"Ne yapayım, dilimi mi keseyim!"

Galatasaray'ın Brezilyalı futbolcusu Felipe Melo, verdiği ropörtajda oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Tam bir Brezilyalı… İçi dışına taşarak yaşıyor. Sahada öyle agresif oynuyor ki taraftarı ona Pitbull diyor. Beşiktaş ve Fenerbahçeli taraftarca antipatik bulunan Melo kendini bakın nasıl savunuyor: “Ben bugüne kadar karşı takımın taraftarını aşağılayacak bir şey yapmadım. Sadece seviniyorum. Ben sevimli bir pitbull’um”

Bir insan kendini neden pitbull’a benzetir?

- Önce taraftar benzetti. Saha içindeki agresifliğim ve mücadeleci yapımdan dolayı bu lakabı taktılar. İtalya liginde oynarken de ‘Savaşçı’ diyorlardı. Türk izleyicisi ‘Pitbull’ demeyi uygun gördü… Bu lakap olumlu da anlaşılabilir, olumsuz da… Ben olumsuz tarafını tamamen kafamdan sildim. Savaşçı, agresif ve mücadeleci olduğum için bir Pitbull’um.

Reklam
Reklam

Galatasaraylılar Felipe Melo ve bir pitbull’un karşılaştırmalı belgeselini bile yapmışlar… Pitbull rakibini ısırdıktan sonra nefes almaya devam edebilen tek köpekmiş ve o yüzden kurbanını parçalarmış…

-O kadar vahşi olduğumu düşünmüyorum. Ben sevimli bir pitbull’um. Zaten pitbull taklidini sadece gol sonrası taraftarla sevinirken kullanıyorum.

Saha içindeki agresifliğinizin kaynağı ne?

- Sahadaki Felipe ve saha dışındaki Felipe tamamen farklı. 10 yaşında da böyleydim. Agresif ve lider ruhlu bir futbol oynuyorum. Ama saha dışında ben de sizin gibi normal bir adamım.

Rakip takımların taraftarları sizi kışkırtıcı ve antipatik buluyor. Nefret oklarını üstünüze çekmekten hoşlanıyor musunuz?

-Asla. Hiçbir zaman karşı takımın taraftarını aşağılayacak bir şeyler yapmadım. Gol atınca tabii ki dans edecek, sevineceksin… Ama bunu yaparken asla rakibi aşağılamayacaksın. Ben de aşağılamıyorum.

Reklam
Reklam

'Asıl saygısızlığı Mehmet Topuz yaptı'

İki hafta önce Emre Belözoğlu kırmızı kart gördüğünde çıkardığınız dil açık tahrik değil miydi?

- Galatasaray taraftarına ne kadar saygı duyuyorsam rakip taraftara da o kadar duyuyorum. Yapmış olduğum sevinçler kendi taraftarıma yöneliktir, asla rakipleri kızdırmaya yönelik değil. Bence bu konudaki asıl saygısızlık iki sene önce Arena’da yapıldı. Fenerbahçe kazanınca oradan bir oyuncu (Mehmet Topuz’dan bahsediyor) benim taklidimi yaptı. Bence bu saygısızlık. Orada beni hedef alınan bir taklit var. Ama ben yaptığım hareketlerde ve danslarda hiçbir zaman bir takıma bir futbolcuyu hedeflemiyorum.

O zaman o dil çıkarma iki sene öncenin intikamı mıydı?

-Asla, hiçbir alakası yok. O bir refleks. Ne yapacaktım, dilimi mi keseyim! Ben yine taraftarlarıma yaptım, birlikte coşmak için… Dil çıkarmak da pitbull taklidi yapmak da masum. Asıl zararlı ve tehlikeli olan şike ve ırkçılık. Yoksa biri dil çıkarmış diğeri taklit yapmış, bunlar futbolun renkleri… Sorun olmamalı.

Reklam
Reklam

Türkiye’de İtalya’dan daha iyi futbol oynadığınızı söyleyenler var. Türkiye’yi daha mı çok sevdiniz?

- İtalya’da ben şimdikinden kötü değildim. Juventus’un aldığı en değerli oyuncularından biriydim. İstatistiklere bakın, başarımı görürsünüz. Ama maalesef futbolda her şey şampiyonlukla ölçülüyor. Galatasaray’da şampiyon olunca iyi adam, Juventus’da kupa alamadı kötü adam…

30 yaşında 4 çocuk babasısınız… Neden bu kadar hızlı koşuyorsunuz hayatta?

