FED Korkusu Bacayı Sardı!
Bu hafta 2-4 ve 6 Aralık tarihlerinde dış kaynaklı önemli veriler bekliyorduk. 2 Aralık'ta gelen imalat verileri hem Avrupa, hem de ABD için iyi gelince FED korkusu iyice arttı. Cuma günü gelecek ABD tarım dışı istihdam verileri de iyi gelirse FED tahvil alımını azaltmaya başlar korkusu ile borsalarda satışlar arttı.
BIST kaynaklı satışların da nedeni bu risktir. FED tahvil azaltımına başlarsa, gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı başlar ve Türkiye'de bu ülkelerden biridir düşüncesi ile para çıkışlarından korkuluyor. Para çıkışlarının yaratacağı risklerin başında, cari açığın finansmanı düşüncesi var. Bu nedenle de, cari açığı düşürmek için, banka kredi büyümelerine set çekilmeye çalışılıyor. Bankalar üzerine alınan ve alınacak tedbirler sektör hisselerinin üzerinde satış baskıları yaratıyor. Ayrıca olası bir FED tahvil azaltımı kararı halinde kur ve faiz artışı olabileceği, bu gerçekleşirse bankaların karlarında düşüş yaşanacağı korkusu ile banka hisselerinde satışlar görülüyor. Bankaların sert düşmesi BIST'in de sert düşmesine neden oluyor.
Bernanke'nin bu yöndeki ilk sürpriz açıklamasından beri bir çok yazımda bu konunun risklerine dikkat çekiyorum. Ama aynı zamanda da gereğinden fazla abartılmaması gerektiğinin de altını çiziyorum. Ancak FED riski nedeniyle çıkabilecek olan sıcak paranın bence büyük kısmı Türkiye'den zaten çıkmıştır. Bu nedenle bu riski gereğinden fazla abartmanın yanlış olduğu görüşündeyim. Bir an önce FED bu kararı alsa da, bu düşüncemin doğru olduğu görülse diye bekliyorum. Nihayetinde FED'in alacak olduğu bu karar, ABD ekonomisi düzeliyor diye olacaktır. Bu durum devamında tüm dünya ekonomilerine olumlu yansıyacaktır.
BIST Gap Kapatıyor!
Biliyorsunuz 14 Kasım tarihinde gap'li bir açılış yapmıştık. Sonrasında bir çok banka bu gap'lerini kapatmıştı. Geriye bir tek BIST kaldı diye yazıyordum. Dün duyuru panelimizde yeniden dikkat çekmiştim. Bu gap seviyesi 72.326 seviyesinde. Muhtemelen bugün açılışla birlikte bu gap de kapanmış olacak. Bundan sonra kapanmamış olan bir tek 3 Haziran gap'i kalacak ki, onun kapanması için ciddi bir BIST yükselişi gerekiyor. Yani 85.990'a denk gelen o gap kapanır mı diye korkmayıp, umut besleyeceğiz :)
BIST 72.326 seviyesindeki gap'ini kapatıp daha da düşerse, öncesinde destek gördüğü 70.000 seviyesine kadar neredeyse bir çok kademede ciddi desteklere sahip. Ben bu desteklerin yine çalışmasını bekliyorum!
Ralliciler Nerede?
20/11/2013 tarihinde ''Patlak Lastikle Ralli Merakı!'' diye bir yazı yazmıştım. Şimdi yaşananları ve bahsedilen riskleri gördüğünüzde o gün ne demek istediğimi sanırım daha iyi anlıyorsunuzdur! Maalesef düşünmeden ve ısrarla yapılan ralli yorumları yatırımcıları yanıltıyor. Ralli olacak diye alıma koşanlar, bu düşüşleri görünce panikleyip satışa geçiyorlar. Bu da satışların ve düşüşün sert olmasına neden oluyor. Lütfen kararlarınızı alırken, yakın vadeli riskleri düşünerek alınız.
Herkes Altını Konuşuyor!
Ben 20/12/2012 tarihli strateji yazımda ''Altın Yatırımcılarını Çok Üzebilir!'' diyerek, 1.200$ ve hatta daha altındaki risklere dikkat çekmiştim. 6 Haziran tarihinde 1.180$ seviyesi görülmüştü. Bakıyorum da şimdi neredeyse tüm gündem altın olmuş durumda. Tam bir yıl evvel dikkat çektiğim bir riske, arada yaklaşık 500 Dolar bir düşüş yaşandıktan sonra dikkat çekiliyor olması düşüncelerimin teyiti olmakla birlikte, bu kadar geç kalınmasını da maalesef yatırımcılar için üzücü bir durum diye düşünüyorum!
