BRUGGE (İHA) - Belçika'da yargılanan Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdal'ın önceki gün başlayan davası cuma gününe kadar sürecek.
Önceki gün gerçekleştirilen duruşmada, terör örgütü DHKP-C'nin önde gelen isimlerinden Musa Asaoğlu, Kaya Saz, Hasan Ekici, Bahar Kimyongür ve Fehriye Erdal hazır bulundular. Brugge Ceza Mahkemesi Başkanı Freddy Troch'un yönelttiği "Terör örgütüne ve aynı zamanda suç örgütüne üye olmakla suçlanıyorsunuz. Bunu kabul ediyor musunuz?" sorusuna hiçbir sanık olumlu yanıt vermedi.
Terörden Sorumlu Federal Savcı Johan Del Mülle duruşmada, 1968'de kurulan DHKP-C'nin tarihini anlattı. Savcı, anlattıklarının örgütün niteliğini ortaya koyduğunu belirterek, "Bu tarihi çizelgesi şunu gösteriyor ki DHKP-C bir terör örgütüdür, aynı zamanda bir suç odağıdır" dedi. De Mülle, örgütün 1991'de bir THY bürosuna ve aynı sene içerisinde bir Türk bankasının Brüksel'de bulunan şubesine molotofkokteylli saldırı düzenlediğini, elebaşı Dursun Karataş'ın Belçika'nın çeşitli şehirlerinde ve Almanya'da Türk işadamlarından zorla yardım topladığını, 1997'den 1999'a kadar Belçika'da ikamet ettiğini, kırmızı bültenle arandığını belirtti. DHKP-C'nin Türkiye'de ve yurt dışında birçok eyleme katıldığını anlatan savcı, "İhanette bulunduğunu iddia ettikleri bazı DHKP-C elemanlarını infaz ettiler. Ele geçirilen fotoğraflardan görülüyor ki yapılan infazlar bazen vahşet halini aldı" diye konuştu. Savcı, DHKP-C'nin değişik alanlarda faaliyet gösterdiğini ifade ederek, "Bu totaliter terör örgütü, devrim nikahı adı altında totaliter bir uygulamada bulunuyor. DHKP-C aynı zamanda uyuşturucuyla bağlantılıdır. 1999'da Fehriye Erdal, Neşe Şimşek adına düzenlenen sahte pasaportla ortaya çıktı. Belçika'nın bir tatil şehrinde yakalandıklarında yanlarında sahte kimlikler, sahte pasaportlar, çalıntı bilgisayar ve telefon kartları, bomba yapımında kullanılan malzemeler, ruhsatsız silah hatta Rusya'dan uranyum alabilmek için hazırlanan dokümanlar bulundu. Bu da gösteriyor ki DHKP-C bir terör örgütüdür. Başkalarının sırtından gaspla haksız mal edinmek için Türk iş adamlarından zorla alınan paralar bunun bir terör örgütü, aynı zamanda bir suç odağı olduğunu ortaya koyuyor" şeklinde konuştu.
Fehriye Erdal ve arkadaşlarının avukatı Paul Bekaert ise savcı tarafından söylenenlerin birçoğunun 10 yıl önce vuku bulduğunu ve o dönemlerde DHKP-C'nin bir terör örgütü olarak görülmediğini kaydetti. Bu arada Fehriye Erdal, kendisi gelmese de davaya kendisiyle beraber yargılanacak diğer 10 arkadaşının katılacağını söyledi.
Davada Türkiye'yi temsil eden avukat Kris Vincke, İHA muhabirinin "Neden Türkiye bir avukat göndermedi?" şeklindeki sorusuna, "Asıl dava şimdi görülüyor. Ben tamamen hazırım. Türkiye'yi oldukça iyi savunacağım" yanıtını verdi.
Öte yandan Fehriye Erdal, duruşma çıkışında zafer işareti yaparak Belçika adaletine güvendiğini söyledi.
Yargılanan arkadaşlarına destek olmak amacıyla mahkemeye gelen ve uluslararası kırmızı bültenle aranan bir DHKP-C üyesi de tutuklandı. Bunun üzerine mahkeme önündeki örgüt yandaşları slogan attı.