuz gerçekleşseydi öldürülecek ilk 5 ismin içinde benim de adım var. Ömrümde hiçbir hakimi arayıp telkinde bulunmadım. Ben bir Anayasa Hukuku Profesörüyüm. Yargıya baskının ne anlama geleceğini çok iyi bilirim. Dürüst bir gazeteci olarak tanıdığım Altaylı bu düzeltmeyi de yapar diye ümit ediyorum. Selam ve sevgiler"
FATİH ALTAYLI: BİLGİYİ ÇOK GÜVENİLİR KAYNAKLARDAN ALDIM
Burhan Kuzu, “Yurt dışında olduğunu bildiğim için mesaj yazdım. Yoksa telefonla konuşmayı tercih ederim” diye de eklemiş. Dönüşümde kendisi ile görüşeceğim. Ama bilmesini isterim ki, bilgiyi çok güvenilir kaynaklardan aldım. Dahası aldığım bilgiyi doğrulatmak için HSK Başkanı Sayın Mehmet Yılmaz’a da sordum. Kendisinden aldığım yanıt şu oldu:
“Zindaşti tahliyesi haberleri ihbar kabul edilip HSK Birinci Dairesi'nin verdiği inceleme izni teklifi Bakan tarafından onaylanmış ve müfettiş eli ile gerekli inceleme yapılması için evrak HSK Teftiş Kurulu'na gönderilmiş, müfettiş tahkikata başlamış, henüz başka bir bilgi Kurulumuza iletilmedi.”
Sayın Kuzu’nun cevap hakkına saygımdan ötürü yolladığı yanıtı sizinle paylaştım. Bu skandala dair gelişmelerle yine karşınızda olacağım.
NOT: Hakimler ve Savcılar Kurulu ( HSK) İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti'yi tahliye eden Hakim Cevdet Özcan'ın görev yerini değiştirdi. Özcan, İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nden Küçükçekmece Hakimliği'ne atandı." (Yazının tamamını okumak için tıklayınız)
"BU YENİLİR YUTULUR BİR İDDİA DEĞİL"
Habertürk yazarı Nagehan Alçı da bugünkü "Fevkalade şüpheli bir tahliyenin perde arkası" başlıklı yazısında Fatih Altaylı'nın Burhan Kuzu iddiasına ve Naci Zindaşti olayına değindi. Alçı yazısında şu ifadeleri kullandı:
Fatih Altaylı’nın dün yazdığı Zindaşti meselesi iç içe birçok sorunu barındırıyor. Ben de bir süredir konuyu takip ediyordum, Zindaşti 1.5 yıl boyunca İstanbul Emniyeti tarafından titizlikle takip edilip büyük çabalar sonucu yakalanmıştı. Dosyası çok doluydu. 500 sayfaya varan suçlamalar içeriyordu. Ancak onca emek İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimi Cevdet Özcan Zindaşti’yi ve adamlarını apar topar tahliye edince heba oldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tahliyeye hemen itiraz etti ama iş işten geçti, Zindaşti ve üç adamı ortadan kayboldu.
Ben bugün konunun iki boyutu üzerinde duracağım. Altaylı, tahliye kararı veren Hakim Cevdet Özcan’nün yargı çevrelerine anlattıklarından alıntı yapmış. Kendisini eski bir milletvekilinin aradığını söyleyerek savunan Hakim, baskı yapıldığını, eski vekilin Zindaşti için tahliye talep ettiğini ileri sürüyor. Bu yenilir yutulur bir iddia değil...
KUZU'NUN İSMİ NEREDEN ÇIKTI?
Bu anlatılanlarda tarif edilen eski vekil Kuzu’yu arayıp sordum. Altaylı’ya da mesaj göndermiş. "Hayatımda ne Zindaşti’yi tanırım, ne Hakim Cevdet Özcan’ı. İkisini de hayatımda ne gördüm ne konuştum ne de böyle bir ifadenin varlığından haberim var. İftiranın bu kadarına pes" dedi.
Peki ama nereden çıktı Kuzu’nun ismi? Burhan Kuzu, "Daha önce de mesela 2011 seçimlerinde benim ismimi kullanıp 'Burhan Hoca şu ismin milletvekili olmasını istiyor' diye birtakım kişiler birilerinden para toplamışlar. Sonradan öğrendim. Benim ismimi kullanmaya çalışanlar olabilir. Ya da belki de bir çete var. Bunun üzerine muhakkak gideceğim. Hakim Cevdet Özcan benim kendisini aradığım yalanını söyleyemez. Resmi kayıtlardan tüm gerçek ortaya çıkar. Kim bana iftira attıysa olayın üzerine gideceğim" dedi.
