Fetih Suresi 1. ayet tefsiri ve meali nedir? Fetih Suresi 1. ayeti okunuşu ve anlamı

Kur'an-ı Kerim’de yer alan sureleri okumak çok önemlidir. Ancak bu sureleri yalnızca okumak yeterli değildir. Aynı zamanda anlamlarını da bilmek gerekir. Fetih suresi de Kur'an’da yer alan ve çok büyük öneme sahip olan bir suredir. Çok faziletli bir sure olduğu için çeşitli durumlarda okunabilir. Fetih suresinin 1. Ayeti kısa ve kolay ezberlenebilir. Bu ayetin anlamı, tefsiri, faziletleri araştırma konusudur. Peki Fetih suresi 1. Ayet tefsiri ve meali nedir?

Kur'an’ın 48. Suresi olan Fetih suresi, toplam 29 ayetten oluşur. Allah’ın yüceliği ve gücünü anlatan bu sure, kişiler zorda kaldığında kurtarıcıdır. Gönül rahatlığı elde etmek, zorluktan kurtulmak, derdi azaltmak için Fetih suresinin okunması söylenir. Bu surede ele alınan konular arasında Hz. Muhammed ile Mekke’li müşriklerin yaptığı Hudeybiye Antlaşması, cihad, Mekke’nin fethedileceği müjdesi yer alır. Fetih suresinin 1. Ayeti ise fethin başlangıcı ile ilgilidir.

Fetih Suresi 1. ayet nasıl okunur?

Fetih Suresi 1. ayet okunuşu konusunda yapılan araştırmalar vardır. Çünkü Müslümanlar bu ayeti ezberleyip anlamak ister. Kuran’da Fetih Suresi 1. ayet Arapça olarak yazar ve aşağıdaki gibidir:

Reklam
Reklam

Fetih suresini Arapça olarak okuyamayanlar Türkçe okunuşuna bakar. Bu sayede ilk ayeti kolayca ezberleyebilirler. Kısa bir ayet olan Fetih Suresi 1. ayet Türkçe okunuşu şöyledir:

  • İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ(n)

Fetih Suresi 1. ayet ne anlama gelir?

Fetih Suresi 1. ayet anlamı da en az ayetin kendi kadar önemlidir. Çünkü bir ayetin mealini bilmeden yalnızca okumak bir işe yaramaz. O ayette ne anlatılmak istediğini öğrenmek için Türkçe anlamına bakılmalıdır. Fetih Suresi 1. ayet meal olarak aşağıdaki gibidir:

  • Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.

Fetih Suresi 1. ayet tefsiri nedir?

Fetih Suresi 1 ayet Türkçesi ile birlikte tefsiri de okunmalıdır. Bu sayede ayetin ardında yatan anlamı ve mesajı daha net anlamak ve kavramak mümkün olur. Fetih suresi 1. Ayet tefsiri şudur:

Reklam
Reklam

Sûreye adını veren fethin Hudeybiye Antlaşması mı yoksa Mekke’nin fethi mi olduğu konusunda farklı değerlendirmeler vardır. Fetih kelimesinin “savaş yoluyla bir toprağı ele geçirmek” mânasında kullanıldığını dikkate alan tefsirciler burada, Mekke’nin fethinden söz edildiğini ileri sürmüşlerdir. Sağlam rivayetler yanında (Buhârî, “Tefsîr”, 48/1) bu sûrede geçen ve yeri geldikçe açıklanacak olan işaretlere dayanan tefsirciler ise haklı olarak burada Hudeybiye sulhunun anlatıldığı kanaatine varmışlardır. Bunlara göre fetih kelimesi, bir çözüm getirdiği ve tıkanıklığı açtığı için sulh için de kullanılabilir. Ya da sebepten söz edip bununla sonucu kastetmek şeklindeki “mürsel mecaz” üslûbunun kullanıldığı düşünülebilir. Çünkü Hudeybiye sulhunun yol açtığı gelişmeler birden fazla fethi beraberinde getirmiştir: 1. Bu antlaşmadan sonra Hayber fethedilmiştir. 2. Mekkeli müşriklerle savaş ihtimali geçici olarak kalktığı için iki tarafın halkı birbirine gidip gelmişler, görüşmüşler, İslâm hakkında bilgi alışverişi yapılmış ve birçok müşrik ihtida etmiş, İslâm ile müşerref olmuştur. 3. İki yıl sonra on bin kişilik bir ordu ile Mekke üzerine yürüyen müminler burayı kolayca fethetmişlerdir. 4. Daha önceleri müslümanları muhatap kabul etmeyen ve çözümü savaşta arayan müşrikler ilk defa bu antlaşmada karşı tarafı tanımışlar, onlardan güvenlik talep etmişler, müslümanların o yıl yapmak istedikleri umre ibadetini bir yıl sonra gelip yapmalarını kabul etmişlerdir ( Kurtubî, XVI, 250 vd. Hudeybiye ile ilgili özet bilgi için bk. Bakara 2/194).

