Fikriye Hanım'a ait eşyalar TCDD'ye bağışlandı

ANKARA (İHA) - Fikriye Hanım'a ait eşyalar, yeğeni Hayri Özdinçer tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'na (TCDD) bağışlandı.

Fikriye Hanım'ın TCDD'ye bağışlanan eşyaları Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın huzurunda bugün TCDD VIP salonunda teslim alındı. Fikriye Hanım'ın yeğeni Hayri Özdinçer tarafından bağışlanan eşyalar içinde Fikriye Hanım'ın kırlenti, yatak örtüsü, Atatürk'ün Şam'dan Fikriye Hanım'a getirdiği tepsi, Fikriye Hanım'ın udu ve çeşitli fotoğraflar bulunuyor. Bu eşyalar Fikriye Hanımın Kurtuluş Savaşı döneminde bir süre kaldığı ve bugün TCDD Müzesi ve Kurtuluş Savaşı'nda Atatürk Konutu adlı müzede halen sergilenen odasında sergilenecek.

Reklam
Reklam

Fikriye Hanım'ın yaklaşık 40 yıldır ABD'de yaşayan yeğeni Hayri Özdinçer, halasına ait babasından kalma eşyaları yıllardır en iyi şekilde muhafaza ettiğini, ancak yeni kuşaklara bunun aktarılması gerektiğini düşünerek TCDD'ye bağışladığını söyledi. Bir gazetecinin neden Kültür Bakanlığı ya da Anıtkabir müzesi yerine TCDD'ye bağışladığını sorması üzerine Özdinçer, TCDD'ye daha fazla güvendiğini, ayrıca demiryollarını kullanan herkesin daha kolaylıkla bu eşyaları görebilme imkanından dolayı buraya bağışladığını söyledi. Bağışlanan eşyalar arasında bugüne kadar hiçbir yerde görülmemiş orijinal udunun ve İsviçre'ye en son gittiğinde yaptırdığı gölge resminin de olduğunu belirten Özdinçer, "Bunlar bugüne kadar hiçbir yerde ifşa edilmedi" dedi.

Bir gazetecinin, Fikriye Hanım'ın intiharı ve mezarının nerde olduğunun bilinmemesiyle ilgili tartışmaları hatırlatması üzerine Özdinçer, bugün burada bulunuş sebebinin halasına ait eşyaları bağışlamak olduğunu, o nedenle bu konulardan söz etmeyeceğini söyledi.

Reklam
Reklam

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise, TCDD içerisinde bulunan Atatürk Konutu Müzesi'nde Fikriye Hanım'ın ikamet ettiğini hatırlatarak, yeğeni Hayri beyin Fikriye Hanım'a ait eşyaları bu müzeye bağışlamakla çok büyük bir vatanseverlik gösterdiğini ifade etti. Atatürk'ün bu yıl doğumunun 125'inci yıldönümünün kutlandığını hatırlatan Bakan Yıldırım, bu çerçevede PTT'nin özel posta pulu bastırdığını ve bugün de Fikriye Hanım'a ait eşyaların bağışlandığını kaydetti. Başarılı bir gelecek için geçmişin tecrübelerine sahip çıkmak gerektiğini vurgulayan Yıldırım, bugün bağışlanan Fikriye Hanım'a ait eşyaların en iyi şekilde muhafaza edileceğini söyledi. Bakan Yıldırım, Hayri Özdinçer'e bir şükran plaketi ve TCDD'nin köstekli saatini hediye etti.

Bakan Yıldırım ve Hayri Özdinçer, daha sonra Fikriye Hanım'ın kaldığı evi gezdi. TCDD binası önünde gazetecilerin sorularını cevaplandıran Hayri Özdinçer, halasına ait bugüne kadar anlatılmayan ve bilinmeyen bazı hatıra ve hikayelerin olduğunu ancak bunların şu an açıklanacak şeyler olmadığını belirterek, gelecek nesillerin daha iyi bir araştırmayla bunları ortaya çıkarabileceklerini söyledi. Babasının halasını, "Vatanını milletini seven inatçı bir insan" olarak tanımladığını anlatan Özdinçer, halasının intiharıyla ilgili sorulara ise cevap vermek istemedi. Bugüne kadar kitaplarda arabasında intihar edip öldüğünün anlatıldığını ancak son yıllarda kendisini vurmasından 2 gün sonra öldüğünün açıklandığının hatırlatılması üzerine ise Özdinçer, "Kimseyi zor durumda bırakmak istemem. Ancak bildiğim, halamın o günkü özel eşyaları babama teslim edilmedi. Halamın otopsi raporu ve mezarının yeri de bildirilmedi" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Bir gazetecinin, mezarın Kuğulu Park, Etnografya Müzesi hatta Anıtkabir olduğu yönündeki söylentileri bildirmesi üzerine Özdinçer, "Bize gelen bilgilere göre de Etnografya Müzesi daha doğru bir bilgi" dedi.

Fikriye Hanım'ın Atatürk'e hissiyatıyla ilgili ağabeyiyle konuşup konuşmadığının sorulması üzerine Özdinçer, "Babam ile halam Kurtuluş Savaşı yıllarında dargın oldukları için bağlantıları kopmuş" dedi. Fikriye Hanım'ın müzeye bağışlanan uduyla Atatürk'e söylediği bir şarkının olup olmadığının sorulması üzerine Özdinçer, halasının çok güzel ud ve piyano çaldığını, en sevdiği şarkının "Söyle tabip var mı derdi aşka tıbbın çaresi eyle ruhsar eyle aram ta ciğerden yaresi" olduğunu söyledi.

Fikriye Hanım, 1887 yılında Selanik'te doğdu. Zübeyde Hanım'ın ikinci eşi Galip Bey'in kardeşinin kızı olan Fikriye Hanım genç yaşta bir Mısırlı ile evlenmiş fakat bu evliliği yürütemeyerek, ailesinin yanına dönmüştür. 1923 yılına kadar Çankaya Köşkü'nde Mustafa Kemal'e yardımlarda bulunan ve bu arada ciğerlerinden rahatsızlanan Fikriye Hanım, Münih'e gitmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal'in Latife Hanım'la evliliğini öğrenince Türkiye'ye geri döndü. Birkaç gün Çankaya Köşkü'nde misafir edilen Fikriye Hanım, İstanbul'a yerleşmeye karar verdi. 1924 yılında Ankara'dan ayrılmadan önce Münih'ten Mustafa Kemal'e getirdiği hediyeyi vermek üzere Çankaya Köşkü'ne giden, fakat başyaverin Mustafa Kemal'i görmesini engellemesini kendine yediremeyen Fikriye Hanım, kendini vurarak intihar etti.

Reklam
Reklam