Fitzgerald, aklına gelen düşünceleri ve gözlemleri deftere kaydetme alışkanlığını edinmişti. Bu kayıtları “Hisler ve duygular”, “Konuşmalar ve kulak misafiri olduklarım” ve “Kız betimlemeleri” gibi kategorilere ayırıyordu. 1930’ların sonunda metresi Sheilah Graham’e aynı tavsiyeyi vermiş; Graham ise Fitzgerald’ı şöyle alıntılamıştır:
“İşe not tutarak başlamalısın. Belki de yıllarca not tutman gerekebilir... Bir şey düşündüğünde, hatırladığında onu ait olduğu yere koy. Düşündüğünde bunu kâğıda yaz. İkinci seferinde onu eski canlılığıyla tekrar yakalamayabilirsin.”
Yeni bir roman üzerine çalıştığı zaman karakterlerinin çeşitli hareketlerinin ve arka planlarının hatlarını çizen şemalarla etrafını donatan Fitzgerald, 1936 tarihli bir mektubunda yazar John O’Hara’ya şöyle salık verir:
“Zola’nınki gibi bir sistem geliştir ama bir dosyayla. Dosyanın ilk sayfasına, romanının ölçek olarak muazzam olan bir taslağını yaz (merak etme, kendi kendine daralacaktır) ve bu plan üzerine iki ay çalış. Büyük doruk noktasını dosyanın merkezine koy ve o noktadan ileriye/geriye doğru üç ay boyunca çalış. Sonra kendin oluşturduğun programdan süreklilik namına karmaşık bir şey yaz.”
Fitzgerald 1940 yılında kızı Scottie'ye yazdığı mektubunda şöyle der:
Üniversiteden kendisi gibi yazar arkadaşı John Peale Bishop’a yazdığı 1929 tarihli bir mektupta Fitzgerald şöyle der:
1938’de kızına yazdığı mektupta Fitzgerald şöyle iddia eder:
Yazarın bazı güç seçimler yapması gerekir. Yazdığınız bir şeye fazla bağımlı olmanın tehlikelerine dair uyarıda bulunan Fitzgerald, esere objektif bir gözle bakmayı ve bir şey işe yaramıyorsa ondan kurtulmayı salık verir.