FETÖ'nün medya yapılanmasının "darbe çağrışımı" davası

Tutuklu sanık Nazlı Ilıcak: - "Ben bu cemaatin suç işlemek üzere kurulmuş, devleti ele geçirmeye kilitlenmiş, TSK içinde örgütlenerek darbe yapacak potansiyele ulaşmış bir yapı olduğunu 15 Temmuz öncesi idrak edemedim" - "15 Temmuz öncesi cemaati hayırsever dindar insanlardan oluşan bir sivil toplum örgütü gibi görmem, hiçbir suretle suç işlediklerini bilip göz yumduğum şeklinde değerlendirilemez. Benim yanılgıya düşmem onların suç işlemesini kolaylaştırmamıştır"

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nce yeniden yargılandığı davada, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanları alınıyor.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nce büyük salonda yapılan duruşmada mütalaaya karşı savunmasını yapan tutuklu sanık Nazlı Ilıcak, darbeci olmadığını, FETÖ'nün amacına hizmet etmek amacıyla suç işlemediğini öne sürdü.

Reklam
Reklam

Ilıcak, "Hiçbir somut olguya dayanmayan niyet okumaya dayalı delilleri birbir çürüttüğümü zannetim, fakat hiç bir yargılama yapılmamış gibi ortaya koyduğum deliller yok sayılıyor." ifadelerini kullandı.

Nazlı Ilıcak, 2011'de yazdığı bir kitapta dezenformasyon yaptığının iddia edildiğini belirterek, "FETÖ'nün olmadığı dönem ben ne dezenformasyon yapmışım bilmiyorum?" diye konuştu.

Hakkındaki bir diğer delilin ise HTS kayıtları olduğunu vurgulayan Ilıcak, " 2006-2015 arası 5 kişiyle 3-5'i geçmeyen telefon konuşması. Bu tarihte bu isimlerin terör örgütü üyesi oldukları bilinmiyor. O HTS kayıtları aslında FETÖ ile bir bağlantım olduğunu değil aksine olmadığımı gösterir. Zira örgüt bağı, çok daha fazla telefon trafiğini gerektirir." şeklinde konuştu.

Ilıcak, 43 yıllık meslek hayatının hiçbir safhasında cemaate ait diye bilinen yayın kuruluşlarında çalışmadığını savunarak, "Ben niye cezaevindeyim, diye kendi kendime soruyorum. Amacı şeriata dayalı bir diktatörlük kurmak olan bir yapı bana ne menfaat sağlayabilir ki? Ben Atatürk kadınıyım. Bir şeriat devletini ben neden isteyeyim." dedi.

Reklam
Reklam

Mehmet Altan hakkında Anayasa Mahkemesi'nce verilen ihlal kararının kendisi için emsal olduğunu kaydeden Ilıcak, bu kararın kendisine de uygulanmasını talep etti.

- "Benim hiçbir eylemim suç teşkil etmiyor"

Yargıtay'ın şart koştuğu FETÖ üyeliği kıstaslarının hiç birine uymadığını savunan Ilıcak, şöyle devam etti:

"Benim hiçbir eylemim suç teşkil etmiyor. Kitaplar, fotoğraflar, gazetede yer alan röportajlar suç değil. Hiç değilse yazılarımın ve tweetlerimin örgüt talimatıyla kaleme alındığı ispatlanmalıydı. Ben örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer almamak suretiyle bilerek ve isteyerek örgütün amacına hizmet etmiş olabilir miyim? Bir kere ben bu cemaatin suç işlemek üzere kurulmuş, devleti ele geçirmeye kilitlenmiş, TSK içinde örgütlenerek darbe yapacak potansiyele ulaşmış bir yapı olduğunu 15 Temmuz öncesi idrak edemedim.

FETÖ'nün amacına hizmet etmedim. Ben Balyoz ve Ergenekon davalarını desteklerken ilk başta benim amacım suç işleyen askerlerin de hesap verdiği bir Türkiye, askeri vesayetten kurtulmuş bir Türkiye idi. FETÖ'nün amacı ise Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmekmiş. Ben dindar insanlardır, diye saygı gösterirken, onlar dini istismar ediyormuş. 15 Temmuz öncesi cemaati hayırsever dindar insanlardan oluşan bir sivil toplum örgütü gibi görmem, hiçbir suretle suç işlediklerini bilip göz yumduğum şeklinde değerlendirilemez. Benim yanılgıya düşmem onların suç işlemesini kolaylaştırmamıştır."

Reklam
Reklam

Ilıcak, FETÖ'nün işlediği suçları destekleyen, önünü açan tek bir cümlesi bulunmadığını, kendisinin FETÖ'yle ideolojik bir bağlantısı ve menfaati olmadığını ileri sürdü.

Davanın bir önceki celsesinde savunma yaparken zaman zaman gözyaşlarını tutamadığını belirten Ilıcak, şunları söyledi:

"2 yıldır terörist, darbeci, casus gibi haketmediğim isnatlarla karşı karşıya kalmak, kelepçelenerek oradan oraya taşınan bir eşya muamelesi görmek. Türkiye'nin daha özgür, daha demokrat bir ülke olması için gösterdiğim çabanın kenara atılması... İşte bütün bunların biriktirdiği bir acı benim gözlerimden akan. Hayatım kadar sevdiğim memleketimde uğradığım haksızlık çok canımı yaktı. Bu haksızlığa son verin. Benim gibi köşe yazarlarının hemen hepsi tahliye oldu. Zaman gazetesinde yazanlar da dahil. Ben hiçbir suç işlemedim. Beraatimi talep ediyorum."

Tutuklu sanıklardan Fevzi Yazıcı da üzerine atılı suçu işlemediğini savunarak beraatini istedi.

Duruşmaya, öğle arası verildi.

Anahtar Kelimeler: