UEFA Tahkim Kurulu’nun verdiği kararın ardından Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’ne bugün başvuracak olan Fenerbahçe Yönetimi, gerekçeli kararlar ve yaşananlarla ilgili olarak basını bilgilendirme toplantısı yaptı. Yaşanan süreci anlatan ve Tahkim’in kararındaki çarpıklıkları anlatan sarı-lacivertlilerin özellikle Galatasaraylı olarak bilinen Lutfi Arıboğan, Ebru Köksal ve İlhan Helvacı’ya yüklenmeleri dikkat çekti.
Tahkim Kurulu’nun kararının en büyük dayanak noktasının “polis fezlekeleri” olduğuna dikkat çeken Fenerbahçeli yöneticiler, “Bunun UEFA’nın eline nasıl geçtiğini merak ettik. Niye yollanmıştı ve belgelerin yollanma şekli neydi? Bunu TFF’ye yazılı olarak sorduk. Dönemin Genel Sekreteri Ebru Köksal’ın imzasıyla UEFA Genel Sekreteri Infantino’ya gönderildiğini gördük. Halbuki o anda iddianame hazırdı ve ilk duruşma yapılmıştı. Dolayısıyla polis fezlekesinin hiçbir hükmü kalmamıştı. Tarihe bakın, 16 Şubat 2012... Dikkat ederseniz, 31 Ocak’ta Mehmet Ali Aydınlar istifa ediyor, 27 Şubat’ta Yıldırım Demirören geliyor. Tam, Hüsnü Güreli’nin yer aldığı geçiş sürecinde gönderilmiş. Ancak 900 sayfalık fezleke bir anda tercüme edilmiş olamayacağına göre herhalde Aydınlar döneminde başlamıştır” ifadesini kullandılar.
Köksal’dan yola çıkarak tepkilerini dile getiren sarı-lacivertliler, “Hangi imzanın altına baksanız Galatasaraylılar var. Ebru Köksal, İlhan Helvacı ve Lutfi Arıboğan... 2. Etik Kurulu raporunun neden tamamı gitmedi de, 4-5 sayfa gönderildi? Onu da sormak lazım” yorumunu yaptılar.
Disiplin Kurulu kararına göre 4 maçlık bir savunma hazırladıklarını, ancak Tahkim Kurulu’nun karşılarına 8 maçla çıktığını dile getiren Fenerbahçe Yönetimi, bunlar içinde de çarpıklıkların bulunduğunu dikkat çektiler.
Şikeden değil
İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Karabük, Ankaragücü ve Sivas maçlarının dışında, Sporda Şiddeti Önleme Yasası’ndan önce olan Gençlerbirliği karşılaşması ile Trabzonspor’un Bursa, Eskişehir ve İ.B.B. ile oynadığı karşılaşmaları da dosyaya dahil eden Tahkim Kurulu’nun karşısındaki savunmalarını da aktaran yönetici Tolga Deniz Aytöre, “Fenerbahçe-İBB maçında İbrahim Akın’ın hocayla yaptığı konuşma ve 100 bin dolar aldığı söylendi. Ben de onlara, “İbrahim o konuşmada, ‘UEFA yetkilileri bana bahis şikesi yap dedi’ diye konuşsaydı, onu mu yargılayacaktınız? dedim” diye konuştu.
Cezanın şikeden değil, “yalan beyan”dan geldiğine vurgu yapan sarı-lacivertliler, buradaki yanlışlığı da şöyle dile getirdi:
“UEFA’ya verdiğimiz taahhüt, 5 Mayıs 2011... Yani sürecin başladığı 3 Temmuz 2011’den yaklaşık 2 ay önce... Onlara biz nereden bilebilirdik diyoruz, ‘Sizin bilmeniz lazımdı’ diyorlar. O taahhüdün ardından üç maç daha oynamışız ve Ankaragücü, Sivas ve Karabük karşılaşmaları da bu dosyanın içinde... Soruşturma olduğunu bile bile bunlarda ayarlama(!) yaparmıydık?”
