Fibromiyalji nedir, belirtileri ve tedavisi nedir? Kadınlarda daha sık görülüyor

Fibromiyaljiyi bir ızdırap hali olarak özetleyen Uzm. Dr. Dinçer Erdinç, fibromiyalji tedavisinin psikolojik yönden, bağırsak ve sindirim hareketleri yönünden ve enerji sistemi bozuklukları göz önünde bulundurularak uygulanması gerektiğine dikkat çekti. Yapılan tetkiklerde hiçbir olumsuzluk elde edilemediğinden 'Hayalet hastalık' olarak da anılan fibromiyalji, kadınlarda daha sık görülmektedir. Neden kaynaklandığı tam olarak bilinmeyen fibromiyalji ile ilgili merak edilenler...

Fibromiyalji, kronik yorgunluk, uyku bozuklukları, tetik noktalar, bağırsak sorunları ve duygu durum (anksiyete) bozukluklarının eşlik ettiği kronik bir yaygın ağrı bozukluğudur. Fibromiyaljiye “beyin sisi” dediğimiz bilişsel (kognitif) fonksiyonlarının zayıflaması, diş sıkma, soğuğa aşırı hassasiyet, sabah tutukluğu gibi başka hastalıklarla karışabilecek birçok ek semptom eşlik edebilir.

Halk arasında ve güncel tıbbi tabirler olarak “kas romatizması, yumuşak doku romatizması gibi isimlerle de anılmakta olan Fibromiyalji, yapılan tetkiklerde somut hiçbir sorun çıkmadığı için “Hayalet hastalık” olarak da anılmaktadır. Bana göre Fibromiyalji, kelimenin tam anlamıyla “ızdırap sendromu” hükmündedir.

Reklam
Reklam

NASIL OLUŞUR?

Tıbbi bilimsel kaynaklara göre oluşum mekanizması tam çözülememiş olsa da, tablonun bir tarafında kaygı ve duygu durum bozukluğunun, diğer tarafta sindirim-emilim sorunlarının, bir diğer tarafta enerji bedenine ait soruların ve en nihayetinde somatik ağrıların geliştiği bir ızdırap hali olduğu görülmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda nöro-endokrin (sinirsel-hormonal) teorisi öne çıkmaktadır.

NEDEN KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜR?

Kadınlarda Fibromiyalji sıklığını Hormon-Ağrı ilişkisiyle açıklayabiliyoruz. Kadınlar, üreme çağında yoğun ve düzenli olarak her ay “menstruasyon döngüsü” gereği adet kanaması ve sancılarla hormonal olarak ruhsal-bedendel-enerjisel anlamda tamamen alt-üst olan karmaşık bir hafta geçirmektedirler. Fibromiyalji sendromunun neredeyse 4’te 3’ünün kadınlarda görülmesi;son çalışmalarda “Nöro-Endokrin” teorileri öne çıkarmaktadır ki; hem stres hormonlarının (kortisol, adrenalin vs..) hem de kadınlık hormonlarının (östrojen, progesteron vb..) düzensizlik ve bozukluğunun ağrıların tetiklenmesi, uzun sürmesi, şiddetinin fazlalığı ile bağlantılı olabileceği yönündedir.

Reklam
Reklam

Üreme çağındaki kadınların; zaten düzenli olarak ayda bir kez ve ortalama bir hafta süresince adeta hormonal olarak alt üst olması ve bununla ilgili gerginliklerin, yaşamındaki çeşitli bilinçaltı iz bırakan stres travmalarıyla birleşimi, bu kronik ızdırap sendromuna giden yolun taşlarını döşüyor olabilir.

FİBROMİYALJİLİ KADIN NELER YAŞIYOR?

Gece uyku bozukluğu yüzünden işkenceye dönen ızdıraplı saatler; sabahları ağrılarla tutuklukla başlayan hayatın eziyeti; evin işlerini yapamamak, çocuklarına eşine yetememek ve kaygı-endişe sorunlarını zirvede yaşamak; beyin sisi dediğimiz tarifi imkânsız bir zihin bulanıklığı ile zindana dönmüş bir yaşam mücadelesi…

NASIL TEDAVİ EDİLEBİLİR?

Hasta üç boyutlu değerlendirilmelidir. Somatik (fiziki) beden, Enerji bedeni ve Ruh bedeni birlikte iyileşmelidir. Çare, bütüncül yaklaşımla yapılacak analizlere dayalı kişiye özgü bütüncül yaklaşımla planlanacak hastaya özgü terapi Bakanlığımız tarafından onaylı 15 çeşit GETAT yöntemlerinin kombinasyonudur; en başarılı sonuçları böyle alıyoruz, başka yolu yoktur.

Reklam
Reklam

Bilimsel çalışma sonuçlarına göre net ifade edecek olursak,

Fibromiyaljinin;

1-Kas ve Zarını ilgilendiren Enflamatuvar Fizyokimyasal bileşeni;

2-Nöro-Psikiyatrik yani sinirsel-ruhsal bileşeni

3-Bağırsak-Sindirim-Besin bileşeni;

4-Enerji Sistemi Bozuklukları birlikte eş-zamanlı olarak şifa bulmalıdır.

Tüm bu bilgiler ışığında her hasta özel olarak ele alınmalı, ezbere ve rutin tetkik/tedavi standartlarıyla değil, tamamen kişiye özgü terapilerle şifalandırılmaya çalışılmalıdır. Dikkat ederseniz bu tedavi planlarının eş-zamanlı ve bireye özel içerik/tarzda uygulanması esastır!

Bugüne kadar hastalara uygulanan tedaviler kişiselleştirilememiş ve hastaya göre doğru kombinasyon yapılamamıştır ki iyileştirilememiştir!

Anahtar Kelimeler: