ORDU (İHA) - Fındıkta sorunun ana kaynağı olan arz fazlası ürün, 1983 yılında çıkan 2844 sayılı kanunun oy kaygısı nedeniyle uygulanmamasından kaynaklanıyor.
Yasa çıktığında 400 bin hektar olan fındık dikim alanı 650 bin hektara, üretim miktarı da 500 bin tondan 700 bin tona kadar çıktı.
2000 yılına kadar çeşitli miktarlarda arz fazlası ürün alımı yapan ve bu ürünleri genelde yağlığa ayırmak zorunda kalan Fiskobirlik'in bugün tartışma konusu olan ve silindiği söylenen yaklaşık 2 katrilyonluk görev zararı son 20 yılda artan üretim miktarından kaynaklanıyor. 23 yıl önce çıkan "Fındık Üretiminin Planlanması ve Fındık Dikim Alanlarının Belirlenmesi" hakkındaki 2844 sayılı kanun bugüne kadar uygulanmış olsaydı, arz fazlası ürün ortaya çıkmayacak, dolayısıyla fiyat ve Fiskobirlik tartışmaları da yaşanmayacaktı. 16.06.1983 tarihinde çıkan "Fındık Üretiminin Planlanması ve Fındık Dikim Alanlarının Belirlenmesi" hakkındaki kanunun yönetmeliği 6 yıl sonra ancak 06.07.1989 tarih ve 89/14313 sayı ile Bakanlar Kurulu'ndan çıkabilmişti. Bu tarihte bile Türkiye'de fındık ekimi yapılan arazi miktarı 400 bin hektardı. Söz konusu kanun ve yönetmeliğinin uygulanmaması nedeniyle fındıklık alanı 650 bin hektara ulaşınca, artan üretim de bugün tartışmaların ana konusu olan 150-200 bin ton arz fazlası fındığı ortaya çıkardı.
Türkiye'de Doğu Karadeniz Bölgesi'ni fındıkta 1. Standart Bölge olarak öngören, belirli iller dışında yeni fındık dikimini yasaklayan, taban arazilerden de çeşitli teşviklerle fındığın sökülmesini de gerektiren kanunun hiç uygulanmadığını bilimsel verilen ortaya çıkardı. Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından yapılan araştırmada, ilgili kanunla yasaklanmasına rağmen 1989 yılından sonra yeni fındık bahçesi tesis eden üretici oranı yüzde 39 olarak belirlendi. Kanun ve yönetmelikle taban araziye sahip Samsun ilinin sadece 3 ilçesinde fındık dikimine izin verilmesine karşın, Samsun'un diğer 10 ilçesinde daha fındık bulunduğu bildirildi. Samsun'un izin verilen 3 ilçesindeki fındık üreticisi sayısı 16 bin 500 olarak belirlenirken yasak bölgedeki fındık üreticisi sayısının ise 18 bin 500 olduğu ortaya çıktı.
Ordu Ziraat Fakültesi öğretim görevlilerince yapılan araştırmada, kanunun çıktığı yıldan bugüne kadar fındık dikim alanlarının arttığı alanlar kanunla izin verilen bölgelerin dışında. Yönetmeliğe göre 2. standart bölge olarak kabul edilen illerde fındık dikim alanları son 10 yılda yüzde 50 oranında artarken, fındığın doğal ekolojisi sayılan ve bütün ilçelerinde fındık dikimine izin verilen Ordu ve Trabzon ile 13 ilçesinde dikime izin verilen Giresun'da ise üretim alanları yüzde 5 azalma gösterdi.
23 yıl önce çıkan yasayı siyasi kaygılarla uygulamayarak bugün ortaya çıkan arz fazlası fındığın sorumlusu olan hükümetler hemen hemen her dönem 'alternatif ürün projesi' adı altında, üreticileri başka ürünlere yönelterek arz fazlası fındığı ortadan kaldırmaya çalışıyor. 2001 yılından itibaren uygulamaya konulan 'Alternatif Ürün Programı' kapsamında Dış Finansmanı Dünya Bankası'ndan sağlanarak 100 bin hektarlık bir alandan fındığın sökülmesi planlanarak çalışmalara başlanıldı. Fındığını sökecek üreticilere yapılacak ödeme tutarı dekar başına ve bir defaya mahsus olmak üzere söküm için 65, girdi, bakım ve hasat için 135 ABD doları olmak üzere toplam 200 dolar olarak belirlendi. Ancak proje başarıya ulaşmadı. Sadece 343 üretici bu uygulamadan yararlanmak için başvurdu.
"FINDIK KOLAY İŞ" Türkiye'de Alternatif Ürün Projesi'ni yürüten Dünya Bankası destekli Tarım Reformu Uygulama Projesi uzmanları, fındıkta söz konusu projenin hayata geçmemesini değerlendirdiler. Tarım Reformu Uygulama Projesi'nin www.arip.org.tr isimli sitesinde söz konusu projenin uygulanmasında karşılaşılan sorunlar şöyle dile getiriliyor:
"Fındık üreticilerinin bir çoğunun üretimin yapıldığı ilin dışında yaşaması, fındık yetiştiriciliğinin kolay olması ve üretim için fazla zaman ayırmaması, fındık üretim alanlarının bir kısmının kadastro geçmeyen alanlarda veya orman ve orman vasfını yitirmiş (2b) alanlar içinde olması nedeniyle üreticilerin, fındık bahçelerini kaybetme endişesi taşıması, alternatif ürünlerin fındık kadar gelir getirmeyeceği ve bu ürünlerin fındık gibi kolay pazarlanamayacağı görüşü, Kamuoyu Bilgilendirme Kampanyası'nın geç kalması, Çarşamba, Terme, Sakarya ve Düzce ovalarında sulama kanallarının yetersiz olması nedeniyle alternatif ürün yetiştiren üreticilerin isteksiz olması, alternatif ürünlere ait değerlendirme tesislerinin yetersiz olması ve alternatif ürünlere tereddütle bakılması projenin uygulanmasında başarıyı engellemiştir".
Uzmanlar, çözüm önerisi olarak da ön şart olarak alternatif ürün yetiştirmeyi tercih eden üreticilerin sadece bir kez değil, en az 3 yıl süreyle kademeli olarak desteklenmesini öneriyorlar. Uzmanlar, "Tarıma dayalı sanayi tesislerini kuracak özel girişimcilerin desteklenmesi, proje illerinde, gerek Tarım İl Müdürlüğünce ve gerekse Özel İdare kaynaklarınca uygulanan projelerde bu gönüllü çiftçilerin önder çiftçi olarak kabul edilmesi, proje kapsamında tarımsal sulama yapılacak sahalardaki çalışmaların hızlandırılması, üretilecek alternatif ürünlerin değerlendirilmesi için altyapı ve pazarlama ağının oluşturulması projeye olan ilgiyi artıracaktır" görüşünü savundu.