İzmir'de FETÖ/PDY örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in yaşadığı Pensilvanya'ya parça parça 31.5 kilogram has altın gönderdikleri iddiasıyla tutuklanan Semih S., Ahmet İ, Furkan Ç., hakkında 5-10 yıl hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi.
İddianamade, örgütün mali yapısının mütevelli heyetler tarafından toplanan paralarla oluşturulduğu, devletin resmi makamlarında bulunan örgüt üyelerinin her türlü gizlilik içeren bilgi ve belge, örgütün bölge sorumlularına ulaştırdığı, iş adamlarının özel hayatları ile ilgili çeşitli zafiyetlerinin 'ses ve görüntü' kaydı alınarak tehdit ve şantaj yoluyla para toplandığı, örgütün anlayışında, Kuran'ın yasakladığı eylemlerden kaçınmaktan ziyade, para öncelik arz ettiğinden, himmetini veren kişinin işlediği suçun veya günahın bir önemi bulunmadığı belirtildi.
Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlaman iddianamede örgütün yapılanmasından, nasıl gelir elde ettiği ve örgüte nasıl eleman kazandırıldığı ayrıntıyı bir şekilde yer aldı. Savcı Yılmaz, iddianamede Milli Güvenlik Kurulu'nun 26.02.2014 ile 26.05.2016 tarihleri arasında gerçekleştirdiği toplantılarda FETÖ/PDY'nin, milli güvenliği tehdit eden ve kamu düzenini bozan, devlet içerisinde legal görünüm altında illegal faaliyetler yürüten, illegal ekonomik boyutu bulunan, diğer terör örgütleri ile iş birliği yapan bir terör örgütü olduğuna dair değerlendirmelerin yapıldığı ve bu terör örgütü ile Devletin tüm kurum ve birimleri ile birlikte etkin bir mücadele yapılmasına dair kararların alındığını belirtti.
ÖRGÜTÜN GELİR KAYNAĞI
İddianamede örgütün gelir kaynaklarına da sırayla yer veren Yılmaz'ın hazırladığı iddianamede, kamu ihalelerinin örgütle bağlantılı firmalara verildiğini, örgütle ilişkili firmaların rakipleri hakkında adli ve idari işlemler yaparak piyasanın örgüt firmalarına teslim edildiğini, kurumların gizli kalması gereken finansal ve yatırım planlamaları bilgilerinin ilişkili firmalara sızdırıldığını, kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredildiği, belediyelerce yapılan imar değişikliklerinin, örgütle ilişkili vakıf, dernek veya şirketler lehine yapıldığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı'nda görevli adamları vasıtasıyla iş adamlarının yurt dışı iş bağlantılarını sağlama karşılığında örgüt adına kendilerinden para alındığı belirtildi.
İddianamede ayrıca şu ifadeler yer aldı:
"Kamu hibe, destekleme ve teşviklerinin takibi ve proje kabullerinde PDY firmalarının kayrılması, iş adamlarından gelir sağlanması, iş adamlarından, adli ve idari süreçlerdeki işlemlerini iş adamları lehine sonuçlandırma karşılığı para alınması, iş adamlarının özel hayatları ile ilgili çeşitli zafiyetlerini 'ses ve görüntü' kaydı aldırarak tehdit ve şantaj yoluyla para alınması, STK'lardan gelir sağlanması, TUSKON ve bağlı federasyon, dernek, şirket ile vakıflardan aidat toplanması, yazılı ve görsel medya sektöründen gelir sağlanması, 'Kimse Yok Mu' benzeri dernek ve bağlı STK'lar aracılığı ile yardım adı altında vatandaşlardan para toplanması, ticaret odası yönetimlerinin ele geçirilerek, kamu hizmet alımlarındaki rayiç bedel belirlemelerinde örgütle ilişkili vakıf, dernek ve firmalar lehine hareket edilmesi yoluyla menfaat sağlaması, Kurban Bayramı öncesi iş adamlarından firmalardan ve esnaftan, adlarına kurban kesileceğini belirterek 'kurban' adı altında para alınması, memur maaş ve ödüllendirmelerinden 'himmet' adı altında yapılan kesintilerden para alınması, devlet kurumlarına yerleştirilen örgüt mensuplarının ilk maaşlarını örgüte vermeleri, 154 ülkede bulunan örgütle ilişkili eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerden para alınması, yurt içinde faaliyet gösteren örgütle ilişkili eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerden para alınması."
