UEFA Şampiyonlar Ligi D Grubu ilk maçında taraftarı önünde ağırladığı Lokomotiv Moskova’yı Rodrigues, Eren ve Selçuk İnan’ın golleriyle 3-0 mağlup eden ve Şampiyonlar Ligi’ne 3 puanla başlayan Galatasaray’da Teknik Direktör Fatih Terim, karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı. Lokomotiv Moskova’yı 18 Eylül 2002’de de yendiği hatırlatılan Terim, “İnşallah sonu benzemez. O zaman gruptan çıkamamıştık, onlar çıkmıştı. İyi bir başlangıç oldu. Lokomotiv Moskova, 7 maçta 5 gol yedi, hiçbir maçta 3 gol yemedi. 7 maçta 5 gol yiyen bir takımı 3-0 yenmek önemli bir şey. Güzel ve keyifli bir maç oldu. İlk gole kadar iyi başlamıştık oyuna. Ondan sonra zaman zaman vitesi yükseltip zaman zaman alçaltarak devreyi getirdik. İkinci yarıya da tam konsantre olduk ve goller geldi. Ama Ndiaye’yi kaybettik. Hakem haklıydı o pozisyonda. Avrupa’nın en formda hakemlerinden birisi Rocchi. Ali Sami Yen’de Şampiyonlar Ligi, şampiyona yakıştı. Burayı çok özlemiştik, inşallah bu sonuçlar devam eder ve ümit ederim yeni yıla da kalırız. Bugün için herkes keyfini çıkarsın. Yine söylüyorum, Lokomotiv Moskova hiçbir maçta 3 gol yemedi, bu da önemli” diye konuştu.
“Futbol artık satranç gibi”
Oyuna iyi başladıklarını söyleyen Terim, “Oyuna kendi sahamızda, seyircimizin önünde nasıl başlanıyorsa, herkes ne istiyorsa o şiddette başladık. Topun tamamen kontrolü bizdeydi, kalemize top gelmeden golü bulduk. Zaten sarsmıştık. Ondan sonra futbol her saniye değişken oluyor. Hamleye hamleyle cevap vereceksiniz. Futbol artık satranç gibi. Kalıpsal şekilde oynayamazsınız. Giden oyuna göre de hareket etmelisiniz. Biz de öyle yaptık. Rakibin defans oyuncularının fazla olması, benim konuşabileceğim bir konu değil. Eder’in oyuna girmesiyle birlikte, oyunu tutma hamlesi bana ait. Hayallerimiz var. Olur ya da olmaz bilmiyorum ama açıkçası biz küçüğünü (UEFA Kupası’nı) aldık, antrenmanlıyız diye düşünüyorum” dedi.
“Benim yaptığım her şeyin bir sebebi vardır”
Taraftarların sosyal medyadaki kadro yorumlarıyla ilgili soruyu yanıt veren Terim, “Sosyal medyaya saygı duyuyorum ama görevimi buraya bakarak yapmam. Burada benim tercihlerim, benim aldığım riskler var. Ama fikirlere saygı duyarım. Benim konumumdaki bir insanın sosyal medyaya göre hareket etmesini bekleyemezsiniz. Eğer sahada birisi oynuyorsa, Galatasaraylıların çoğunluğu, 'Hocanın bir bildiği vardır' diyordur. Maicon 15 günde 2 kez idmana çıktı, bir tercih yapmam gerekiyordu. Genç Ozan’la devam edebilirdim ama en ufak hatada yaptığımız yapıyı bozabilirdik. Donk’un tecrübesi, sakinliği ve fiziği lazımdı bize. Martin Linnes bizim için çok önemli. Mariano da öyle. Ama şuna artık hazır olun. Salı-cuma, çarşamba-cumartesi maçlar oynayacağız. Ne kadar çok oyuncumu hazır tutarsam o kadar iyi olur. Artık isimlerden vazgeçsinler. Martin’i çabukluğu için oraya koydum. Martin Linnes ve Mariano çok önemli oyuncular. Orada Farfan’la oynayabilirdi. Beklentimiz Eder’in oynayacağı yönündeydi. Orada Fernandes oynadı ve Mariano’yu orada boğmak istemedim. Mariano set oyununu iyi oynayan önemli bir oyuncu ama bugünkü tercihim bu yöndeydi. Oyun da Mariano’yu oyuna aldırmadı bana çünkü başka arkadaşlarımızın değişmesi lazımdı” ifadelerini kullandı.
