Tüm dünyada tanınan Sinoplu filozof Diyojen'in ünlü sözleri arasında elinde feneriyle gündüz vakti ne aradığını soranlara ‘Dürüst insan arıyorum' demesi yer alıyor. Bizans İmparatoru Romen Diyojen ise 1071'deki Malazgirt Savaşı'nda Selçuklu Hükümdarı Alp Arslan'a yenilmiş, bir yıl sonra rakipleri tarafından gözlerine mil çekilerek sürgüne gönderildiği Kınalıada'da ölmüştü.
M.Ö. 412 - M.Ö. 323 yılları arasında yaşamış olan ve kendine yetme ile sadelik ilkelerine dayanan yaşam biçiminin öncülerinden Sinop'lu düşünür...
Ünlü filozofun, asıl mesleği kuyumculuk olan babasının sahte para basması nedeniyle Sinop'tan sürüldüğü, babasıyla Atina'ya bu yüzden yerleştikleri söylenir.
Atina'daki öğretmeni Sinizm öğretisinin kurucusu Antisthenes'di. Sokrates'den ders alan Antisthenes, Sokrates'in ölümünden sonra kendi okulunun başına geçip gerçek erdemin kişinin kendine egemen olmasına, tutkularından ve öbür insanlara bağımlılıktan kurtulmasına dayanan kinik felsefenin kurucusu olmuştu. Diyojen Atisthenes'in doğaya uygun yaşam çağrısına uydu. Diyojen çok iyi konuşuyordu, üstün bir zekaya sahipti. Antisthenes öğrencisine kendi felsefe ve öğretisini gösterdi. Hayatını son derece fakir olarak geçiren Diyojen geceleri heykel diplerinde ve sokak köşelerinde yatıyordu. İçinde yaşadığı bir fıçısı ve bir çanağı vardı. Anlatıya göre bir gün bir çeşme başında avucu ile su içen bir çocuğu görünce, elindeki çanağı da attı ve "Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti" dedi.
Yine onunla ilgili anlatılara göre Corinth'e gelen Büyük İskender, Diyojen'i ziyaret etti ve bir isteği olup olmadığını sordu. O ise bu soruya "Gölge etme başka ihsan istemem" yanıtını verdi.
Diyojen, MÖ. 320 yılında Korint'te öldü. Diyojen'le ilgili ünlü tarihi anlatılardan bazıları şöyle:
Diyojen, yıkanmak için bir hamama gider. Görür ki hamam pislik içerisinde. Hamamcıya, "Yanılıp da bu hamama yıkanmaya gelenler, daha sonra temizlenmek için nereye giderler?" diye sorar.
Kendisini iyi döşenmiş bir eve götüren bir adam "Bir daha yerlere tükürmemesini" tembihlemeye kalkınca Diyojen derhal adamın yüzüne tükürür ve "Buradan daha kirli bir yer bulamadım" der.
Bir gün sokak ortasında, "Adamlar! Adamlar! " diye bağırmaya başlar. Halk etrafına toplanır. Diyojen, "Ben adamları çağırıyorum!" diye sopası ile onları kovar.
Bir eşkıya, fakir olduğu için ona hakaret eder. Diyojen eşkıyaya sadece, "Bir adama, fakir olduğu için hakaret edildiğini hayatımda hiç görmedim ama pek çok insanın hırsızlıklarından ötürü asıldıklarını gördüm" der.
Bir gün çok dar bir sokakta zengin ve kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Zengin adam hor gördüğü Diyojen'e, "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir: "Ben çekilirim!"
Romen Diyojen (IV. Romanos Diogenes) 1068'de tahta geçtikten sonra imparatorluğunun doğusundaki siyasi durumla ilgilendi. Anadolu'ya giren Selçuklu ordularına karşı üç büyük saldırı askeri sefer düzenledi. 1069'da Selçuklu ordusunu Fırat Nehri'nin doğusunda durdurdu.
1071'de Romen Diyojen yeni bir sefere girişti. Bizans ordusu Anadolu içinden ilerledi. Selçuklu öncü birlikleri tarafından kendi ellerindeki Malazgirt Kalesi yakınlarına yönlendirildi. Lojistik destekten yoksun kalan Bizans ordusu, savaş düzeninde bekleyen Selçuklu Sultanı Alp Arslan idaresindeki Selçuklu ordusuyla karşı karşıya kaldı. Bizanslı yazarlara göre Romen Diyojen'in ordsunun içindeki paralı askerlerden Türk asıllı Peçeneklerin ayrılmasıyla savaş Selçuklular lehine gelişti. Kuşatılan Bizans ordusu bozguna uğradı.
Ancak rakiplerinden Andronikos Dukas'la İstanbul'daki taht mücadelesinden de yenik çıkan Romen Diyojen Anadolu'da dağılmış ordusunu toplayıp taht iddiasına devam etse de başarılı olamadı ve 1072'de gözleri kör edilerek Kınalıada'daki (Proti) manastıra kapıtıldı. Romen Diyojen aynı yıl burada öldü.