Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ve takım kaptanı Fernando Muslera, UEFA Avrupa Ligi'ndeki Lazio maçı öncesi basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Lazio, aynı grupta yer aldığımız çok pozisyona giren, bitiricilik seviyesi yüksek olan bir takım. Böyle bir rakibe karşı oynayacağız. Beraberlik de bizi daha avantajlı kılıyor. Gecenin maçı olacak. Sanki playoff maçı olacak. Şubat ayındaki maçı oynuyor gibiyiz aynı zamanda. Lazio, Galatasaray, Marsilya, Lokomotiv aynı grupta. Sanki Şampiyonlar Ligi grubu gibi demiştim. Öyle mücadele ettik. Ne mutlu ki buraya ilk 2'yi garantilemiş, lideri, namağlup, deplasmanda gol yemeden gelmiş bir takımız. Roma'da gol yemezsek grubu lider tamamlayacağız. Oyuncularımla gurur duyuyorum. Lazio'ya saygı duyuyorum. Ciddi, önemli bir takım. Her geçen gün Sarri'nin oynatmak istediği futbolun ve anlayışın oturduğunu görüyorum. Çok önemli oyuncuları var. Dikkat etmemiz gerekecek. Şampiyon karakterini taşıyan iki takımdan bahsediyoruz. Güzel bir maç olacak.
Pazartesi günü başlayan ağrılarım, mide ve bağırsak sistemindeki ağrı şikayetlerim nedeniyle geceyi hastanede geçirdim. Kimseyi telaşlandırmak istemedim. Herhangi bir paylaşımda bulunmayı erken gördüm. O arada tetkikler devam ediyordu. Sonrasında bazı operasyon ihtimali masaya konunca tekrar konuştuk. Rica ettim, ihtimallerin maçtan sonraya, daha doğrusu doktorlardan izin alarak antrenmana gittim. Sonra hastaneye döndüm. Bugün takımımla beraber oldum. Çok mutlu oldum. Dursun Buğra hocam nezdindeki tüm doktorlara çok teşekkür ediyorum. Tüm arayan soranan ilgilenen paylaşan dileklerini paylaşan herkese teşekkür ediyorum. Döndükten sonra ihtimallerden biri operasyon olabilir. Ancak, çok şükür iyiyim. Burada olduğum için mutluyum. Doktorlarla pazarlık edilmez ama bana izin verdiler. Allah'a şükür iyiyim.
İtalya'da olmaktan son derece mutluyum. Çünkü, her zaman söylediğim gibi İtalya ikinci vatanım. Burada çok mutlu günlerim oldu. Önemli ilişkilerim, dostlarım var. Çok sevdiğim bir ülke artı aşağı yukarı her hafta Serie A'dan bir maç izlerim. Özellikle son yıllarda futbol kalitesinin artmasıyla müthiş bir lig olmaya başladı. Şampiyon karakterini taşıyan çok takımın olması da İtalyan Ligi'ni daha seyredilir ve çok beğenilir, çekişmeli hale getiriyor. O yüzden İtalya Ligi'ne hiç yabancı değilim. Çok yakından bilen biriyim.
Her zaman İtalya'da olmaktan dolayı mutlu hissederim, kendimi evimde hissederim. Ayak bastığım havaalanından bu ana kadar bana olan sevgiyi, saygıyı görünce daha da mutlu oluyor, gurur duyuyorum. Bu kadar yıl geçtikten sonra bile sevgi hiç değişmemiş. Terim'in onlar için yetiyor olması beni çok mutlu ediyor. Bu herkese nasip olacak bir şey değil. Bunu yaşamak lazım. İtalya'da olmak benim için her zaman çok güzel, çok önemli.
Oyuncularım da üzüldü rahatsızlığıma. Çok uzun yıllardır teknik adamlığımda 1 gün antrenman kaçırmış değilim. Yoktur. Gittim, çıkamadım ilk gün. Dolayısıyla onlar da duydular. Oyuncularım benle beraber Galatasaray camiasına da bir hediye verecekler. Onların niyetlerinin bu olduğunu biliyorum. Onlar hem saha içinde hem saha dışında samimi ve amatör bir sevgiyle hem formasını, hem camiasını, hem taraftarını, hem kulübünü seven futbolculara sahibiz. Yarın ilk tedaviyi maçtan sonra onlar yapmış olur bana.
