İnşaat sektöründeki hareketliliği gören ve bu fırsatı kaçırmak istemeyen Yalçınlar Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yalçın, projenin detaylarını Mynet Finans Editörü Selçuk Altun’a anlattı. Yalçın, Gölmahal Projesi ile, İstanbul Büyükçekmece Gölü kıyısında kendi arazileri üzerinde sadece 38 ailenin yaşayacağı bir yaşam merkezi kurduklarını belirtti.
İnşaat sektöründe çok büyük bir arz olmasına karşın üst gelir grubuna yönelik arzın yeterince bulunmadığı bilgisini veren ve bu nedenle projelerinde üst gelir grubunu hedeflediklerini ifade eden Yalçın, sorularımıza şu yanıtları verdi:
MYNET: Yalçınlar denince aklımıza fotoğrafçılık geliyor. Bu sektör değişikliği ve inşaat sektörüne geçiş nasıl oldu?
Hakan Yalçın: Aslında biz inşaat sektöründe daha önce hem var hem yoktuk. Bunu şu yüzden söylüyorum. Kendi şirket binalarımızı kendimiz inşa ettik. Mesela, Yenibosna ve Bakıröy binalarımızı kendimiz yaptık. Ayrıca kendi şahsıma ait arsalarımı kat karşılığı verdiğim ve değerlendirdiğim yerler oldu. Ama bunların hepsi amatörce çalışmalardı.
Şimdi yine kendime ait 93 dönüm bir arazim vardı o bölgede. Bu araziyi değerlendirmek için bir proje çıkardık. Birkaç mimar arkadaş ile görüştüm. Bu proje bana şevk verir, beni inandırır ve beni ümitlendirirse kendim yapacağım diye karar verdim. 1 senelik proje çalışması sonucunda çıkan argümanlar bana cesaret verdi ve kendi arazimizde kendimiz yapalım kararı verdik.
Kendi fizibilitemizi gerçekleştirdik ve kazmayı vurduk. Ayrıca, 2011 yılının da inşaat sektörü açısından iyi olacağını ve bu projenin de şirketimizin büyümesine katkı sağlayacağını düşünerek adım attık.
Hakan Yalçın: Aslında bizim özelliklerimiz çok fazla. Birkaç kelime ile anlatılacak bir şey yok. Zaten bu proje üst gelir grubuna hitap ediyor.
Başlıca farklılıklarımızı anlatmak istersek; yapılarımızın fiyatları o bölgedeki yapılarla aynı seviyede ama farklılıklarımız çok fazla.
Mesela, bölgedeki yapılar kaba olarak satılırken, biz inceyi bırakın peyzajından havuzuna ve dekorasyonuna kadar her şeyi bitirip teslim ediyoruz. Bu nedenle insanlar bizleri tercih ediyorlar. Çünkü insanlar kaba inşaat satın aldıkları zaman, bunu bitirmeleri gerçekten zor. Kaba inşaat şeklinde alınan evin içine yapılacak masrafı çok az bir bedel zannediyorlar. Sonrasında içine o evin bedelinden daha fazla para harcamak zorunda kalıyorlar.
Bir de şöyle bir sorun oluyor. Mesela siz kaba inşaatı alıyorsunuz ve yapıp içine giriyorsunuz, ama komşunuz yapmıyor ve kaba inşaat olarak evini bırakıyor. Böyle olunca da ölü bir site kurmuş oluyorsunuz. Biz bu siteyi yaparken, dekorasyonuna kadar her şeyi biz yapalım ve teslim edelim bu site yaşasın istedik. Bu bizim önemli bir farklılığımız.
Esas önemli farklılığımız şu, biz doğaya saygılı, kendi enerjisini kendisi üreten bir proje gerçekleştiriyoruz. Bizim projemizin içinde rüzgâr türbini var ve kendi enerjisini kendisi sağlayacak. Bu elektrikte yüzde 30 civarında tasarruf getirecek.
Ayrıca, uygulayacağımız ısı pompalı sistemle, ısıtma ve soğutmayı yapacağız. Bu sistem, havadan aldığı enerji ile klimalandırmayı sağlıyor. Bu daha çok kuzey ülkelerinde kullanılıyor. Bu sistemle, dışarıdan başka bir şey çalışmadan sadece ısı pompaları çalışıyor. Bunu, elektrik enerjisine kıyaslayacak olursak 3’te 1’e düşüyor harcamanız.
Üçüncüsü güneş enerjisi. Biz, güneş enerjisi ile yapıda kullanılan suyu ısıtacağız.
Dördüncüsü, binalarımızın ortasından aşağıya kadar inen bir iç bahçe bulunuyor. Bu iç bahçe ile de tüm bina aydınlanmış oluyor. Ayrıca, tüm kullanılacak elektrikli aydınlatmalar led sistemi ile çalışıyor. Bu da çok ciddi bir tasarruf getiriyor.
Tabii tasarrufumuz sadece elektrik alanında değil, su konusunda da ciddi tasarruf sağlayacak çalışmalarımız bulunuyor. Bizim yapılarımızın hepsinin çatıları ters, içe eğimlidir. Buralarda toplanan sular, iç bahçede dev sarnıçlarda biriktiriliyor ve sonrasında arıtılarak kullanılıyor. Bu da su konusunda yüzde 60 civarında bir tasarruf sağlıyor.
Bir de yalıtımla ilgili farklılığımız var. Bizim ülkemizde bırakın nizami bir yalıtımı, temel yalıtım gereklilikleri bile yerine getirilmiyor. Bizde temelden çatıya kadar binanın tamamı en iyi malzeme ile giydiriliyor. Ayrıca bütün binanın etrafı mantolama yapılıyor. Bu mantolamanın üzerine doğal mermer ve ahşap kaplama yapılıyor. Bunu insanların uzun bir müddet binalarını kullanması açısından yapıyoruz.