Reklam
Reklam

Bu fethin sağladığı faydalar, doğurduğu sonuçlar ilk üç âyette veciz bir şekilde açıklanmaktadır. 12. âyette işaret edildiği üzere bu sefere çıkmak, Mekkeli müşriklere bir mânada meydan okumak demekti, bu da bir cesaret meselesiydi. Bu yüzden münafıklar “Bunların işi bitti, müşrikler tamamını yok edecek” demişlerdi. Ancak 27. âyette sözü edilen rüyayı bir işaret ve emir sayan Peygamber efendimiz, çeşitli faydalarını da gözeterek, kendisine sadık 1500 kadar sahâbî ile bu meşakkatli ve tehlikeli seferi göze almışlardı. Başta hesap edilmeyen gelişmeler oldu; sahâbe sabır, cesaret, bağlılık ve fedakârlık imtihanlarına tâbi tutuldular. Bütün bunlar olurken ve olduktan sonra Allah Teâlâ’nın şu lutufları tecelli etti: 1. Hz. Peygamber, kendisinin dışında hiçbir ümmet ferdine bahşedilmeyen bir iltifata nâil oldu, “geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlanmış olduğu” rabbi tarafından ilân edildi. Esasen bütün peygamberler gibi Hz. Peygamber de ismet (Allah tarafından günah işlemekten korunmuş olma) özelliğine sahiptir, dolayısıyla zaten günahsızdır. Şu halde Peygamberimizin, bağışlandığı bildirilen günahı, fiilen işlediği yahut işleyeceği bir günah olmayıp, beşer olması hasebiyle kendisinde bulunan günah işleme potansiyelidir. İsmet sıfatı, peygamberlerdeki bu potansiyel günah işleme imkânının fiiliyata geçmesini önleyen ilâhî bir koruma ve esirgemedir; âyetteki af bu anlamdadır. Bir önceki sûrenin tefsirinde geçen (Muhammed 47/19) farklı bir yoruma göre bu antlaşma ile Mekkeliler nezdinde suçlu (zenb kelimesinin suç mânası için bk. Şuarâ 26/14) ve ölüme mahkûm bulunan Hz. Peygamber bu antlaşma sonunda barış ve güvenlik antlaşmasının tarafı haline geldi, böylece müşrikler tarafından suçluluk hükmü kaldırılmış oldu. 2. En büyük nimet ve dosdoğru yol olan İslâm dini sulh ortamında tamamlanarak yayılma imkânı buldu. 3. Yolculukta, sulh müzakerelerinde ve dönüşte Allah’ın büyük yardımları görüldü.

Reklam
Reklam

Peygamberler ümmetlerine örnek olduklarından Allah onları günah işlemekten korumuştur. Buna rağmen Peygamber efendimiz gece gündüz nâfile ibadetler yaparak ve özellikle çok namaz kılarak, hem bu konuda da ümmetine örnek olmuş hem de ibadetin cennet ümidi veya cehennem korkusundan değil, Allah buna lâyık olduğu, kul bununla mânevî hayat ve huzur bulduğu için yapılacağını göstermiştir. Nitekim kendisine, günahlarının peşinen bağışlanmış olduğu hatırlatılarak niçin bu kadar çok namaz kıldığı sorulduğunda şu cevabı vermişlerdir: “Elimden geldiğince Allah’a şükreden bir kul olabilmem için” (Buhârî, “Tefsîr”, 48/2; peygamberlerin günahsızlığı (ismet) konusunda geniş bilgi için bk. Mehmet Bulut, “İsmet”, DİA, XXIII, 134-136). (Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 65-67)

Reklam
Reklam

Fetih Suresi 1. ayet fazileti nedir?

Fetih Suresi 1 ayet fazileti ve sırları arasında en önemlilerden biri maddi ve manevi kapıları açmayı sağlamasıdır. Ayrıca Fetih suresi 1. Ayetin faziletleri şu şekilde sıralanabilir:

Reklam
Reklam
  • Evlenmek isteyenler bu ayeti okuyabilir.
  • Fetih suresi 1. Ayeti okuyanlar, iş bulabilir.
  • Fetih suresini okuyanların rızık kapısı açılır.
  • Borçlu olanların Fetih suresi 1. Ayeti okuması buyrulmuştur.
  • Dileğinin gerçeklemesini ve engellerin ortadan kalmasını isteyenler Fetih suresi 1. Ayeti okumalıdır.
  • Fetih suresi 1. Ayeti okuyanlar Allah’ın izniyle şifa bulur.

Fetih Suresi 1. ayet kaç defa okunmalı?

Müslümanlar Fetih Suresi 1. ayet fazileti kaç defa okunmalı sorusunun yanıtını merak eder. Çünkü bu ayetin faziletlerinin gerçekleşmesi için belli sayıda okunması gerekir. Fetih suresi 7 gün içinde 9999 defa okunursa faziletleri gerçekleşir. Ayeti okumaya başlamadan önce niyet açıkça söylenmelidir.

Reklam
Reklam

Fetih Suresi 1. ayeti niçin okunur?

Fetih suresi 1. Ayet çok faziletli bir ayet olduğu için okunabileceği pek çok durum vardır. Örneğin; sıkıntılardan kurtulmak, kısmetin açılması, bir duanın kabul olması, şifa bulmak, bereketi artırmak, iş bulmak, hayırlı ve güzel sonuçlar elde etmek için Fetih suresi 1. Ayet okunabilir.

Anahtar Kelimeler: