Fikret Orman: Ali Koç ile birlikte futbol ailesi daha pozitif oldu

Brand Sport Summit panelinde açıklamalarda bulunan Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Türk sporunun globalleşmesi gerektiğini söyledi.

İşini severek yaptığını belirten Fikret Orman, "Başkan olduğum için pişman olduğum anlar olmuyor değil, ama benim babam da eski bir Beşiktaş yöneticisi. Bütün hayatım Beşiktaş'ın içinde geçti. Bütün büyüklerimizi bire bir tanıma şansına sahip oldum. Okul yıllığımda da yazıyor, Beşiktaş'a başkan olmak istediğim. Olayın boş tarafından değil de dolu tarafından baktığımda ise yaptığım işi seve seve yapıyorum," ifadelerini kullandı.

Kulüpler Birliği olarak yaptırdıkları bir araştırma sonucunda insanların ekonomiden sonra en çok sporla ilgilendiğini belirten Orman, "Ortam çok değişti, çağ değişti. Süleyman Ağabey'e Allah gani gani rahmet eylesin. Şu an başkan olsa ifadeleri kim bilir nerelere giderdi sosyal medyada. Bu dönemin zorlukları çok daha farklı. Belki konuşuruz, geçenlerde Kulüpler Birliği olarak bir araştırma yaptık. İnsanların ekonomiden sonra en çok ilgilendiği şey spor. Bu kadar ilgili ve genç bir nüfus olduğu için istikballe ilgili elbette çok umutluyum. Herkesin yapması gereken çok şey var sporun marka değerini arttırmak için ve bunu da yapmamız gerekiyor," şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Yapılan yorumların algıya yönelik olduğunu belirten Orman, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Ne yaptığınız değil, nasıl algılandığınız önemli. Algıya yönelik şeyler yapılıyor. Galatasaray maçından önce stadın çevresinde kamuoyu araştırması yaptırdım, yüzde 88'i başkan ve yönetimden memnun. Olmayanlar ise taraftarla ilgili söylemlerimden rahatsızlık duyduklarını söylüyorlar. Biz olmayan şeyleri abartmayı seviyoruz. Başarı seviyesi 10 iken 100'e çıkarmayı seviyoruz. Başarı seviyesi 80 iken yererek 20'ye düşürebiliyoruz. Bunlar moral olarak önemli ama ancak mazeret olabilirler. Biz işimizi yapmaya devam edeceğiz. Bizim mayıs ayında kongremiz var, şu ana kadar hep tek başıma aday oldum. Üçüncü döneme giriyoruz. Beşiktaş'ta üç dönemden fazla başkanlık yapılamıyor. O kuralı da biz getirmiştik. İki-üç maç takım iyi gidiyor, ortadan kalkıyor olumsuzluklar. Bizim toplumumuzda düello kültürü yok, pusu kültürü var. İşler iyi gittiğinde de yanlış, yanlıştır. Ben söyledim zaten, beş ay sonra seçim var. Yapılacak yerler belli. Çıkıp aday olursunuz, biz daha iyi yaparız dersiniz, kamuoyunun önüne çıkarsınız. Mercii burası. Nasıl gelirseniz öyle gidersiniz derler, bunlar doğru yöntemler değil."

Reklam
Reklam

Beşiktaş'ın sponsorluklarını kulübün sırrı gibi yapmadığını belirten Orman, "Genellikle bu, zihniyetle alakalı bir durum. Kulübümüzün sırrı gibi yapmıyorum. Bu pastayı ne kadar büyütürsek, herkese gelen gelirler de büyüyecek. Beşiktaş; Fenerbahçe ve Galatasaray olduğu sürece var. Rekabet devam ettiği sürece varız. Tek başına bir Beşiktaş'ı düşünelim, futbola olan ilgi sıfıra düşer. Spor kulüplerinde sponsorluk anlaşması şöyle olur; imza atarsınız ve anlaşma biter. İhtiyacınız olan gelirlerdir. Bizdeyse tam zıttıdır. İmzayı attığımızda iletişim kurmaya başlarız. Sponsorları mutlu etme gayretinde oluruz. Kazan-kazan olmazsa iş angaryaya dönüyor, süreklilik olmuyor. Hep global markalarla yapıyoruz biz bu işleri. Zorlanmıyoruz, çünkü sponsor olarak görmüyoruz; ortaklarımız onlar bizim. Onların mutluluk kat sayıları, bizim başarı kat sayımızı gösteriyor," dedi.

Türk sporunun globalleşmesi gerektiğini vurgulayan Orman, bu konuda herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledi. Orman, "Dünyadaki büyük kulüplere baktığınızda sponsor olan şirketler Türkiye'nin doğusundan geliyor. Global bir marka olmadığınızda, global sponsorluk yapma şansınız yok. Süper Lig'in marka değerini yükseltmemiz, Avrupa'daki bir insanı Beşiktaşlı yapmamız lazım. Çok zor tüm bunlar. Onların kökensel bir durumu var. Bazen yöneticilerle sohbet ediyoruz, sizin ne kadar taraftarınız var diyorum. Bizim 20-25 milyon var, Beşiktaş çok büyük diyorum. Bizim 300 milyon var diyor. Haklı, dünyanın her yerinden taraftarı var. Barcelona'nın senelik geliri milyar doları aşmış durumda. Onlarla rekabet etmeniz için global bir marka olmanız gerekiyor. Manchester United, 1992'de Uzak Doğu serüvenine başlamış. Beşiktaş orada değilken, Arsenal da Bayern Münih de oradaydı. Bütün dünya orada, çünkü pazar orada artık. Süper Kupa maçını Konya'da oynatmakla olmuyor. Doğru olan Katar'da, Malezya'da oynayacaksınız. Çin'de oturan neden Beşiktaş'ı, Galatasaray'ı tutsun? Bizim çocukluğumuzda Muhammed Ali vardı. Herkes kalkar onu izlerdi. Müslüman bir adam. O boksu bıraktı, Türkler de boks izlemeyi bıraktı. Globalleşmek gerekiyor. BeIN Sports' a çok iş düşüyor. Crystal Palace maçını açıp izliyorsunuz, Beşiktaş'ın maçını izleyebiliyor musunuz? Maçların izlenebilmesi, ulaşılabilir olması lazım. Bu da Kulüpler Birliği, TFF, BeIN Sports, hep birlikte bunun için çalışmamız lazım. Böyle olursa hem oyuncuyu daha pahalıya satarız, hem de oyuncuları daha ucuza alabiliriz," ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Türk kulüplerinin borçlarıyla ilgili olarak Kulüpler Birliği ve TFF ile birlikte bir çalışma yaptıklarını belirten Orman, "Kulüpler Birliği olarak buna konsantre olmuş durumdayız. Şu an bir ekibimiz La Liga'yla toplantı yapıyorlar bu konuda. Orada da bir mali sorun vardı, ancak şu an dünyanın en çok izlenen liglerinden biri. Bu işe bir bıçak vurmak lazım ve o zaman çoktan geçti. Ali Koç da buna büyük bir hizmet etti. Onunla birlikte futbol ailesi daha pozitif oldu. Gerçekleri söylemek lazım, o da gerçekleri söyledi. Şampiyon olan kulüplerde sıkıntı var, ama o kulüplerde de taraftar var. Başakşehir ve Kasımpaşa başarılılar, ancak bir seyirci potansiyelleri yok. Bu kulüpler olmadan olmaz. Düzeltmemiz lazım. Biz Beşiktaş olarak bunları uygulayarak geldik; ama yetmiyor. Futbolu bir masanın üzerine yatırıp birçok sürece sokmamız gerekiyor," şeklinde konuştu.

Küçülmenin tek bir kulüple değil, özellikle şampiyonluk yaşamış kulüpler olarak hep birlikte yapılması gerektiğini söyleyen Fikret Orman, sözlerini şu şekilde noktaladı:

Reklam
Reklam

"Taraftarı analiz etmek lazım. Taraftarın fanatizm oranı yaş olarak 15'ten 30'a kadar gidiyor, sonra azalıyor. Stada gelenler 30 yaştan küçük çoğunlukla. Onun için önemli olan sahadaki skor, gelen yıldızlar, okula gittiğinde neler söyleyecek, bunlarla ilgileniyor. Bir süreç koyduğunuzda, o geçerlilik bulmuyor. İlk geldiğimizde yaptık. Bu bir kulüple yapılamaz. Özellikle dört büyük kulübün kesinlikle yapması gereken bir küçülme bu. Yoksa dönem dönem yaşıyoruz, kızdırmaları falan. Bu insanları rencide ediyor. Halk, bilet fiyatlarını ve ürünleri pahalı buluyor; ama gelirler nereden gelecek? O yüzden bu küçülme tek başına yapılacak bir şey değil."