Marsilya maçından önce de benim hakemlerle ilgili konuşmam yönünde beklenti çok yüksekti. Ben o gün saha dışındaki konuların tur mücadelemizin önüne geçmemesini istemediğim için yorumlarda bulunmamıştım. Bugün ilk 2 sırada yer almayı garantiledik. Ancak önümüzde çok ciddi birincilik hedefi var. Buradan lider çıkmanın kulübümüz için, ülke futbolu için, ülke puanına katkı sağlaması için, prestij için artı ekonomik açıdan çok daha önemli sonuçları olacağına inanıyorum. Bu bir meydan okumanın olumlu geri dönüşü. Benden ise bu konular hakkında konuşmam yönünde beklentiler olduğunu biliyorum. Sadece şu kadarını söyleyebilirim; dünyanın hiçbir yerinde bu oyunun en önemli aktörlerinden biri olan teknik direktörlere bu kadar uzun ceza verilmez. Bu kadar ağır men cezaları çıkmıyor.
Uluslararası bir platformda olduğumuzda daha değişik oluyor. Geçen haftalardaki İngiltere'deki büyük maçlarda hocalar arasında olan resmen kavgalar, atışmalar var. Araya girenler var. 1-2 dakika sürüyor. Kimsenin ceza aldığını görmüyoruz. Kimse ceza vermek için yaklaşmıyor olaya. Onlar bizde olsa 5'er 6'şar maç alırdı. Saçmasapan bir kural var. Rakip sahada atıldınız, 50 bin rakip seyircinin içine gireceksiniz. Girmezsen 4 maç daha ceza. Avrupa'da 8'er 10'ar maçlık cezalar görmüyorum.
Biz kimsenin tolerans görmesini istemiyoruz. Kimsenin yaptıklarının yok sayılmasını da istemiyoruz. Bir olayın sonucuna bakarken, o olayın oralara neden geldiğini iyi bilmek lazım. Benim son atıldığım maç, ben alkıştan atıldım. Önce çizgiye bastık. Sonra alkıştan atıldık. Alkış ne zaman, 15-20 kişinin bizim korner çizgisine, sahaya girmesi ilk defa görülmüş bir şey. Orada olacağına buradasın. Teatral kabiliyeti yüksek hakemin. 2 kişi içinden bana sarı gösteriyor. Aklımızla alay mı ediyorsun.
Ben hayatım boyunca yaşadığım bir şeyi kimseden gizli yaşamadım. 50 senedir milyonların gözü önünde yaşıyorum. Yaptığıma yaptım diyorum. Beni mazur görün demiyorum. Yahu arkadaşlar, o kadar çok anlatılacak şeyler var ki. Karagümrük maçında bana ceza veren temsilciyi Hatay maçına, yetmiyor Fenerbahçe maçına veriyorsunuz. Refik Emre diye biri. Abdurrahman Arıcı'ya sormak lazım. Başka kimse yok mu? Son 3 VAR hakemine bakın. Yaşar Kemal, Ümit Öztürk, Bahattin Şimşek. Kime denk gelmiştir böyle trio. Sanki biz kural bilmiyoruz da her hafta bize kural anlatıyor. Yahu bu VAR hatalar azalsın diye. 6'ye çıktınız, birbirinizle anlaşamıyorsunuz. En kolayı yapmadım, yanlış anlaşıldım demek. Yaptık diyoruz. Hepsinin bedelini ödüyorum. Hiçbirini de unutmam, hiçbir şeyi unutmam!
Marsilya maçından sonra karşılaşmanın hakemi için ne dedim? Müthiş hakem yönetimi, müthiş hakem iletişimi dedim. Marsilya'da bize verilen penaltı mıydı, hayır. Dokunmamış bile Kerem, yanlış karar. Bir şey söylemedik mi? Yeri gelince herkese söylüyoruz. Neden? Onların sizi dinleyip size değer vermesi. Şimdi önemli olan bu. Herkes hata yapıyor. Biz yapmadık mı? Orada bir sıkıntı yok. Yine ilk Marsilya maçının ilk devresinde hakem gol pozisyonunda Alex'in önünde durdu. Hakeme devre arasında hepimiz golümüzü önledin dedik. Hakem üzgünüm, kötü şanstı dedi. Bir şey mi dedik. Ne diyebilirsiniz bunun üzerine. Biz de bir şey söylemedik. İnsan başka bir duygu içerisine giremiyor zaten.