YALNIZCA SORUŞTURMA YETMEZ
Eğer Hakim Cevdet Özcan’ın böyle bir ifadesi varsa her açıdan skandal. Burhan Kuzu gerçekten arayıp böyle demiş ise bu çok ağır bir suç. Kuzu’dan ya da başkasından gelsin, hukuka göre değil, telkine göre hareket ettiğinin itirafı bu. Bunu itiraf eden hakimin derhal açığa alınması gerekir. Dolayısıyla şimdi yanıtlanması gereken şu: HSK yalnızca soruşturma açmakla mı yetindi, yoksa açığa da aldı mı Cevdet Özcan’ı?
Bu sorunun cevabını bulmak için ulaştığım üst düzey yargı yetkililerinden öğrendiklerim Türkiye’nin geleceği adına moralimi iyice bozdu sevgili okurlar…
MEĞER ARTIK...
Yargı içinde açığa almak için yargı mensubunun maddi bir menfaat sağladığının kanıtlanmasına bakılıyormuş. Yoksa bu şekilde itiraf bile edilse o yargı personeline dokunulmuyormuş. 15 Temmuz sonrası ne kadar yoğun bir şekilde açığa alınma yapıldıysa şimdi durum tam tersi. Belki de yargının geçirdiği büyük sarsıntının ardından mevcudu koruma refleksi bu. Ama gördüğüm kadarıyla "Devlet menfaati için gelen telefon" diyerek hakim yanıltılırsa soruşturma ile yetiniliyor. Şu anda da Hakim Cevdet Özcan hâlâ görevinin başında. Konuştuğum çok üst düzey diğer bir güvenlik yetkilisinin söyledikleri ise daha da korkunç. Çok açık konuştu bu yetkili ve aynen bana şöyle dedi:
BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ
"Burhan Kuzu’nun böyle bir şey yaptığına inanmak istemiyorum ama buna benzer olaylar çok oluyor. Özellikle FETÖ ile bağlantılı tahliyelerde şu an yargı ve emniyet camiasının tümünün bildiği bir Bermuda şeytan üçgeni var. Sözde AK Partili politikacılar ya da işadamları ile sözde Atatürkçü avukatlar ve genellikle zengin FETÖ sanıkları. Sözde diyorum çünkü bu kriminal üçgene girenlerin gerçek AK Partili ya da gerçek Atatürkçü olduğuna inanmıyorum. Muhakkak 1-2 sene içinde yaptıklarının da hukuki bedeli olacağını düşünüyorum. Zindaşti benzeri FETÖ bağlantılı isimleri polisten korumak için yardım edenlerin kim olduğu biliniyor. Zaten avukatlar ve şüpheli tahliye tarihleri ortada. Hakimleri ne yapıp edip bu bermuda şeytan üçgeniyle tahliyeye zorluyorlar ya da tırnak içinde ifadeyle duygusal şekilde ikna ediyorlar diyelim. Bunların hepsi suç. FETÖ’cüler hem AK Parti tarafını hem Atatürkçü kanadı bir şekilde kilitleyecek önlemleri alıyorlar."
HSK’YA ÇAĞRI
Şimdi Sayın Hakim Cevdet Özcan’a ben de buradan seslenmek istiyorum: Kamuoyuna açıklama yapmak zorundasınız sayın hakim. Neden böyle bir karara imza attınız? Sizi bu kararı vermeniz için arayan oldu mu? Aradıysa kim ne hak ve yetkiyle ve ne amaçla aradı? Kararınızı bu aramaya istinaden mi verdiniz? Niçin? Hangi gerekçeyle bunu yaptınız? Kamuoyu sizden bir cevap bekliyor. Bu cevabı vermek sizin açınızdan da iyi olacaktır çünkü polis ve yargı camiasında Zindaşti’nin neden tahliye edildiğine dair sizinle ilgili söylenenleri siz de tahmin edersiniz…
HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, Altaylı’ya gönderdiği mesajın aynısını bana da gönderdi. HSK 1. Dairesi’nin verdiği inceleme izni teklifini Adalet Bakanı’nın onayladığını ve müfettişin tahkikata başladığını söylüyor. Fakat hakimin bu skandaldan sonra halen adalet dağıtan kürsüde bulunuyor olmasını kamu vicdanı kabul etmiyor. Ben Sayın Mehmet Yılmaz’ı 2014’teki meşhur HSYK seçimlerinden beri hep desteklemiş ve takdir etmiş bir köşe yazarıyım ama son dönemde Sayın Yılmaz’ı tutuk buluyorum. Üstelik Yılmaz sık sık açıklama yapmaktan da çekinmeyen değerli bir hukukçudur. Aynı tutukluğu Dursun Çiçek’in bütün yargı camiasını zan altında bıraktığı olaydan sonra da gördüm. Hem Çiçek’in skandal açıklamaları hem bu Zindaşti olayı etkin şekilde soruşturulmazsa yargı camiası çok itibar kaybedecektir. Mehmet Bey’i yeniden eski proaktif tavrını almaya davet ediyorum.
NOT: Zindaşti'nin tahliyesine karar veren hakim Cevdet Özcan, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nden Küçükçekmece Hakimliği'ne atandı."(Yazının tamamını okumak için tıklayınız)