ÖRGÜTÜN MALİ YAPISI
Örgütün 'himmet' yolu ile sağladığı gelirlerin genel olarak mütevelli heyetleri vasıtası ile toplandığını ve örgütün sohbet gruplarında yer alan kişilerden, sohbet toplantılarına düzenli olarak katılıp verilen görevleri yerine getiren, örgütün verdiği talimatlara sorgusuz itaat eden ve maddi gücü yerinde olan kimseler seçilerek mütevelli heyeti üyesi yapıldığına değinen Yılmaz, “Sohbet gruplarında zekat, burs, kurban ve himmet adı altında paralar toplanmakta, mütevelli heyeti üyesi kişiler ayrıca bir ışık evinin maddi ihtiyaçlarından sorumlu tutulmaktadır. Mütevelliler topladıkları parayı sohbet hocasının yanında getirdiği muhasebecilere vermektedir. Örgütün mali kayıtlarını bu muhasebeciler tutmaktadır. İl imamının da bir muhasebecisi bulunmakta ve bu kişi il genelindeki mali kayıtları tutmaktadır.İl imamının koordinesinde yılda en az bir kez mütevelli heyeti üyelerinin katılımı ile kamp düzenlenmektedir. Kamplar esnasında dini duygular istismar edilerek himmet, zekat, kurban ve öğrenci bursu adı altında toplanan paraların artırılması sağlanmakta, toplanan paraların karşılığının cennet ile mükafatlandırılma olacağı vurgulanmaktadır. Mütevelli heyeti mensupları, iş adamlarının kurduğu sivil toplum kuruluşlarına üye yapılmakta, kimin hangi sivil toplum kuruluşuna üye olacağı sohbet abisi tarafından belirlenmektedir. Örgüt, bu kuruluşların başkan ve üye seçimlerinde söz sahibi olmayı böylelikle de hükümete baskı yapabilmeyi amaçlamaktadır" dedi.
ÖRGÜTÜN İSTİHBARAT AĞI VE İLLEGAL YAPILANMASI
İddianamede, örgütü güçlü kılan faktörlerin başında etkin bir istihbarat ağı olduğuna vurgu yapılarak, kamu kurumlarında çalışan örgüt üyelerinin elde ettikleri bilgileri ve temin ettikleri belgeleri örgüte aktardığını, tüm bilgi ve belgelerin büyük bir havuzda toplandığı, bu bilgi ve belgeler amaca uygun hale getirilerek hasım cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanıldığının da yer aldığı ididanamade, şunlar yer aldı:
“Özellikle Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüklerinde bir bilgi, belge veya dosya aktarılacağı zaman örgüt üyeleri sahte isimlerle tanımlanmış bir haber sitesini kullanmaktadır. Sahte bilgilerle üyelik oluşturulduktan sonra şifreler örgüt üyelerine verilmekte, açılan internet sayfasında görüntü olarak haber sitesi bulunmakta, ancak görüntünün alt kısmında bulunan ikona dokunulduğunda yeni bir sayfa açılmaktadır. Bu sayfa üzerinde kimlerin online olarak bağlı olduğu görülmektedir. Bu şekilde dosya aktarımı veya veri paylaşımı yapılıp, şube müdürlüğü aracılığı ile elde edilen önemli bilgi ve belgeler haber sitesi portalı üzerinden toplanmaktadır. Bu şekilde devletin resmi makamlarında bulunan her türlü gizlilik içeren bilgi ve belge, örgütün bölge sorumlularına ulaştırılmaktadır. İstihbarat şube müdürlüklerinde takip edilen adli konular, cemaat sorumluları tarafından verilen talimatlar, açığı aranan şahıslara ilişkin dinleme bilgileri gibi dosyalar bu yöntem kullanılarak örgüt sorumlularına iletilmiştir. Bu sistem ancak çok önemli görülen durumlarda kullanılmakta, örgütün sözde lideri veya üst yönetim katından gelen talimatın doğruluğunu veya akla uygunluğunu, dini, hukuki, ahlaki boyutunu sorgulamadan, emredileni yapan mutlak itaat ve tam teslimiyet gösterenler özel olarak kullanılmaktadır. FETÖ/PDY üyesi olmayan kamu çalışanlarına haksız yere birtakım idari cezalar verilmesi ya da davalar açmak suretiyle önemli görevlere gelmelerinin engellenmesi, sicillerinin bozularak yükselmelerinin önüne geçildiği. FETÖ/PDY lehine istifade etmek üzere bilgi, belge ve görüntü temin edilmeye çalışıldığı. Örgüt, bu eylemlerle, kendisinden olmayanların önünü kesmiş ya da kendisinden olmaya mecbur kılmıştır. FETÖ/PDY üyesi olmak, bazı kurum ve kuruluşlar içerisinde üst düzey görevlere gelebilmek için asli şart haline gelmiş olup, örgüte biat eden ve verilecek her türlü görevi yerine getirmeyi kabul eden şahıslar, en üst görevlere çıkartılmışlardır. "
