Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 'fenol' yöntemi uygulanarak yapılan ameliyatla, kıl dönmesi hastaları bir günde normal hayata dönebiliyor. Lokal anestezi uygulanarak yapılan ameliyat sonucunda 3 hastadan 2'si büyük ameliyattan kurtuluyor.
Kıl dönmesi ve fenol ameliyatıyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan MEÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Dağ, bu hastalığın adının halk arasında kıl dönmesi olduğunu, tıbbi isminin ise pilonidal sinüs olduğunu söyledi. Daha çok 15-40 yaş arası genç nüfusta görülen bir hastalık olduğunu belirten Dağ, "Özellikle kuyruk sokumunda, yumuşak dokuda oluşuyor. Normalde erkeklerde 3 kat daha fazla görülür ama Çukurova’da biraz belki nemin etkisi, beslenme alışkanlığından dolayı bayanlarda da bu hastalık çok gözüküyor. Çok fazla bayan hastamız var. Normalde oran 3’e 1 iken Çukurova'da bu oran 1,5’a 1 gibi bir şey. Yine erkek hastamız daha fazla ama bayan hastamız da çok" dedi.
"ÇOK VE DENGESİZ OTURMAK BU HASTALIĞIN BAŞLICA NEDENİDİR"
Bu hastalığın eskiden doğumsal olduğunun düşünüldüğünü ifade eden Dağ, "İlerleyen yıllarda bu hastalığın sonradan oluştuğu gözlendi. Eski adı ‘cip’ hastalığıdır. Eskiden cip kullanan askerlerde gözükürmüş. Daha sonra şoförlerde gözükmeye başlamış. Ama günümüz gençliği sürekli masa başında, internet başında olduğu için, şoför olmaya gerek yok; tüm gençlerde böyle bir risk var. Çünkü bilgisayar başında çok ve dengesiz oturmak bu hastalığın başlıca nedenidir. Tabi vücut yapısı da önemli. Özellikle biraz daha obeziteye yakın yağlı vücudu olanlarda, kıl yapısı sert olanlarda çıkma olasılığı yüksek. Hijyen önemli bu konuda ama ne kadar hijyene dikkat etseniz de kuyruk sokumu gözden kaçıyor. Hep bunu hastalara tavsiye ediyoruz. Banyo yaparken kuyruk sokumunda özellikle toplanan o kıl ve iç çamaşırı yumaklarının temizlenmesini öneriyoruz. Bir şekilde kıl oraya giriş deliği buluyor ve ardından bir yumak halinde gözüküyor" diye konuştu.
Kıl dönmesi hastalığının belirtilerinden de bahseden Dağ, "Özellikle kuyruk sokumunda kaşıntı kolay kolay olmaz. Eğer oluyorsa mutlaka doktora başvurmak gerekiyor. Genelde hastaların çoğunluğu, kıl dönmesinin olduğu yerde apseleşme sonucu, ağrı ve o bölgenin patlaması sonrası bir akıntıyla bize geliyorlar. Bu tabi kötü bir sonuç. Bize hastaların daha erken gelmesini bekliyoruz. Apseleşmeden gelmesi bizim için daha önemli" ifadelerini kullandı.
"KIL DÖNMESİNİN TEDAVİSİ CERRAHİDİR, BAŞKA BİR ÇARESİ YOKTUR"
Kıl dönmesinin tedavisi hakkında da bilgiler veren Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kıl dönmesinin tedavisi cerrahidir, başka bir çaresi de şansı da yoktur. İlaç tedavisi ya da herhangi bir başka tedavisi yok ama ameliyatının da çeşitleri var. Eskiden sadece kuyruk sokumunu oyma ameliyatı dediğimiz açık bırakma ameliyatı yapıyorduk. Çok eski bir teknik. Bununla 2-3 ay hasta pansumanlarla yaranın kapatılmasını bekliyordu. Bu, hastayı çok mağdur edici bir şey. Ayrıca hastalığın tekrarlama şansı çok yüksek. Primer kapatma dediğimiz; orayı çıkartıp 3-5 dikişle dikme ya da yarı kapama teknikleri vardı. Bu yöntemde de hastalığın tekrarlama şansı çok yüksek. O yüzden MEÜ Tıp Fakültesi olarak kıl dönmesi ameliyatlarını iki tane tekniğe düşürdük. Birincisi flap dediğimiz özel bir teknik. Bu ilerlemiş kıl dönmesine uyguladığımız bir teknik. Hastalığın tekrarlama şansı çok düşüktür. Yüzde 90 oranında hastalar iyileşiyor. Yalnız hastaya genel anestezi vermek gerekiyor. Bu özellikli bir ameliyat. Yaklaşık 20-30 dikişi oluyor hastanın. Yalnız 15-20 günde hasta normal hayatına dönüyor. Tabi bu erkeklerde sorun değil ama bayan hastada sorun. Çünkü istenmeyen bir dikiş izi kalıyor."
"FENOL YÖNTEMİYLE HASTALAR 1 GÜN İÇİNDE NORMAL HAYATA DÖNEBİLİYOR"
MEÜ Tıp Fakültesi olarak kıl dönmelerine ikinci ve en çok uyguladıkları tekniğin 'fenol' yöntemi olduğuna vurgu yapan Dağ, "Bize ilk gelen hastaya önce fenol yöntemi uyguluyoruz. Fenol yöntemi çok güncel bir tedavi. Lokal anesteziyle yapıyoruz. Genel anesteziye gerek yok. Kıl dönmesinin olduğu yerdeki küçük giriş deliklerini birleştiriyoruz ve içindeki kıl yumağını boşaltıyoruz. Ondan sonra bizim özel fenol yöntemiyle orayı fenolize ediyoruz. Bu şekilde hasta yarım saat, 1 saat sonra evine gidiyor. 1 gün sonra da normal hayatına devam edebiliyor. Bir hafta-10 gün içinde de iyileşme süreci var. Burada tabi başarı şansı yüzde 60. 3 hastadan 2’sini büyük ameliyattan kurtarıyoruz. 3 hastadan 1’i de genelde bize geç gelmiş ya da daha önce ameliyat olmuş veya müdahale edilmiş hastalar oluyor. Bize her gelen hastaya biz bu yöntemi öneriyoruz çünkü kaybedecek bir şeyi olmuyor. Flap yöntemi her zaman elimizin altında. Son çare olarak onu her zaman kullanabiliyoruz" şeklinde konuştu.
Ameliyat sonrasının da çok önemli olduğuna dikkat çeken Dağ, sözlerini şöyle tamamladı: "Ameliyattan sonraki önlemler önemli. Mutlaka ameliyat bölgesindeki tüylerin 6 ay boyunca alınması gerekiyor. Bazen gözden kaçıyor. Hastalar iyileştim diye bırakıyorlar. Yine banyoda kuyruk sokumu hijyenine özellikle dikkat etmek gerek. Özellikle bizim Çukurova yöresinde kıl dönmesi oranı çok yüksek. Bayan erkek oranı birbirine yaklaştı. Önlemle bunun önüne geçilebilir. İnsanlarımız sürekli oturmaktan kaçınsınlar. Otururken de oturma pozisyonlarına dikkat etsinler."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz