İZMİR (AA) - İzmir'de, "askeri casusluk soruşturması"ndaki usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki mensupları hakkında açılan davada 26'sı tutuklu 102 sanığın yargılanmasına devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan tutuksuz sanık H.S, FETÖ ile bağlantısının devam ettiği yıllarda Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki örgüt mensuplarıyla ilgilendiğini belirterek bazı mensuplarla yoğun, bazılarıyla da daha az görüştüğünü, bu görüşmelerde örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den hemen bahsetmediklerini daha sonraki görüşmelerde buna ilişkin konuştuklarını anlattı.
Birçok FETÖ mensubu askeri personeli henüz askeri lise yıllarında eğiterek örgüte kazandırdığını ifade eden H.S, bu öğrencilerin diğer öğrenciler kalkmadan yatakhanede abdest alınması yönünde telkinlerde bulunduğunu, ima ile namaz kılarken bir arkadaşın kendisine seslenmesi durumunda namazın hemen bozularak cevap verilmesi gibi uyarıda bulunduklarını aktardı.
FETÖ'nün bu şekilde tedbirler alarak mensuplarının deşifre olmaması için çaba sarfettiğini değerlendiren H.S, askeri öğrenci ya da personelle hiçbir zaman cep telefonuyla irtibata geçmediklerini dile getirdi.
H.S, alınan tedbirlere ilişkin "Tüm görüşmeler yüz yüze yapılıyordu. Öğrencilerin hafta sonlarında çıkamaması gibi durumlarda bir önceki haftada gerçekleştirilen görüşmede belirlenen irtibat noktası tarih geçse de sonraki görüşmede kullanılıyordu. Ayrıca örgüt yöneticileri, askerlerin camiye gitmemeleri yönünde 'Cami kullanmayın' tarzında ikazda bulunuyordu. Askeri okuldayken, camiye gidenleri fişlemek için camiye örgüt mensubu başka asker gönderildi. Talimatlar bu yöndeydi. Bize ne söylediyse biz de o şekilde yönlendirme yapıyorduk." ifadelerini kullandı.
- FETÖ'cü askerleri denetlemek için şirket kurmuşlar
Askeriyedeki "hususi" görevi sürerken, ticari faaliyetlerine devam ettiğini anlatan H.S, örgütün talimatıyla bir sigorta şirketi kurduğunu, buna ilişkin örgütten maaş aldığını itiraf ederek, "Sigorta şirketini tek başıma adıma kurdum. Kağıt üzerinde kurulmuş, herhangi bir sermayesi olmayan bir şirketti. Bu, askeri personelin yerinde kontrolü amacıyla askeri alanlara giriş çıkışta kullanmak amacıyla kurulan bir şirkettir. Şirketi, askeri personele sigorta yapmak bahanesiyle askeri alana girip sorumluğumdaki rütbeli personeli yerinde denetlemek ve kontrol etmek amacı için kullanıyordum. Ticari faaliyeti yürütemediğimden dolayı iflas ettim." dedi.
- "Toros Harp Okulundaki öğrencilerin sorumlusuydu"
Örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen ve bu davanın da firari sanığı gazeteci Tarık Toros'la ilişkisine değinen H.S, şunları anlattı:
"1993'te Ankara'ya geldiğimde Harp Okulundaki öğrencilerin sorumlusuydu. 1994'te Toros'la hususi görevimiz devam ederken Balgat bölgesine geçtik. Toros, Balgat bölgesi lise ve ortaokul 3. sınıf talebe mesulüydü. Lise ve ortaokul talebe mesulünün görev olarak en önemli vazifesi askeri okullara girecek öğrencilerin FETÖ'ye bağlılık derecesine göre tespitlerini yapmaktı. Yine lise mezunu olan, üniversite sınavına girecek öğrencilerinde bağlılık derecelerine göre harp okulu, hukuk fakültesi, siyasal bilimler fakültesi gibi bürokrasiye geçiş sağlayacak öğrencilerin ve okulların tespitiydi. Toros, daha sonra örgütte yaşadığı bir sıkıntıdan Gazi Üniversitesi bölgesine geçti. Daha sonra örgütün medya yapılanmasında görev aldı."
- Sahte kimlikle askeriyeye girmiş
Sorumlusu olduğu askeri personeli denetlemek için sahte kimlik düzenleyerek askeriyeye girip çıktığını, örgüt mensuplarına "her zaman gözetimde oldukları"na ilişkin gözdağı verdiklerini itiraf eden H.S, himmet adı altında üyelerden para topladıklarını belirterek, "Örgütün bana verdiği maaştan da himmet veriyordum. Çünkü bu bir kültür olarak örgüte yerleştirilmişti. Askerlerin maaşlarında da düzenli himmet alıyorduk. Hatta bazı askerler yurt dışına göreve gittiklerinde aldıkları harcırah üzerinden bile himmet topluyorduk ancak bu para örgütte bazen amacına uygun şekilde kullanılmazdı." dedi.
Duruşmaya öğle arası verildi.