Çatıda ayrı bir yalıtım sistemi yapılıyor. Ayrıca pencerelerimiz ve doğramalarımız ısı yalıtımlı.
Bunlara ek olarak, iyi bir ithal mutfak veriyoruz. Banyolar, kapılar, doğramalar, zemin kaplamaları, camlar, badana boya, yerden ısıtma, havalandırma, klima, garaj, yağmur suyu toplama, sarnıç, dış cephe mermer kaplama, internet, kablolu TV, uydu TV bağlantıları, telefon, müzik tesisatı gibi sayabileceğimiz onlarca farklılığımız var.
MYNET: Yatırım maliyetlerinizden bahsederek konut fiyatları ile ilgili bilgi verir misiniz? Burada konut almak isteyen vatandaşın cebinden ne kadar para çıkacak?
Hakan Yalçın: Bizim arsa hariç yatırım maliyetimiz 25 milyon dolar civarında. Bizim ilk projemiz olduğu için bu projede kar düşünmüyor, projeyi referans olarak düşünüyoruz.
Yani, zamanında teslim edilen, her türlü taahhüdün yerine getirildiği, müşterinin her konuda memnun olduğu bir uygulama gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle de fiyatlarımızı çok uygun tutuyoruz.
Bizim 3 tip evimiz var. Aslında bu 3 tip de birbirlerinin aynı. Metre kare olarak sadece birbirlerinden 5-10 metrekare fark ediyor. Temel farklılıkları açıları.
Bir tanesi sıfır derece açılı, direk göl manzarasına bakan açıdır. Bir diğeri ise 20 derece açıyla bakıyor. Binanın açısı 20 derecedir. Bir de 30 derecelik açıyla bakan villalarımız var. Bundan dolayı böyle bir ayrım yapıyoruz.
Bunları derecelendirmeyi; binalar birbirinin göl manzarasını engellemesin, kesmesin diye konumuna göre yapıyoruz. Bunların fiyatları sadece arsanın büyüklüğü ve bulunduğu konumuna göre fark ediyor. Bu villaların net kullanım alanı 520 metrekare civarında. Fakat brüt alan 700-730 metrekare arasında.
Fiyatlar 1 milyon 765 bin dolardan başlıyor, 1 milyon 980 bin dolara kadar çıkıyor. Ama, bu fiyatların içinde KDV’nin yarısını biz karşılıyoruz.
MYNET: Biraz da sitenin içindeki sosyal hayattan söz edersek, neler söylemek istersiniz?
Hakan Yalçın: Sosyal tesislerde en büyük handikap şu, genelde benzer sitelerde sosyal tesisler yaşamıyor ve atıl kalıyor. Bizim uygulamamız, 38 villalık bir butik uygulama olduğu için bu çok daha zor oluyor. Bırakın 38’i 400 konutluk sitelerde sosyal tesisleri yaşatmak çok zor. 3 kişi, 5 kişi sosyal tesiste görüyorsunuz.
Biz bu projemizin içindeki sosyal tesisin yaşamasını ve canlı olmasını istiyoruz. Bu nedenle de tesisi yaşatmak için tenis kulübü yapma kararı aldık ve girişini dışarıdan vereceğiz. Yani sitenin sosyal tesisi 4 tane tenis kortu barındıran bir tenis kulübü olacak ve dışarıya açık hizmet verecek. Ayrıca tesis içinde restoran, kapalı yüzme havuzu, açık yüzme havuzları, fitness center gibi birçok etkinliğin yapılabileceği alanları da barındıracak.
Ayrıca, site sakinlerinin site içerisinde bolca vakit geçirebileceği bir alanımız daha bulunacak. Sitenin tam ortasına bir gölet yapacağız.
Mynet: Bu güne kadar kaç villanın satışını gerçekleştirdiniz? Kimler buradan konut alıyor, müşteri portföyünüzde tanıdık isimler var mı?
Hakan Yalçın: Biz 38 villalık bir proje gerçekleştiriyoruz. Bu sitede ben de kızlarımla birlikte oturacağım. Her ne kadar işin içinde biraz ticaret olsa da, bizim amacımız sıkı komşuluk ilişkileri yaratacak bir ortam yaratmak. Bu nedenle oturacak kişileri seçerken biz de çok ince eleyip sık dokuyoruz.
Şu anda satılık 28 villamız var. Kendimize 5 villa ayırdık, 5’i de satıldı, 28 kaldı.
Biz bu olaya çok ticari bakmadığımız için iyi komşu olabilecek kişileri bekliyoruz. Bizim bir an önce satalım gibi bir derdimiz yok. Kendi iç kaynaklarımızla projeyi tamamlayacak durumdayız.
Mynet: Peki projeyi ne zaman tamamlamayı hedefliyorsunuz? Bu bitince inşaat sektöründe bulunmaya devam edecek misiniz?
Hakan Yalçın: Öncelikle bu referans projemizi en erken 2011, en geç 2012 sonu gibi tamamlamayı hedefliyoruz.
İnşaat sektöründe bundan sonra sıkı bir şekilde olacağımız gerçek. Yine kendimize ait arsalarımız var. Onları değerlendirebiliriz.
İnşaat sektöründe konut arzı, normal konutlarda çok fazla. Üst segmentte ise, şu anda normal konut arzı kadar bir proje yok. Bizim bu alana girmemizin nedeni de buydu. Önümüzdeki dönemde bu şekilde özellikli konutların çok daha fazla üretileceğini ve bu alanda fiyatların artacağını düşünüyorum.
Tabii bizim geleceğe dair projelerimiz yine üst gelir grubuna hitap edecek.