Ayrıca Fatih Akbaba’nın Tahkim Kurulu önünde şu sözleri kullandığı da hatırlatıldı: “Polis, 300 bin lirayı Aziz Yıldırım’dan alıp, Mecnun Odyakmaz’a götürdüğümü söylersem serbest kalacağımı söyledi. Ama söylemediğim için 4 gün içeride kaldım.”
Trabzon yoktu
Bu taahhüdü Trabzonspor’un da verdiğini, bordo-mavililerin neden Şampiyonlar Ligi’ne alındığı sorusuna ise Fenerbahçeliler, “O sırada her şey polis fezlekelerine göre yapılmıştı ve burada Trabzonspor yoktu” ifadesini kullandılar.
Tahkim Kurulu’nun yargılamasında büyük çelişkilerin ve yanlışların var olduğuna işaret eden sarı-lacivertliler şöyle devam etti: “Aziz Yıldırım’ın raporda ömür boyu ceza aldığı yazıyor. Böyle bir ceza yok. Mahkeme kararlarını yanlış tercüme etmişler.”
Fenerbahçeli hukukçuların dosyayı incelediğini dile getiren idareciler, “Bu yargılamayı yapanlar hakkında maddi-manevi tazminat davaları açacağız. Gerekirse İsviçre mahkemelerine başvurarak hakkımızı arayacağız” diye konuştu.
Türkçe klavye
Fenerbahçe’nin geçen sezon Avrupa kupalarında yer almasının, İskoç müfettişin izninden dolayı gerçekleştiğini de belirten sarı-lacivertliler, kendileri hakkında son raporu hazırlayan İspanyol müfettiş Palacios konusunda soru işaretleri bulunduğuna vurgu yaparak, “İspanyol müfettişin yazdıkları, Türkçe klavyeli bir bilgisayardan çıkma... Ya bir yerden buldu! ya da Türkiye’de yazdırıyorlar” diyerek bazı imalarda bulundular.
Etik baskın!
27 Haziran’daki basın toplantısında Etik Kurulu’nun tehdit edildiğini belirten, ancak o dönemde kimin yaptığını söylemeyen Başkan Aziz Yıldırım’ın bu sözlerini daha da açan Fenerbahçeli yöneticiler, “Herkes biliyor” diyerek Lutfi Arıboğan’ın adını verdiler. Etik Kurulu’nun karar vermek için kapandığı otele eşiyle birlikte giden Arıboğan’ın baskı yaptığını iddia eden sarı-lacivertliler, Şekip Mosturoğlu için alınan kararda da kurulun, Ufuk Özerten ile Kemal Kapulluoğlu tarafından etki altında bırakıldığını söylediler.
ÜÇÜ DE CİM-BOM'DA
Şike sürecinde Futbol Federasyonu’nda etkili görevlerde bulunan üç profesyonel yönetici de bugün Galatasaray’da yer alıyor. Lutfi Arıboğan, Galatasaray CEO’su olarak icra kurulunun başında yer alırken, Ebru Köksal ise Ünal Aysal yönetiminde bulunuyor. İlhan Helvacı ise şirket yönetiminde görev aldı.
İndirime gerekçe gidilmeyen sezon
Fenerbahçe’nin iki yıl önce Avrupa Kupaları’na gidememesi indirim(!) gerekçesi oldu. Tahkim Kurulu’nun, +1 olarak değerlendirilen bir yıl ertelemeli cezasını kaldırmasındaki gerekçenin, sarı-lacivertlilerin Futbol Federasyonu’nun göndermemesinden kaynaklandığı dile getirildi.
Geriye dönüş yok
Sarı-lacivertliler, UEFA Tahkim Kurulu’nun gerekçeli raporunda da TFF kararlarının onaylandığına dikkat çektiler. Yaşanan olayların Futbol Federasyonu’nun iç meselesi olduğuna dikkat çeken Kurul, bu dosyada 2013’teki Disiplin Talimatı’nın da uygulanmayacağını belirttiler.
Yargıtay bekleniyor
Yöneticiler, Yargıtay’ın kararının bir an önce çıkmasını bekliyor. Sarı-lacivertliler, “Daha fazla uzamasının bir anlamı yok. Eğri ya da doğru bir karar verilmeli ki Türk futbolu da bu tartışmalardan kurtulsun” yorumunu yaptılar.