PARALEL DEVLET KURMA ÇABALARI
Örgütün özellikle siyaset, mülkiye, adliye, silahlı kuvvetler, emniyet ve bürokrasideki örgütlenmesi ile yasadışı faaliyetleri, muhtelif tarihlerde resmi kurumlar ve istihbarat birimlerince hazırlanan çeşitli raporlarla devlet arşivlerine girdiğinin de belirtildiği iddianamede, “Örgüt lideri Fetullah Gülen ilk etapta devlete karşı savaş vererek hedeflere ulaşmanın yıpratıcı olacağını teşhis etmiş, bu nedenle mevcut sistemi yıkmak yerine devlet kurumlarını ele geçirmeyi hedeflemiştir. Örgüt, yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda vakıf, dernek, özel okul, şirket, dershane, öğrenci yurdu, basın yayın kuruluşu, finans kurumu, sigorta şirketi ve radyo istasyonunu denetim altında bulundurarak, amacına uygun bir teşkilatlanmayı neredeyse başarmıştır" denildi.
MÜSLÜMAN OLMA ŞARTI YOK
Örgütte girmek isteyen kişinin din ve ırk ayrımı yapılmaksızın kabul edildiği de belirtilen iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
“Örgüte üyelik için kesin bir kriter yoktur. Her türlü etnik kökendeki vatandaşlar, yapıya uzak gibi duran gruplardan, ateist ya da yahudi, hristiyanlar da paralel yapılanma içerisinde yer alanlar bulunmaktadır. Bir başka ifade ile FETÖ/PDY'ye üyelik için dindar olmak veya inançlı olmak şartı aranmadığı gibi müslüman olmak da gerekli değildir. Örgüte kabul edilen kişilerin suç işlemiş olup olmamaları da önemli değildir. Hatta, örgüt üyeleri içinde suç işleyenlerin örgüte üye kolluk, yargı, yönetici kişilerin kullandığı yöntemlerle aklandıkları da sık sık görülmüştür. Örgüt anlayışında, dini vecibelerin yerine getirilmesi veya Kuran'ın yasakladığı eylemlerden kaçınmaktan ziyade, para öncelik arz ettiğinden, himmetini veren kişinin işlediği suçun veya günahın bir önemi bulunmamaktadır. Meşru olmayan yollardan elde edilen kazançtan örgüte istenen pay verilmiş ise işlenen günahın ya da suçun üzeri örgüt tarafından organize şekilde örtülmektedir. FETÖ/PDY'nin örgütlenmesi askeri örgütlenmeler ile çok büyük benzerlikler ve paralellikler içermekte, kurucu liderin verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem veya tavır kuvvetle ezilmekte, Fetullah Gülen'in ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır. Lider Fetullah Gülen, söyledikleri ve yazdıklarıyla bağlı olmayıp ilahi bir emir olarak kendini din, ahlak, hukuk kurallarıyla bağlı saymamakta, örgütünü ve kendini, devlet düzeninin içinde değil önünde ve üstünde görmekte, örgüt mensuplarına göre söylediklerine aykırı hareket etme, onları değiştirme, her türlü yasağı kaldırma, yepyeni bir yasak getirme yetkisini haiz ve daha da önemlisi, dini hükümleri değiştirebilen bir otorite, insanüstü bir varlık olarak kabul edilmektedir. Bu hususlar, örgütün hızlı bir şekilde büyümesine ve mensupların, örgütün sözde liderine mutlak bir bağlılık duymasına vesile olmuştur. Örgütün sözde lideri Fetullah Gülen'in teyp ve video kasetlerine çekilen konuşmalarına, kitaplarına ve çeşitli dergilerde yer alan başyazılarına erişim gelişen teknoloji ile birlikte kolaylaşmış, bu konuşma ve yazılarda geçen uyarılar ve tavsiyeler örgüt mensupları üzerinde Fetullah Gülen'in kendi ifadesiyle birinci derecede hareket ettirici etkiye sahip olmuştur."
Üç sanık açılan dava ile ilgili önümüzdeki günlerde hakim önüne çıkacak.
DHA