FDF hedefi aşağı çekilmeli

ANKARA (İHA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Eylül Ayı Olağan Toplantısı'nda bir konuşma yapan ASO Başkanı Zafer Çağlayan, uygulanan ekonomik programla enflayonla mücadele hedefine büyük ölçüde ulaşıldığını belirterek, enflasyonla mücadelede elde edilen başarıda hükümetin kararlılığı ve Merkez Bankası'nın dikkatle uyguladığı para ve kur politikasının önemli katkıları olduğunu ifade etti.

Çağlayan, hazırlanmakta olan yeni stand-by anlaşmasında da enflasyonla mücadeledeki kararlılığın mutlaka sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi. 2001 krizinin aynı zamanda bir bankacılık krizi olarak nitelendirilebileceğini anlatan Çağlayan, yapılan bir çok reforma ve sağlanan dolaylı desteklere rağmen bankacılık sektörünün hala istenilen ölçüde güç kazanmadığını ifade etti. Geride bırakılan ekonomik programın artıları ve eksilerinin açık bir biçimde değerlendirilmesi ve IMF ile yapılacak yeni stand-by anlaşmasının bu değerlendirmelere göre yapılması gerektiğini anlatan Çağlayan, uygulanmakta olan programın reel sektör ayağının eksik olduğuna işaret etti. Çağlayan, uygulanan programda ekonomi büyümeye başlarsa bundan reel sektörün de olumlu etkileneceğinin ve işsizliğin azalacağının varsayıldığını hatırlatan Çağlayan, buna karşın ekonomi üç yıldır büyümesine rağmen istihdam sorununun çözülemediğini ifade etti. Reel faizlerin hala çok yüksek olduğunu ve Türk Lirası'nın değer kazanması sonucunda artan cari işlemler açığının ister istemez kaygıya neden olduğunu söyleyen Çağlayan, ihracat yapabilen işletmelerin dış pazara yönelerek ayakta kalmayı başardığını, iç pazara çalışan işletmelerin ise büyük güçlüklerle karşı karşıya kaldıklarını anlattı.

Reklam
Reklam

IMF ile yapılacak anlaşmada yapısal reformların önemli bir yer tutacağını düşündüklerini kaydeden Çağlayan, özellikle vergi ve sosyal güvenlik reformunun bu açıdan çok önemli olduğunu dile getirdi. Yeni programda sosyal güvenlik primlerini aşağı çekecek tedbirlerin mutlaka alınması gerektiğini vurgulayan Çağlayan, yeni program çalışmalarının yapıldığı bu günlerde faiz dışı fazla hedefine ilişkin çeşitli görüşlerin de ifade edildiğini hatırlatarak yüksek borç stokunun milli gelire oranının düşürülmesi için mutlaka faiz dışı verilmesi gerektiğine işaret etti. Faiz dışı fazla hedefinin Türkiye'nin borç ödeme kapasitesi ve kabiliyeti konusunda bir kuşku doğurmamak koşuluyla yüzde 6.5'in altına çekilebileceğini belirten Çağlayan, "Böyle bir koşul altında eğer faiz dışı fazla hedefi aşağı çekilirse, elde edilen ek kaynak başta eğitim ve sağlık olmak üzere ekonomimizin uzun dönemde büyüme performansını yükseltecek alanlarda kullanılmalıdır. Faiz dışı fazla Türkiye'nin olmazsa olmazlarından birisidir. Faiz dışı fazla konusunda IMF ile mutabakat sağlanması halinde mutlaka bu alanlarda değerlendirilmesi gerekir" değerlendirmesinde bulundu. Çağlayan, IMF ile yapılacak yeni anlaşma öncesinde Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplanması ve bu konuların değerlendirilmesi gerektiğini dile getirerek en son Ekonomik ve Sosyal Konseyi'in kendisinin rahatsızlandığı 10 ay önceki toplantı olduğunu hatırlattı.

Reklam
Reklam

Yılbaşından itibaren Türk parasından 6 sıfır atılacağına dikkat çeken Çağlayan, yeniden bol sıfırlı Türk Lirası'na dönmemek için hem enflasyonla mücadeleye devam etmek hem de Yeni Türk Lirası'nın (YTL) itibarını sarsacak sıkıntılardan kaçınmak gerektiğini vurguladı. YTL'ye geçişte normal koşullarda ciddi bir sıkıntı yaşanmaması gerektiğini ifade eden Çağlayan, vatandaşın günlük yaşamda zaten sıfırları attığını söyledi. Çağlayan fiyat yuvarlaması ile ilgili tartışmalara da değinerek, "Fiyat yuvarlaması doğru ama Maliye Bakanlığı da vergi yuvarlaması yapmamalı" dedi.

Avrupa Birliği'nden (AB) Aralık ayında müzakerelere başlama yönünde bir karar alınması halinde Türkiye'yi çetin bir müzakere döneminin beklediğine işaret eden Çağlayan, "Aslında başlayacak olan müzakere değil Türkiye'nin AB mevzuatına uyumunda izlenecek takvimdir. Yoksa biz AB ile AB mevzuatını tartışacak, görüşecek değiliz" şeklinde konuştu. Çağlayan ASO olarak gönüllü ve gölge müzakereci şeklinde bu müzakereleri yakından izleyeceklerini ifade etti. Müzakerelerde öncelikli olarak Türk işadamlarını küçük düşüren vize uygulamasının gündeme getirilmesini beklediklerini dile getiren Çağlayan, işadamlarının serbest dolaşım probleminin ortadan kaldırılması gereğine değindi.

Reklam
Reklam

Dünyada faiz oranlarındaki yükselmenin devam edebileceği, Irak'ta durumun daha kötüye gidebileceği, hatta önümüzdeki yıl ABD-İran gerginliğinin tırmanabileceği uyarısında bulunan Çağlayan, AB'den müzakere tarihi alınması halinde bile Türkiye'ye yabancı sermaye girişlerinde hemen hızlı bir artışın yaşanamayabileceğini kaydetti. Çağlayan bütün bu nedenlerle ekonomi yönetiminin, sanayici ve işadamının, vatandaşların tedbiri elden bırakmaması gerektiğini ifade etti.