Finansal istikrar raporu

ANKARA (İHA) - Merkez Bankası tarafından hazırlanan 'Finansal İstikrar Raporu'nda, 2000 ve 2001 krizlerinden sonra ekonomide toparlanma sürecine girildiği ve Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) son 3 yılda ortalama yüzde 7.9 oranında büyüdüğü belirtildi.

Merkez Bankası tarafından ilk sayısı yayımlanan 'Finansal İstikrar Raporu'nun 'Finansal İstikrarın Mekroekonomik Unsurları' başlıklı bölümünde, finansal sektörün analizi yapılırken, mali piyasalarda faaliyet gösteren kuruluşlarla birlikte ekonomi içerisinde yer alan diğer tüm sektörlerin birbirleri ile etkileşim içerisinde olduğunun göz önünde bulundurulduğu belirtildi. Kamu maliyesi ile ilgili bilgilerin de verildiği raporda, ekonominin kırılganlığının değerlendirilmesinde öne çıkan ilk önemli unsurun kamu borcunun gelişimi olduğu ifade edildi. Kamu maliyesinin diğer sektörlerle olan etkileşimi sonucu ortaya çıkan riskler ele alınırken, kamu borcunun milli gelire oranı, faiz dışı bütçe fazlası ve kamu yükümlülüklerinin yapısının önem kazandığının kaydedildiği raporda, toplam kamu net borcu ve kompozisyonu hakkında şu bilgiler verildi:

Reklam
Reklam

"2000 ve 2001 krizlerinden sonra ekonomi toparlanma sürecine girmiş ve GSMH son üç yılda ortalama yüzde 7.9 oranında büyümüştür. Bu gelişmeye ek olarak son dönemlerde Türk parasının değerlenmesinin ve Merkez Bankası'nın net dış varlıklarındaki artışının, net dış borçlar/GSMH oranı üzerinde yarattığı olumlu katkıyla birlikte, izlenin sıkı para ve maliye politikaları ile uygulanan borçlanma stratejisinin söz konusu oranın üç yılda yaklaşık 37.7'den yüzde 17.5'e gerilemesine yol açtığı görülmektedir. Ekonomideki büyümenin yanı sıra nominal faiz oranlarında tedrici ve kalıcı gerilemenin olumlu izleri faiz ödemeleri yoluyla bütçe açığına da yansımaktadır. Nitekim, AB tanımına göre genel hükümet bütçe açığı/GSYİH oranı 2004 yılında yüzde 3.9'a gerilemiştir. AB'ye yeni katılan 10 ülke ortalaması ile karşılaştırıldığında, bütçe açığı/GSYİH oranının başarılı bir şekilde aynı düzeye çekilmiş olduğu görülmektedir. Ayrıca, faiz dışı fazlanın hedeflere uyumlu bir eğilim göstermesi, söz konusu oranın gelecekte de kademeli olarak düşmesine yol açacaktır."

Reklam
Reklam

Raporda, kamu faiz harcamaları ve vergi gelirlerinin gelişimi ile ilgili de bilgi verildi. Bütçe harcamalarının önemli bileşenlerinden olan ve 2001 yılında yüzde 21.8'e ulaşan faiz harcamaları/GSYİH oranının, 2004 yılında yüzde 13.2'ye gerilediğinin ifade edildiği raporda, faiz harcamaları/vergi gelirleri oranının ise anılan dönemde yüzde 103.3'ten yüzde 62.7'ye, 2005 yılının ilk beş ayında ise yüzde 50.2'ye düştüğü kaydedildi.

Faiz dışı harcamaların gelişimi izlendiğinde ise, 2002 yılında faiz dışı harcamalar/GSMH oranının yüzde 23.3'e ulaştığı, takip eden dönemde ise toplam kamu harcamaları/GSMH oranındaki düşüşe paralel olarak 2004 yılı sonunda yüzde 19.5'e kadar gerilediği belirtildi. Raporda, 2005 yılının ilk beş aylık döneminde ise kamu harcamalarındaki görece düşük artış ve gelirlerdeki yüksek artışla faiz dışı fazlanın 16.6 milyar YTL'ye ulaştığı bildirildi.

Raporun, 'Kamu İçi Borçlanma Senetlerinin Mülkiyetlere Göre Dağılımı' bölümünde ise, ekonomideki kamu borcunun sürdürülebilirliğine ilişkin olumlu gelişmeler gözlenirken, kamu borcunun nasıl finanse edildiğinin önem kazandığının vurgulanarak, kamu açığının finansmanında yurt içinden temin edilen fonlarda talebin, esas olarak bankalardan ve hane halkından geldiği belirtildi. Ancak Aralık 2004 itibariyle devlet iç borçlanma senetlerinin yüzde 62'si bankaların, yüzde 18'i de hane halkının mülkiyetindeyken, Mayıs 2005 itibariyle her iki grubun payının 1 puan azaldığı, yurt dışı yatırımcıların payının ise arttığı kaydedildi.

Reklam
Reklam

Raporda 'İç Borç Kompozisyonu' hakkında da bilgi verilirken, faiz oranlarındaki düşüş ve döviz kurlarındaki istikrarın, iç borçlanmanın yapısına da yansıdığı belirtildi. 2002 yılı sonunda yüzde 32.2 olan döviz cinsinden ve dövize endeksli kağıtların payının 2003 yılında yüzde 21.9'a, 2004 yılında yüzde 17.6'ya, 2005 yılının ilk beş aylık döneminde ise yüzde 16.1'e düştüğü bildirildi. Raporda, Aralık 2004 itibariyle değişken ve sabit faizli devlet içi borçlanma senetlerinin payının yaklaşık yüzde 40.1 ve yüzde 42.3 iken, Mayıs 2005 itibariyle ise sırasıyla yüzde 41.4 ve 42.5 olarak gerçekleştiği kaydedildi. Raporda, "Bu çerçevede, iç borcun kompozisyonu nedeniyle

Hazinenin faiz riskine olan duyarlılığı devam etmekle birlikte, faiz oranlarındaki dalgalanmalarda görülen azalma, olumlu bir gelişme olarak kabul edilmektedir" denildi.

Faiz oranlarında yaşanan olumlu gelişmelere paralel olarak, kamunun borçlanma maliyetlerinde de önemli bir düşüş eğilimi yaşandığının ifade edildiği raporda, "Mayıs 2004'te ABD faiz oranlarının yükseltilmesi sonucunda ani olarak artan borçlanma maliyetleri (iç borç faiz oranı yüzde 28.8, Eurobond yüzde 10.1), ABD'nin faiz artırım politikasını sürdürmesine rağmen Haziran 2005 itibariyle gerilemiş ve iç borç ile Eurobond faiz oranları sırasıyla, yüzde 15.6 ve 7.8 olarak gerçekleşmiştir" denildi.

Reklam
Reklam