- Hayatta gerçek hazine aile. Türkiye’ye gelen diğer Brezilyalı futbolculardan farklıyım, onların yanında ayrıkotu gibiyim. Ben aile babasıyım. Brezilyalı futbolcuların geneli gece hayatını, partiyi, içkiyi çok sever. Türkiye’de de bunun örneklerini gördünüz. Benim o taraklarda bezim olmaz. Gece çıkmaktansa evde çocuklarım ve karımla vakit geçiririm. Karım hayatımın merkezi. Aşkım, arkadaşım, sevgilim, her şeyim.

Reklam
Reklam

Aşkınız nasıl taze kalıyor?

-Ben annemden ve babamdan da böyle gördüm. Kaç yaşına geldiler hâlâ âşıklar, flört ediyorlar. Her yere el ele gidip, sokaklarda öpüşüyorlar. Durup dururken birbirlerine çiçek yolluyorlar. Bizde de bu yöntemler var. Karım Roberta sürpriz ustası. Az önce “Eve gelmen için sabırsızlanıyorum” diye mesaj attı mesela. Böyle şeyler yaparak beni sürekli heyecanlandırıyor. O 31 yaşında, 3 çocuk doğurdu ama kendine inanılmaz iyi bakıyor. Sürekli spor yapıyor, formunu koruyor. Niye, benim için. Ben de kendime onun için iyi bakıyorum.

Bu birliktelik şans mı?

-Hayır. Bizim birbirimizi bulmamızın tek bir sebebi var. O da tanrı. Bu sevgi bu aşk onun bize bir lütfu. Bu hediyeyi korumak ise bizim görevimiz.

Hiç mi gece çıkmıyorsunuz?

-Çıkarız, birlikte de çıkarız, ayrı ayrı da… O bilir ki tek başıma çıktığımda asla ona saygısızlık, kötü bir şey yapmam… Ama nereden baksanız bir seneye yakındır çıkmıyorum. Çünkü profesyonellik bunu gerektiriyor.

Reklam
Reklam

Türkiye’de en çok neyi seviyorsunuz?

-Restoranları çok seviyorum. Evime yakın olan Fratelli Bufala’yı çok seviyorum. Ulus 29’da favorim. Zuma da iyi ama kapısında hep paparazziler oluyor.

'Bekcham’dan hiçbir eksiğim yok, ileride don da çıkarırım'

Bir site için tişörtler, takılar tasarladınız… Tasarıma olan ilginiz nereden kaynaklanıyor?

-Fikir çocuklarımdan çıktı. David Beckham’ı, Messi’yi, Ronaldo’yu falan görüp, “baba sen niye yapmıyorsun. Senin neyin eksik” dediler. Eşim de destek verdi.

Ronaldo ve Beckham iç çamaşırı koleksiyonu çıkardı, siz üstten başladınız neden?

-Benim vücudumun Beckham’ın vücudundan aşağı kalan bir yanı yok, neden olmasın ileride don da çıkarırım. Şimdi gözlük çıkarıyorum. Melo gözlükleri bu ay piyasaya çıktı. Sonrasında iç çamaşırı çıkarabilirim.

Reklam
Reklam

Marka bağımlılığınız var mı?

- Brezilya’daki ilk yıllarımda çok az kazanıyordum, arabam bile yoktu. Elime geçen parayı önce aileme sonra da Brezilya’nın Kapalıçarşı’sı gibi bir yeri var, oraya yatırırdım. Sahte bile olsa marka almak benim için önemliydi. Şimdi çok şükür ki maddi olarak iyi durumdayım ve iyi giyinmek benim için hâlâ önemli. Artık marka önceliğim yok. Ha Dolce Gabbana, ha Gabbana Dolce hiç farketmez. Pahalı da olur ucuz da… Önemli olan bana yakışması…

İspanya mı, İtalya mı, Türkiye mi?

-Üç ülke de hem birbirine benziyor, hem de çok farklı aslında. İspanya ve İtalyan kültür olarak birbirine daha yakın. Ortak bir din var her şeyden önemlisi… Üç ülkenin yemekleri de 10 numara. Modayı İtalya’da daha iyi kavradım. Kendi stilimi oturtmam da İtalya’nın payı büyük. (Fanatik)