'Filistinli kadınlarla' ilgili rapor

LONDRA (İHA) - Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), hayatlarının her alanında çatışmanın etkisini hisseden Filistinli kadınların çektiği eziyeti sona erdirmek için İsrail ve Filistinli yetkililerin somut adımlar atması gerektiğini bildirdi. "İsrail, halen işgal altındaki topraklarda uyguladığı blokaj ve kısıtlamaları derhal sona erdirmeli, hamile kadınlar ve tıbbi bakıma ihtiyacı olanların uygun sağlık tesislerine derhal gidebilmelerini sağlamalı ve Filistinlilerin evlerini ve mülklerini yıkmaktan vazgeçmelidir" çağrısında bulunan örgüt, Filistin Hükümeti'nden de, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak, önlemek, soruşturmak ve cezalandırmak için gerekli tedbirleri almasını istedi.

Reklam
Reklam

Merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), bugün yayımladığı, 'Çatışma, İşgal ve Ataerkillik: Yükü Kadınlar Taşıyor' başlıklı raporda, artan çatışmalar ve İsrail'in işgal altındaki topraklarda Filistinlilere uyguladığı eşi görülmemiş kısıtlamaların yanı sıra, giderek artan kadına yönelik şiddet ve ayrımcı yasa ve uygulamaların kadınlar üzerindeki etkisini inceliyor.

Rapora göre, kapsamlı kısıtlamalar, işgal altındaki topraklardaki tüm Filistin nüfusu için benzersiz işsizlik, yoksulluk ve sağlık sorunlarına sebep oluyor. Seyahat kısıtlaması, İsrail ordusu kontrol noktalarından geçişin gecikmesi veya geçişe izin verilmemesi, ablukalar ve sokağa çıkma yasakları, tıbbi bakıma ihtiyaç duyan kadınlarda çoklu komplikasyonlara ve hatta bazen hastaların ölümüne yol açıyor.

'KONTROL NOKTASINDA DOĞUM VE ÖLÜM' İsrailli askerlerin geçiş izni vermemesi sebebiyle, çok sayıda kadının kontrol noktalarında doğum yapmak zorunda kaldığı ve birçoğunun bebeklerini kaybettiğine dikkat çekilen raporda, "Doğum yapmak üzere hastaneye yetişememe korkusu, tüm işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinli kadınların en büyük endişesi haline geldi" deniliyor. Raporda, bu kadınlardan biri olan Rula Aştiya'nın, Nablus hastanesine giderken 'Beir Furik' kontrol noktasındaki askerlerin geçiş izni vermemesi yüzünden toprak yolun üstünde doğum yapmak zorunda kaldığı, birkaç dakika sonra da bebeğini kaybettiği belirtiliyor.

Reklam
Reklam

UAÖ, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi uyarınca, İsrail'in işgal gücü olarak Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere, özellikle de hamile kadınlara yeterli tıbbi bakımı sağlama yükümlülüğü bulunduğunu hatırlatarak, "Ne var ki İsrail, bu yükümlülüğünü ısrarla yerine getirmiyor ve ordu genellikle Filistinli kadın, çocuk ve erkeklerin sağlık kurumlarına gitmesini engelliyor" diyor.
Raporda, tıbbi kuruluşların, işgal altındaki topraklardaki hamile kadınlarda görülen yüksek anemi oranlarından ve göğüs kanseri hastası kadınların kurtulma oranlarının düşüklüğünden kaygı duyduğuna da yer veriliyor.

'FİLİSTİNLİ KADINLAR İŞ YERLERİNE VE OKULUNA GİDEMİYOR' İsrail'in uyguladığı ablukalar ve kısıtlamaların, Filistinli kadınlar üzerinde başka olumsuz sonuçlar da doğurduğu vurgulanan raporda, "İşyerlerine ve eğitim kurumlarına gidemiyorlar, ailelerinden ve destek ağlarından ayrı kalıyorlar. Bu durum, özellikle ailelerinden uzakta yaşayan ve evliliklerinde zorluklar veya tacizle karşı karşıya kalan kadınlar için çok zararlı oluyor" deniliyor.
Raporda, 2000 yılının sonundan bu yana İsrail ordusunun dört binden fazla evi ve geniş tarım arazilerini tahrip etmesi sebebiyle, çoğu çocuk ve kadın, on binlerce Filistinlinin evsiz ve geçim kaynaksız kaldığı ifade edilirken, ev yıkımları ve bunun sonucunda aile içinde artan gerginlikten de en çok kadınların etkilendiği kaydediliyor.
Raporda, çatışmaların giderek şiddetlenmesi ve buna bağlı olarak güvenlik ve ekonomik durumun kötüleşmesinin, Filistin toplumunda zaten var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadınların erkeklerin kontrolü altında bulunması gibi sorunları arttırması sebebiyle, kadına yönelik aile içi şiddetin son dört buçuk yıl içinde arttığının gözlendiği savunuluyor.

Reklam
Reklam

'AİLE İÇİ ŞİDDETTE ARTIŞ KORKUTUYOR'
Var olan yasalarda kadınlara yönelik ayrımcılık yapıldığı ve aile içi şiddet kurbanları için çok az koruma sağlandığı belirtilen raporda, "Filistin kolluk kuvvetleri ve adli kurumlar yasaları ya uygulayamıyor ya da uygulamak istemiyor. Ayrıca Filistin güvenlik güçleri, İsrail ordusu tarafından büyük oranda iş yapamaz hale getirildi. Üstelik çatışmanın bugünkü durumu ve artan dış tehdit ortamında, mağdurların Filistin toplumunda özel meseleler olarak görülen aile içi şiddet ve namusla ilgili konularla ilgili şikayette bulunmaları da daha zor" deniliyor.
Raporda ayrıca, güvenilir istatistik olmasa da, işgal altındaki topraklarda cinsel taciz, tecavüz ve namus adına işlenen cinayetleri de içeren aile içi şiddetin son dört buçuk yılda artış gösterdiği ama bu tür öldürmelerin faillerinin genellikle yargı önüne çıkarılmadığı dile getiriliyor.
Aileleri tarafından öldürülme riski taşıyan Filistinli kadınlar ve genç kızların, İsrail ordusunun uyguladığı ablukalar ve kısıtlamalar sebebiyle genellikle güvenli bir yere sığınamadığına dikkat çekilen raporda, Filistin Hükümeti'nin, kadl Raporda, bu kadınlardan biri olanına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak ve önlemek, soruşturmak ve cezalandırmak için gerekli tedbirleri alması isteniyor. Uluslararası Af Örgütü, kadına yönelik şiddet içeren tüm yasalarda reforma gidilmesi gerektiğini de dile getiriyor.

Reklam
Reklam