Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türk bankalarının kayıpları absorbe etme kapasitesi sayesinde, varlık kaliteleri ve performanslarına ilişkin ılımlı şoklara karşı koyabilme gücüne sahip olduğunu bildirdi.
Fitch'in Türk bankacılık sistemine ilişkin raporunda, Türk bankalarının ılımlı finansal baskılara karşı dirençli olduğu ifade edildi. Raporda, Türk bankalarının kayıpları absorbe etme kapasitesi sayesinde, varlık kaliteleri ve performanslarına ilişkin ılımlı şoklara karşı koyabilme gücüne sahip olduğu vurgulanırken, "Bu durum, 2014 yılını nispeten zorlu bir yıl yapacak olan para birimindeki son keskin değer kaybı ve faiz şoklarına rağmen, Türk bankaları için görünümün durağan olma sebebidir" denildi.
Ülkenin birçok bankasının iki yıllık stres senaryosu altında sağlıklı sermaye rasyosunu koruyabildiğine işaret edilen raporda, bu senaryonun daha yavaş varlık büyümesi ile karlılık daralmasını varsaydığı aktarıldı. Raporda, Türkiye'de birçok banka için sermaye ve kar üretmenin önemli bir güç oluşturduğu dile getirilirken, şu ifadelere yer verildi:
"Sadece dört banka, bizim sermaye stres senaryomuzdaki Fitch'in minimum ana sermaye/risk ağırlıklı varlıkların oranı olan yüzde 10'u korumada başarısız oldu. Ancak yabancı sahipli Alternatifbank, Denizbank, TEB VE ING, sermaye rasyolarını bağlı bulundukları ana bankalardan destekleyebildiler. Bu bankalara, eğer ihtiyaç duyulursa, büyük olasılıkla hissedarlarından daha fazla sermaye enjekte edilecektir. Ülkenin en büyük bankaları arasında yer alan Yapı Kredi ve Vakıfbank rakiplerinden daha sıkı sermaye rasyolarına sahip ama söz konusu rasyolar halen makul seviyede."
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alımlarını azaltma programının, Türkiye'nin de dahil olduğu bazı gelişmekte olan piyasalara ilişkin yatırımcı algısını kısıtladığına değinilen raporda, "Türkiye, cari işlemler açığını finanse etmek için kısa vadeli sermaye akışlarına bağımlı. Bu durum bankaların yabancı para kredileri için aktif kalitesi riskini artırarak, Türk Lirası'nı döviz kuruna karşı savunmasız bırakır" değerlendirmeleri yapıldı.
Raporda ayrıca, yükselen faizler sonucunda, 2013'ün ilk yarısında görülen hızlı kredi büyümesi olasılığının daha az olduğu aktarılırken, "Bununla birlikte daha yüksek faiz, borç hizmet maliyetlerini artırabilir ve ekonomik büyümeyi düşürebilir. Ayrıca, özellikle KOBİ'lerin takipteki kredilerini artırabilir" ifadelerine yer verildi.