Fotoğrafta bir yığın insan arasında slogan atan genç, ünlü gazeteci Ahmet Hakan'dan başkası değil. Ahmet Hakan, yıllar önce çekilmiş fotoğrafı paylaşarak şu ifadeleri kullanmıştı:
Slogan atanlardan biri benim, biri de benim eski dostum, mektep arkadaşım Malatyalı Murat Bilim. Fotoğrafı Murat gönderdi. Şu fotoğrafın çekilmesinin üzerinden şunca zaman geçti. Benim sakallar ağardı. Yarım asırlık çınar haline geldim. Ve fakat... Hiçbir şey değişmedi.
Ahmet Hakan, 11 Ağustos 1967'de Yozgat'ın Sorgun ilçesinde doğdu. İmam Hatip lisesini bitiren Hakan, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde okudu. İstanbul'a gelen Hakan 1993'te TGRT'de muhabir olarak çalışmaya başladı. 1995-2003 yılları arasında Kanal 7'de haber müdürlüğü ve sunuculuk yaptı. Kanal 7'den ayrılan Hakan, Yeni Şafak'ta köşe yazarlığı yaptı. Sabah'ta çalıştıktan sonra Hürriyet'e girdi ve CNN Türk'te 'Tarafsız Bölge' programını sunmaya başladı.
Ahmet Hakan, 1 Ekim 2015 tarihinde evinin önünde dört kişinin saldırısına uğramış, burnu ve kaburgası kırılmıştı. Ahmet Hakan'ın kendisini güvende hissetmediği için korunma talebinde bulunduğu ancak talebine yanıt alamadığı ortaya çıkmıştı.
Ahmet Hakan saldırıya uğradığı anları şu sözlerle anlatmıştı:
Tam evin önüne geldik. Kapıyı açtım. Huzur ve güven içinde, yüzümde eve ulaşmanın keyfiyle oluşmuş inceden bir gülümsemeyle arabadan indim. Bizim arabanın hemen arkasında, dümenden kaza yapmış gibi yapan bir araç ve içinden fırlayan dört adet zebellah gibi adam... Zebellahlardan biri bizim korumayı etkisiz hale getirdi, diğer üçü neye uğradığımı bilemeden üzerime çullandı. Hepsi üç saniye içinde olup bitmişti. Vurdular. Vurdular. Yere yığıldım. Vurmaya devam ettiler. Yerlerde süründüm, gözümdeki gözlük fırladı, burnumdan kanlar akmaya başladı. Baktım beyaz gömleğim kan içinde. Sonra can havliyle ve biraz da Don Corleone’nin vurulma sahnesinde olduğu gibi çok artistik ve çok havalı bir şekilde kendimi karşı kaldırıma attım. 40 biner liraya tutulduklarını sonradan öğrendiğim zebellahlar peşimden geldiler. Beni yakalayıp park etmiş araçların üzerine fırlattılar. Çarpmanın etkisiyle kaburga kemiklerimin kırıldığını hissettim. Tam bu sırada karşı sıradaki apartmanların birinde nur yüzlü bir kapıcı belirdi. ''Aç kapıyı'' dedim kapıcıya. Açtı. Sonra da hemen kapattı. Zebellahlar dışarıda, ben apartmanın içindeydim. Bağrış çağrış bir süre daha devam etti. Sokak ayağa kalktı. Zebellahlar kaçtı...