Formula 1 için ihale süreci başlıyor

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, Formula 1 pistinin işletmesinin devredileceği ihaleyle ilgili bu akşam gerçekleştirecekleri toplantıda, sürece ve şartnameye en son şeklin verileceğini bildirdi.

Yalçıntaş, "bu hafta içinde bitiririz. Ondan sonra da niyetli olan şirketlerin tekliflerini bekleyeceğiz" dedi.

Yalçıntaş, ihaleyle ilgilenen şirketlerin hepsinin, kamuoyunun ilgisini çekecek ve şaşırtacak firmalar olduğunu vurguladı.

Söz konusu firmaların hiç birinin ufak tefek, ismi duyulmamış firmalar olmadığına dikkat çeken Yalçıntaş, şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

"Gerek yurt dışından gerek yurt içinden benimle görüşen firmaların hepsi kendi sektörlerinde lider olan firmalar. Dolayısıyla bu firmalar ortaya çıktığında kamuoyunun son derece memnun olacağındaneminim. Bunların içinde tabii ki konsorsiyum oluşturarak giren firmalar da var."

Murat Yalçıntaş, ihaleyle Formula İstanbul Yatırımları A.Ş.'nin (FİYAŞ) ortaklık yapısında bir değişiklik olmayacağını hatırlatırken, "çünkü biz bu ihaleyle FİYAŞ'ı açmıyoruz. İstanbul Park'ın işletmecisi olan şirket Motor Sporları Organizasyonu (MSO) hisseleriniihaleyle veriyoruz. Dolayısıyla gelen firma MSO'nun işletmesini satın
alacak" dedi.

İTO Başkanı Yalçıntaş, bu akşam ilgili tarafların katılımıyla bir toplantı gerçekleştireceklerini, toplantıda sürece ve şartnameye en son şeklin verileceğini kaydederek, "Daha sonra şartnameyi kamuoyuyla paylaşacağız. Bu hafta içinde bitiririz. Artık niyetli, arzulu olan şirketlerin tekliflerini bekleyeceğiz" şeklinde konuştu.

Yalçıntaş, Eyal Ofer ile ilgili olarak da, "Benimle konuşan şirketlerin hepsini biliyorum. Onların hiçbirinin Ofer ile bağlantısı yok. Ama kendileri böyle bir ihaleye girmeye arzu ederlerse, ben bu ihaleye ne kadar fazla firma girerse o kadar memnun olurum" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

İhale sürecinde yaptıkları herşeyin kanunlara uygun, şeffaf ve adil olduğunu vurgulayan Yalçıntaş, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla ihale sürecine ilişkin aklımda en küçük bir şüphe veya tedirginlik yok. Zaten devletin de kurumların da birşeyi dokuz kere düşünüp bir defa yapması lazım. Yaptığımız şeyin de doğru olması,kamuoyu ve hukuk tarafından kabul edilebilir olması lazım. Türkiye'de hakim olması gereken zihniyet de bu. Şunu da belirtmek isterim; herşey
hukuk demek değildir. Hukuktan bir adım daha ilerisi vardır. O da yaptığınız işin kamu vicdanına uygunluğu. İnanıyorum ki yaptığımız bu iş, kamu vicdanına uygun şekilde cereyan etti, bundan sonra da böyle cereyan edecek."