Ancak halâ bir çok konuda içi dolu olmayan altın yorumları görüyorum! Kendini altın yorumlama konusunda yeterli gören hemen herkes altının çıkartma maliyetlerinden dem vuruyor. Bu maliyetler için 3-5 ay öncesine kadar 1.400 - 1.200 $ telaffuz edilirken, şimdi bu maliyet için 800 ile 1.200$ diye bahsedilmeye başlandı. Kısacası altın düştükçe maliyeti de aşağı çekiliyor:)
Altın 2008 öncesinde yıllarca 250-450 dolar arasında kaldı. 2008'e kadar da hep 750-800 Dolar'ın altındaydı. Peki bu tarih öncesinde çıkartma maliyetleri çok düşüktü de, 2.008'den sonra mı bir anda artmaya başladı? Kısacası bu maliyet hesaplarının içi tam dolu değildir.
Maalesef 2.008'de 142 $'ı gören petrolde nasıl ki 250 Dolar olacak manipülasyonu yapıldıysa, bana göre altın 1.900$ iken de aynı şekilde 2.500 - 3.000$ olacak manipülasyonları yapılmıştır! Ama bu tüm dünya genelinde yapılıp, kurbanları sadece bireysel yatırımcılar olmamıştır. Ülkelerin merkez bankaları da bu oyunun mağduru olmuşlardır. Yukarıda bahsettiğim 2012 tarihli altın strateji yazımda merkez bankalarının bu durumdan büyük zarar göreceklerini yazmış ve hatta umarım bizim TCMB da, yanlış bulduğum altın rezervini arttırma kararından fazla zarar görmez demiştim.
Zamanındaki petrol ve altın için yapılan bu yorumlara neden manipülasyon diyorum? Dikkat ederseniz ABD bu günlerde petrol ve gazda, kaya gazı sayesinde dünya pazarlarındaki yerini tüketici olmaktan üretici konumuna geçerek değiştirdiği haberleri yapılmaya başlandı. 20/12/2012 tarihli ''Dünya Uzun Soluklu Bir Büyüme Sürecine Girebilir!'' başlıklı yazımda ABD ve kaya gazı konusunu da yazmış ve şimdi bahsedilen bu haberlerin olacağı hakkındaki öngörülerimi paylaşmıştım. Peki, ABD'yi üretici yapıp, ihracatçı ülke olarak enerji pazarına sokan bu gelişmeler bir gecede mi olmuştur? Yani kaya gazı ve türevleri hakkındaki rezervler bir gece de mi bulunmuş, çıkartma teknolojileri de aynı gece mi keşfedilip çıkartılmaya başlanmıştır? Tabii ki bunun çok önceden beri bilindiği ve üzerinde çalışma yapılıyor olduğu bir gerçektir. Kaldı ki Dünya Enerji Ajansı'nın araştırmaları da zaten bunu gösteriyor. Peki o zaman 2.008 yılında petrol için yapılan 250 $ haberleri için maksatlı demem yanlış olmaz sanırım değil mi?
Altın için olanları da düşünün. Altın 1.900 Dolar seviyelerine çekildikten sonra bankaların altın hesapları uygulamaları başladı. Böylece yükselen altın fiyatlarına bakarak satmayı düşünecek bireysel yatırımcılara, sen altınını gel bankacılık sistemine sok, biz sana altın için faiz verelim dediler. Peki sizce verilen altın faizlerinin tutarı altının uğradığı kayıptan daha fazla olabilir mi? Tabii ki bu mümkün değil. Yani altın mevduatı uygulaması ile, bireysel yatırımcıların altın satmasının önüne geçilmiştir. ''Aman siz altınınızı satmayın, biz satalım'' denmiştir! Ancak bu spekülasyon dünyanın finans zirvesindekiler tarafından yapılmış, diğer bir çok ülke, merkez bankası ve bankalar gelişmelere uymak için masumane bu kararları almışlardır. 2009 yılında yaşanan krizin bu amacını ''Senaryonun Adı Kriz!'' yazımla sizlerle paylaşmıştım.
Şimdi hemen soruyorum; Gelişmiş ülkelerde faizler ve büyüme oranları sıfıra yakınken, sadece FED tahvil azaltacak diye altın fiyatları düşebiliyorsa, günü geldiğinde gelişmiş ekonomilerin çarkları dönmeye başladığında, büyümeler arttığında, paraya talep çoğaldığında, bol likiditenin tükenmeye başlaması ile, bir de FED tahvil geri satımı süreci ve faiz artışı süreci başlarsa(muhtemelen 2015 içinde), sizce altın yükselir mi, düşer mi?
Maalesef bizler bireysel olarak bu düzenin büyüklüğü içinde bir damla olarak kalıyoruz. Kendimizi korumamız uyanık olmamıza ve tüm gelişmeleri duyduğumuz şekilde değil de, detaylarını inceleyerek yorumlamamıza bağlıdır. Ben elimden geldiğince, gözlemlerimi sizlerle paylaşmaya çaışıyorum. Ama yatırımcı olarak sizler de, en kolay yapacak olduğunuz şeyi, yani yazılanları uzun diye sıkılmadan okumaya zaman ayırmalısınız. Tabii bir de, piyasaya yorum yapan kişileri iyi tahlil edip, gerekli ayrımı yapmayı öğrenmeniz, verdiği bilgilerin, paylaştığı görüşlerin temiz olduğuna inandığınız kişilere sahip çıkmanız çok önemlidir.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
witter;borsaanalizci.com