Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY)yönelik yapılan soruşturma kapsamında açılan FETÖ Çatı Davası'nın görülmesine Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Dinlenen Fetullah Gülen'in akrabası Kazım Avcı, "Gülen'in gerçek doğumu Haziran 1938'dir" dedi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Fetullah Gülen'in dayısının oğlu Kazım Avcı ve bir dönem Gülen'in avukatlığını yapan Abdulkadir Aksoy'un savunmasını yaptı.
BENİM BURADA OLMAMIN TEK NEDENİ GÜLEN'İN AKRABASI OLMAM
25 yıl öğretmenlik yaptığını, son dört yıldır TBMM Genel Kurulunda sekreterlik yaptığını belirten Avcı, "İddianamede Çetin Acar'ın benimle ilgili Mecliste FETÖ yapılanmasını sağladığım, bir örgüt kurup Abdullah Öcalan'ı öldürmeyi planladığım yer alıyor. Bunlar tamamen iftira. Fetullah Gülen dayımın oğlu ben de onun halasının oğluyum. Bu bir kader. Onun da benim de haberim olmadan akraba olmuşuz. Ben onun açmış olduğu hiç bir okulda yada yurtta yöneticilik yapmadım. Ne gazetesinin yöneticisiyim ne de başka bir şirketinde. Hiç bir zaman cemaat düşüncesinde olmayan bir insanım. Ne öğretmenlik yıllarımda ne de memuriyetimde cemaatle bir ilişkim olmadı. Benim cemaatle, örgütle tek alakam Gülen'in akrabası olmamdır" diye konuştu.
FETULLAH GÜLEN'İ ÇOK İYİ TANIRIM
Avcı, Gülen'in büyük dayısının oğlu olduğunu ve İmam Hatip'te okuduğu dönemde babasını kaybettiği için dayısının kendisine sahip çıktığını belirtti. Aileyi çok yakından tanıdığını ve Gülen'in doğum tarihi ile ilgili Atatürk'ün ölümünden hemen sonra doğduğu yönünde bir efsane yaratıldığını, bunun gerçekleri yansıtmadığını söyledi. Avcı, Gülen'in doğum tarihi ile ilgili resmi kayıtlarda yer alan 27 Nisan 1941 yılının da doğru olmadığını, Gülen'in gerçek doğumunun Haziran 1938 olduğunu söyledi.
MEMLEKETE MİLLETE ZARAR GELİR DİYE DÖNMÜYORUM
Avcı, Gülen'le zaman zaman görüştüğünü ve kendisine cemaate karşı olduğunu söylediğini belirterek, "ABD'ye her gidişimde görüştüm. Son gittiğimde yanlış yaptığını ve ülkeye dönmesi gerektiğini söyledim. Ben bunları akrabası olduğum için söyledim, cemaatle ilgim olduğu için değil. Bana, 'Ben seni biliyorum, haklısın ama şimdi şartlar müsait değil. Memlekete millete zarar gelir diye ülkeye dönmüyorum. Şu an şartlar müsait değil' dedi
BU DAVA PERDELENDİ
Avcı'nın avukatı Bülent Teoman Özkan savunmasında, hazırlanan iddianamenin örgütü ortaya çıkarmayacağını savunarak, "İddianamede örgütün siyasi yanı da olmalıydı. Bu iddianame ile gerçek perdeleniyor. Esas yargılanması gerekenler yurt dışına kaçırıldı. İdam gündeme getirilerek, iade edilmeleri önlendi. Buradaki 7 kişiyi yargılayarak bu örgütü ortaya çıkaramazsınız. Bu iddianameyi iade etmeniz gerekiyor" dedi.
GÜLEN'İN AVUKATI DEĞİLİM, ESKİ AVUKATIYIM
Kazım Avcı'nın ardından, Gülen'in Türkiye'de yargılandığı dönemde avukatlığını yapan Abdulkadir Aksoy savunmasını yaptı. İddianamede örgütün yargı imamı Ahmet Can'ın yardımcısı ve örgütün özel hizmet sekretaryasında bulunduğu iddialarını kabul etmeyen Aksoy, "Burada yargı imamı yardımcısı deniliyor ama bu konuda bir delil yok. Bana yüklenen diğer isnatlar için de hiç bir delil yok. Ben yokluğun ispatını yapmak zorunda kalıyorum. Oysa ki iddianame makamının benim suçlu olduğumu ispat edilmesi gerekiyor" dedi.
Aksoy, her yerde kendisi için Gülen'in avukatı denildiğini belirterek, "Ben Gülen'in avukatıyım bu isnat kısmen doğru. Tam doğru olan ise eski avukatı olmam. O dönem İstanbul'da avukatlık yapan bir arkadaşım bana böyle bir dava olduğunu ve davayı almak isteyip istemediğimi sordu. O dönemde böyle popüler bir davada yer almak bana cazip geldi. Bu yapıyla irtibatım bu davayla oldu. Bu davadan sonra da cemaatle ile ilişkilendirilen bazı şirketler de davalarını bana verdi. Ancak Gülen davası bittikten sonra bunlarda davalarını benden geri aldı" dedi.
Örgüt şemasında kendi ismini yazan Ankara Terörle Şube Müdürlüğü'ndeki müdür yardımcısının da FETÖ'den tutuklandığını belirten Aksoy, tahliyesini istedi.
Duruşma müştekilerin dinlenmesiyle devam ediyor.
DHA