Fitzgerald'dan Yazmaya Dair İnciler

Ernest Hemingway yazar olmak için doğmuş F. Scott Fitzgerald için şöyle der: “Onun yeteneği, tozun bir kelebeğin kanatlarında bıraktığı desenlerinki gibi doğaldı.” Fitzgerald ise kendini bambaşka bir ışıkta görür: “Başardığımın en küçüğü bile benim için en zahmetli ve çetin oldu.”

Not tutarak işe başla

Fitzgerald, aklına gelen düşünceleri ve gözlemleri deftere kaydetme alışkanlığını edinmişti. Bu kayıtları “Hisler ve duygular”, “Konuşmalar ve kulak misafiri olduklarım” ve “Kız betimlemeleri” gibi kategorilere ayırıyordu. 1930’ların sonunda metresi Sheilah Graham’e aynı tavsiyeyi vermiş; Graham ise Fitzgerald’ı şöyle alıntılamıştır:

“İşe not tutarak başlamalısın. Belki de yıllarca not tutman gerekebilir... Bir şey düşündüğünde, hatırladığında onu ait olduğu yere koy. Düşündüğünde bunu kâğıda yaz. İkinci seferinde onu eski canlılığıyla tekrar yakalamayabilirsin.”

Reklam
Reklam

Hikâyenin detaylı bir taslağını çıkar

Yeni bir roman üzerine çalıştığı zaman karakterlerinin çeşitli hareketlerinin ve arka planlarının hatlarını çizen şemalarla etrafını donatan Fitzgerald, 1936 tarihli bir mektubunda yazar John O’Hara’ya şöyle salık verir:

“Zola’nınki gibi bir sistem geliştir ama bir dosyayla. Dosyanın ilk sayfasına, romanının ölçek olarak muazzam olan bir taslağını yaz (merak etme, kendi kendine daralacaktır) ve bu plan üzerine iki ay çalış. Büyük doruk noktasını dosyanın merkezine koy ve o noktadan ileriye/geriye doğru üç ay boyunca çalış. Sonra kendin oluşturduğun programdan süreklilik namına karmaşık bir şey yaz.”

Tip değil, insan yarat

Sembolik karakterler yaratmakla ünlü Fitzgerald, 1923 tarihli bir söyleşisinde bunun kasıtlı olmadığını söyler: “Yazmaya başladığımda Amerikalı bir flapper yaratmaya ilişkin hiçbir fikrim yoktu. Eşsiz varlıklar olarak ilgimi çektikleri için çok iyi tanıdığım kızları aldım ve onları kahramanlarım olarak kullandım.” Asla üzerinde çalıştığın işi anlatma

Fitzgerald 1940 yılında kızı Scottie'ye yazdığı mektubunda şöyle der:

Reklam
Reklam

“Bitene kadar o şeyin neyle ilgili olduğunu söylememenin gayet iyi bir kural olduğunu düşünüyorum. Söylediğin takdirde hep birazını kaybediyorsun. Bir daha eskisi gibi sana ait olmuyor.” Alışıldık sözcükler kullan

Üniversiteden kendisi gibi yazar arkadaşı John Peale Bishop’a yazdığı 1929 tarihli bir mektupta Fitzgerald şöyle der:

“Narin bir gölgeyi ifade etmek için özellikle araştırma yapmadığın takdirde asla alışıldık olmayan sözcükler kullanma. Bana göre bu iyi bir düzyazı kuralıdır. İstisnaları: (a) tekrardan kaçınma gereği, (b) ritim gereği, (c) ve benzeri. Cümlelerin akıcılığını sağlamak için sıfat yerine fiil kullan

1938’de kızına yazdığı mektupta Fitzgerald şöyle iddia eder:

“Sıfatlar üzerine: Bütün iyi düzyazılar cümleleri taşıyan fiilleri temel alır. Onlar, cümlelerin akışını sağlar. Belki de İngilizcedeki en iyi teknik şiir Keats’in ‘Eve of Saint Agnes’idir. ‘Tavşan buz tutmuş çimenlerin üzerinde titreyerek topalladı” gibi bir mısra öyle canlıdır ki hızla okursun, güç bela farkında olsan bile hareketiyle tüm şiiri renklendirir –topallaması, titremesi ve donmasıyla gözlerinin önünde akar. Acımasız ol

Yazarın bazı güç seçimler yapması gerekir. Yazdığınız bir şeye fazla bağımlı olmanın tehlikelerine dair uyarıda bulunan Fitzgerald, esere objektif bir gözle bakmayı ve bir şey işe yaramıyorsa ondan kurtulmayı salık verir.

Reklam
Reklam