Piyasalar Konferansı'nda 2008 krizinden bu yana çok önemli konulara değinildiğini kaydeden Yellen, konferansın, yapılan araştırma ve düzenlenen tartışmalarla önemli bir yol gösterici olduğuna dikkati çekti.
Bankacılıkta vade dönüşümünün ekonomik aktiviteleri yönlendiren önemli bir faktör olduğuna işaret eden Yellen, yaşanan finansal krizin yarattığı güven bunalımıyla oluşan likidite sorunu yüzünden bu dönüşümün zorlaştığını ve sonuçta yatırımcıların Northern Rock, Bear Stearns ve Lehman Brothers gibi firmalardan uzaklaştığını hatırlattı. Kriz sonrası yürürlüğe giren ve finansal sistemi düzenlemeyi amaçlayan "Basel III" kriterlerinin ilk sorumluluğunun bankaların sermaye yapılarını kuvvetlendirmek olduğunu aktaran Yellen, "Güçlü sermaye kuralları bankacılık düzenlemelerinin temelidir" dedi.
'DAHA SAĞLAM BİR YAPI' VURGUSU
Basel Komitesi'nin ikinci önemli sorumluluğunun bankaların likidite kaynaklı sıkıntılarına işaret etmek olduğunu belirten Yellen, komitenin getirdiği Likidite Kapsama Oranı (Liquidity Coverage Ratio - LCV) ve Net Düzenli Fonlama Oranı'nın (Net Stable Funding Ratio - NSFR) bu amacı yerine getirmeye yönelik olduğunu dile getirdi. Likidite Kapsama Oranı'nın ani krizlerde bankaların 30 güne kadar likidite ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olacak hemen kullanılabilir bir sermaye tamponu meydana getirdiğini anlatan Yellen, öte yandan Net Düzenli Fonlama Oranı'nın bir yıllık dönemde bankaların aktivitelerini sürdürmeye yardımcı olacak ölçüde ellerinde daha az likit varlık tutmasını öngördüğünü söyledi.
Basel Komitesi'nin getirdiği standartların bankaları likidite şoklarından korumayı amaçladığının altını çizen Yellen, sermaye ve likidite açısından güçlenmiş bankaların stres zamanı hükümet desteğine daha az ihtiyaç duyacaklarını vurguladı. Daha düzenli fonlama mekanizmaları kurmanın bankalara belli bir maliyet getirdiğini ifade eden Yellen, ancak sağlam bir yapı kurmanın sistemde istikrarı artırarak ekonomik faydalara yol açacağına inandığını da sözlerine ekledi.