“Eren, Donk ve Linnes’ten çok memnunum”
Geçen sezonun ilk yarısında en çok eleştirilen isimler olan Donk, Eren ve Linnes’i ilk 11’de sahaya süren Fatih Terim, bu oyunculardan çok memnun olduğunu belirterek, “Geldiğimden bu yana, mevcut oyuncuların performansını yükseltmek için çalıştığımızı söylüyorum. UEFA’dan zaten cezamız var ve her dakika transfer yapamıyoruz. Geçen senenin en önemli oyuncularından birisi Donk. Linnes de geçen sene çok çalıştı. Bugün ve geçen maçta herhalde Eren’e parantez açmak lazım. Hava toplarının bir tanesini bile vermedi. Ayağı ağrıyordu ve sonrasında 15 dakika daha devam etti. Tebrik edilmesi gereken oyunculardan birisiydi. Belhanda, Trabzon’da atılmadan önce iyi durumdaydı. O nedenle oynattım, sonradan değiştirdim. Feghouli’yi, 18 kişilik hakkımız olduğu için almadım. Burada her mevkiyi alternatifiyle düşünmeliyim. Teknik adam oyuna 2 şekilde müdahale eder. Oyuncu değiştirir ya da saha içinde oyuncu yerlerini değiştirerek müdahale eder. Donk’u stoper de koyabilirim, santrfora da koyabilirim. Orada Sinan var, Onyekuru var, Emre var. Birisini tercih edecektim ve tercihimi bu yönde kullandım. Çalışacak” açıklamasını yaptı.
“Kimseye saygısızlık yapmayız”
Penaltı atışı sırasında tribünlerden Muslera seslerinin yükselmesiyle ilgili sorulan soruya da cevap veren tecrübeli teknik adam, “Elimle, ‘Hayır’ diye işaret ettim. Daha önceden penaltı atmıştı. O günkü şartlarda sondan bir önceki maçtı ve gol atmayan hiçbir oyuncumuz yoktu. Orada bile arkadaşlarımıza izah ettik. Kendi meslektaşlarımızı aşağıya çekmek mümkün mü? Hele hele böyle maçlarda neler oluyor. 1 golün bile neleri değiştirdiği maçlarda, ciddiyetimizden uzak kalmayacağız. Ben o durumu, taraftarımızın sevinç gösterisi olarak görüyorum. Oyun 8-0 bile olsa olmaz bu durum. Zaten penaltıcımız var. Bunu bir tezahürat olarak algılıyorum. Başka bir sebebi olduğunu düşünmüyorum” diyerek sözlerini sürdürdü.
“Seyircilerimiz bizlere güvensin”
Eren’e uzun pasların atılmasının taktiksel anlayış olduğunu da sözlerine ekleyen Fatih Terim, şunları söyledi: “Taktiksel anlayış. Hemen arkasına Rodrigues, Emre ve Ndiaye hemen geliyor. Bu durumda pozisyon oluşabilir. Büyük de bir risk almak istemiyorum tabi. Hiçbir zaman seyircinin 11’i sahaya çıkmaz. Muhakkak onlar bu görüşleri yapacaklar. Ama bu seviyelerde öyle enteresan bir şey olmadıysa oyuncu değiştirilmez. 3 günde 1 oynamaya başladığımız için ne kadar fazla dinlendirebilirsek, o kadar karımıza. Orada biraz Belhanda’ya şikayette bulundular ama onun zamanı o zamandı. Gol atsaydı o zaman ne olacaktı. Seyircilerimize hep rica ediyorum, biz bir şey yapıyorsak muhakkak bir bildiğimiz vardır. O şutu vuramadığı zaman, tepki göstermeyen, pas atamadığı zaman kızmayan, her şeyi alkışlamaya hazır bir taraftar olması lazım artık. Onların tepkisi, onların sevinci oyuncuda çok dalgalanma yapıyor. İngiltere’de korner olunca herkes ayağa kalkar. Bugün 2 kez çok sıkıştığımız anda imdadımıza yetiştiler. Bu olunca biz de sahada cevabını veririz.”