İletişimden, konuşmaktan korkmayın futbolcularla, teknik adamlarla. Konuşursanız infial aşağı iner. Biz teknik direktörler ve oyuncular kaderleri 90 dakikada çizilen insanlarız. O heyecanla, terle, sinirle, stresle herkesin sorularına cevap veriyoruz. Cevaplamak da zorundayız. Yapıyoruz. Yayıncı kuruluşa gidiyoruz. Tüm TV'lere, gazetecilere cevap veriyoruz. Tüm bunları yaparken cezaların da sınırında geziyoruz. Dikkat etmemiz lazım. Bu kadar da risk altındayız. Milyonlarca kişinin yanıt beklediği kararlar. Hayatı etkileyen kararları açıklamıyorlar, niye? Biz çıkıyoruz her soruya cevap veriyoruz. Niye? Aslan gibi stadyumdan ayrılıyoruz. Hem açıklamıyorlar, hem de stadyumlardan gizlice ayrılıyorlar. Ne zaman sorsak kural değişiyor. Neyi sorsak illa bir şey buluyorlar, kural değişiyor. Belki kural değişmiştir. Bizi ikna ederler. İnsanlar da onları haklı bulur. Bunu bir düşünün.
Beraberlik bize yetiyor ama o felsefeyle çıkmayacağız. Lazio tempolu presle başlayacak, bizi geriye yaslayabilir. Oyun içerisinde kazanmak için oynayacağız. Benim karakterimi iyi tespit etmişsiniz. Doğrudur kazanmak isterim her yerde ama kaybederiz, anlayışımız bu olur. Açıkçası oyun sonunda tabii beraberliğin bizi lider yaptığı bir ortamda oyun başlarken daha beraberliği kafasına koyan bir takım olamayız. Öyle yaparsak kaybederiz. Defansif önlemlerimizi alacağız ama 1 puan bize yetiyor düşüncesiyle sahaya çıkmak bizi kaybettirir. Lazio, hücumu seven ve iyi yapan bir takım. Bunu dikkate almalıyız. Her an her şeyi yapacak oyunculara sahibiz.
Sarri benimle ilgili 'Adeta ilham kaynağı' demiş. Kendisini takdir ediyorum. Oyun anlayışını çok beğeniyor, seviyorum. O başarılı, büyük bir hoca. O yüzden oynattığı futbolu zevkle izliyorum. Kendisini her zaman en iyi yerlerde görmek istiyorum. İyi dostum. Yarın bakalım ne olacak.
Bir tek şey, Lazio ve Galatasaray için önemli. İki takım da garantiledi. Biraz önce oyuncularıma Lazio analizi yaparken, son cümlem şu oldu çıkışta, biz playoff maçı oynuyoruz. Şubattaki playoff maçını da oynuyoruz. 2 maç birden yani. Kaybedecek bir şeyimiz yok. Garantilemişiz. Muhteşem gelmişiz. Önemli bir başarımız var. En büyük başarı buradan lider dönmek olur. Kaybetmekten korkmayan bir takımım var. İyi oynarız, kötü oynarız, oynayamayız o başka bir şey. Düşüncem hala Fiorentina'daki gibi. Galatasaray'ın Avrupa şampiyonu olduğu yıllardaki gibi olacak, bundan emin olabilirsiniz.
Benim için gerçekten bazı duygular çok hakim olacak. Roma'da çok önemli bir dönem geçirdim. Yarınki maç bizim için çok önemli olacak. Genç bir takımız ama büyük bir emek göstererek buraya kadar geldik. Disiplinimizden taviz vermedik. Hedeflerimiz var. İddialıyız. Cesaretle bu maçı göğüsleyip sahadan en iyi şekilde ayrılmak istiyoruz.